Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '12

 
Kategori
Siyaset
 

Ortadoğu'da Gizli Şii- Sünni Savaşı ve Türkiye

Ortadoğu'da Gizli Şii- Sünni Savaşı ve Türkiye
 

Irak Başbakanı Nuri El-Maliki'nin  yaptığı açıklamalar aslında Ortadoğu gündeminin en sıcak ve beklenmedik açıklaması oldu. Beklenmedik olmasında ki kastım, aslında herkesin bildiği ama özellikle Sünni Cumhurbaşkanı yardımcısı Haşimi hakkında tutuklama kararı alınmasının ardından iyice su yüzüne çıkan Irak'taki mezhep çatışmasının bir Başbakan tarafından, bu derece densizce savunulmasıydı. Adam resmen işi "Bizim mezhep savaşımıza karışmayın yoksa biz de sizi karıştırırız." demeye getiriyordu.

Ortadoğu'da yaşanan Arap Baharı safsatası aslında herkesçe malum olduğu üzere, Ortadoğu'daki güç dengelerinin yeniden şekillendirilmesi üzerine yapılan planın bir parçasıydı. Ayaklanan ve bağımsızlık isteyen halklar bu ayaklanmalarla iktidarda uzun süre kalan ve çoğu diktatörleşmiş liderleri alaşağı etti ama şimdi baktıklarında gördükleri tek şey tam bir bilinmezlik ve değişmeyen yoksulluk oldu.Tahrir Meydanında kahraman ilan edilen ya da Tunus'ta Libya'da kahramanlıklarından bahsedilen ve özgürlük için ayaklandıklarını zanneden halk, ortada kaldı. Ne kahramanlıklarının ne de dökülen kanların karşılığını alabildiler. Onlar ezildi ama, karşılığını alan petrol ve silah tüccarları oldu. Yeni yapılan petrol ve silah anlaşmaları ve bu para akışını finanse eden mali kurumlar, bankalar, kısacası Dünyamızı yöneten güçler, alacağını aldı.

Bu güçlerin bölgesel kullandıkları farklı argümanları var. Örneğin Türkiye için Türk- Kürt ırk kavgasını işleme koyarken, Suriye'de  sünni- alevi, Mısır'da Müslüman- Hristiyan, Tunus'ta zengin- fakir, Irak'ta Sünni-Şii ve daha birsürü ateşlenecek fitili hazır bombaları var. Ama hepsinin ortak amacı elbetteki kendi karlı yatırımları. Ortak payda bu, gerisi onlar için teferruat....

Ortadoğu'da ki mezhep kavgası ise bu karışılığın içten içe yanan kül altındaki kor ateşi gibi. Üstündeki kül sıyrılıp da havayla temas ettirilirse alevlenecek vaziyette durmakta ve sanırım bu külü sıyırma görevi de Irak'ın şii Başbakanı Maliki'ye biçildi.

Başbakanın bu süreçte, Irak'ın Sünni Meclis Başkanı Nuceyfi ile Ankara'da, yine Sünni Irakiye Siyasi Grubu Başkanı Allavi ile telefonda görüşmesi Irak'a ve şii üstünlüğü kurmaya çalışan İran'a da bir yerde mesaj oldu. " Ben bu bölgenin sünni lideriyim ve bölgede ki sünni halkı gerekirse organize eder ve korurum" içeriğinde ki açıklamalar zaman zaman Dışişleri Bakanı tarafından da dile getirilmekte.

Suriye'de Esad'ın Baas hükümranlığı, sünnilere ve şiilere göre daha az bir kitle olan alevilerin üstünlüğünü yıllardır sürdürmesine sebep olmakta.  Zaman zaman siyaset icabı camiler yaptırıp sünni liderlerle pozlar verse de neticede Esad'ı Suriye'de ciddi manada destekleyen tek kesim, Sünnilerin iktidarda olmasından ürken Hristiyanlar oldu. Esad ise -özellile 2011'de ki kargaşayı sağsalim atlatmak adına- işi daha sağlamlaştırmak için birazda Çin ve Rusların etkisiyle İran'ın etkisindeki şiilere yanaşıp onlara tavizler vermeyi kurtuluş gördü. Bu şekilde hem iktidarda kalabilecek hem de İran ve Irak taraflarını sağlamlaştıracaktı. Aslında bu karar iktidarı için verebileceği kendince en mantıklı karardı, ki şu an da da yerini sağlamlaştırmış durumda.

