- Kategori
- Dünya
Ortadoğu karmaşası ve silah pazarları
Ortadoğu'da olup bitenler din ve mezhep çatışmaları üzerinden değerlendiriliyor. Katliamları tiran denilen liderler mi, yoksa muhalif denilen teröristler mi yapıyor? O da muamma. Ortada bir dini ve mezhepsel çatışma var. Ama bu o ülkelerdeki halklar için geçerli. ABD ve diğer batı devletleriyle Rusya için ise durum çok farklı. Onlar için katledenlerin de, katledilenlerin de, din ve mezhebin de hiçbir önemi yoktur. Olup bitenleri kendi menfaatlerine göre değerlendirirler. Bu da silah ticareti meselesidir ki buna değineceğim.
Türkiye, Suudi Arabistan ve İran gibi Müslüman nüfuslu devletlerse olayı çatışanlar gibi din ve mezhep odaklı değerlendiriyor. İran Suriye'deki Şii iktidarın mevcudiyetini savunurken, Türkiye ve Suudi Arabistan Sünnileri iktidara getirmek için çabalıyor. Tabii laik ve anti-laik çatışması da devletlerin taraf tutmasında etkili.
Türkiye'nin ABD'nin Ortadoğu planlarına ortak olması barışın ölüm ilanıdır. Türkiye ABD'nin çıkarlarını bile bile siyasi ayrılıkları ve mezhep çatışmalarını körükleyerek maalesef çok vahim sonuçlara yol açabilecek bir dış politika uyguluyor.
Arap baharının yaşandığı ülkelere demokrasi geldi derken bu ülkeler de savaşlar bitmek bilmiyor. Aslında savaşların bitmemesi de bazı devletler için bir kazanç kaynağıdır. İşte Türk hükümeti bunun farkında olduğu halde bu durumdan istifade edip Suriye ve Mısır'da sünni muhafazakarların şeriat ideallerine destek veriyor.
Peki ABD, İsrail ve Rusya gibi devletlerin menfaatleri ne? Daha önce silah ticareti meselesine değinmiştim ama Ortadoğu meselesinden kısaca bahsetmiştim. Irak, Libya bir dönem Rusya'nın silah ihracatını yaptığı ülkelerdi. Irak ve Libya artık ABD'nin silah pazarı haline gelmişlerdir. Yemen ve Suriye ise halen Rusya'yla askeri işbirliğini sürdürüyor. Ancak bu iki ülkedeki iktidarı da ABD kati suretle desteklemiyor. Yemen'de bir ara ufak tefek çatışmalar vardı ama şimdilik dindi.
Mısır'da ise Mursi iktidarı ABD karşıtı olarak değerlendiriliyordu. Halbuki Mursi de Sisi de ABD destekli iktidara gelmişlerdir. Bu iktidar değişiklikleri ve çatışmalar da aslında silah ticaretinin artması için yaratılan bir buhrandır. Her iki dünya savaşından da Fransa ve İngiltere'ye yaptığı muazzam silah satışıyla karlı çıkan ABD Ortadoğu'da da aynı taktiği uyguluyor. Suriye'de Rusya yandaşı iktidarın değişmesi elbette ABD için önemlidir ama değişmese de bir kazanç vardır. Özgür Suriye Ordusu Türkiye ve Suudi devletinden aldığı finansal destekle ciddi bir silah potansiyeline sahiptir. Bu silahlar da ABD ve İsrail kaynaklıdır. Yani teröristler Türk halkının vergileriyle ABD ve İsrail'i daha da zengin ederken, Türkiye de hem bu iki devlete iyilik etmiş hem de Müslümanlar arasındaki savaşları tahrik etmiş oluyor.
Savaş daha fazla silaha gereksinim yaratır. AKP'nin ve Arap şeyhlerinin mali desteği, teröristleri güçlendirecek, ABD ve İsrail de silahını pazarlayacaktır.
Afganistan ve Irak'a barış geldi mi? Her iki ülkede de Taliban ve El-Kaide hala terör saldırılarında bulunuyor. Bu saldırıların olması güvenliğini daha da arttırma ihtiyacı duyacak olan