Tunus'da ise bize yakın durulmasına rağmen,  Maliki mezhebinin çoğunlukta olması  şii etkisini hissettirebilir. Çünkü şiiliğe en yakın mezhep maliki mezhebi olarak görülüyor.

Libya'da halkın çoğunluğu sünni ve özellikle Maliki. Yıllarca Tunus'la birleşmeyi bile dile getirebilecek kadar  etnik kimliği Tunus'a yakın olan Libya, şu an seçime kadar geçiş hükümetiyle işi götürmeye uğraşıyor.  Libya belki de en etkili olabileceğimiz ülke konumunda. Tunus'un biraz daha Fransa'ya yakın durması işin kaymağını oraya akıtıyor.

Bahreyn'de bile son zamanlarda sünni iktidara karşı ayaklanan Şiiler aslında tüm Ortadoğudaki mezhep çatışmasını özetliyor. Dünyanın ağabeyleri küçük çocukların cebindeki harçlıklarını aldı kenara çekildi, şimdi onlar kendi aralarında yere düşen bozukluklar için kavga ediyor.

Suudiler ise rahatlıkları bozulmasın diye halkını paraya boğma yolunu seçtiler ki bu da etkili olmuş göründü. Şii yayılmacılığından çekinen ve daha önce de bir çok kez İranla takışan Suudiler şimdilik rahat görünümde.

İsrail belki de bu işten en zararlı çıkan ülke oldu. Maddi değil, manevi anlamda. Şimdi koruması gereken sınırları arttı. Onlar zaten kendilerinden başkasına bel bağlamadıkları için problem yaşamayacaklar  ama  işleri biraz daha çoğaldı!

Gelelim Ülkemize: Başbakan'ın Tunus, Mısır ve Libya üzerine hesabı tuttmuş gibi. Özellikle Recep Tayyip Erdoğan hayranlığının da etkisiyle -biraz acemice de olsa- desteklenen yenilikçiler üzerinde etkimiz eskiye göre artmış durumda. Ancak komşularımız Irak, Suriye ve İran için aynı şeyler sözkonusu değil. Bu Ülkeler, hortlayan soğuk savaş siyasetinin etkisi ve bunun sonucunda da  Çin ve Rusların desteği ile  daha rahatlar. Bana göre kırılma noktası olan Suriye'de Esad rejiminin devam ediyor olması,  Türkiye'ye karşı bu üç ülkenin " sen kim oluyorsun" tavrına bürünmesine sebep oldu. Başbakanın belki de " nasıl olsa Esad'ı da devirirler" öngörüsüyle Suriyeli muhaliflere kucak açması, sık sık Esad'a " İktidarı bırak" çağrıları, rüzgarı terse döndürdü.

Bizim için bundan sonrası daha zor olacak. Çünkü artık eskisi gibi Başbakanı Törenlerine davet eden Esad ya da saygılı açıklamalar yapan Maliki olmayacak. İran, Suriye' yi yanına almış vaziyette ve Türkiye'yi her zaman olduğu gibi bölgedeki rakibi konumunda göremekte. İsraille bozulan ilişkiler ise Suriye ve İran'ın bizi biraz daha hafif! görmesine yolaçmış durumda. Irak'ın tepkisi bile İsrail desteği kokuyor. Hepsinden önemlisi muhtemelen kanayan yaramız halindeki, Pkk terörüne, daha önce terketmek zorunda bırakıldığı barınakların, artarak geri verilebilmesi ihtimali. Öyle ya "kaşıma yaramı, kaşırım yaranı" tezi devletler siyasetinde herzaman gerçekleşme ihtimali olan bir tezdir. Osmanlı'dan sonra pek de yapmadığımız bir işti ama sanırım bu kez  bazılarının yarasını kaşıdık........ 

 
Toplam blog
: 164
: 672
Kayıt tarihi
: 21.10.10
 
 

İnşaat Mühendisiyim, olaylara anlık değil öncesi ve sonrasıyla bakmaya çaba gösteririm. Dağ havas..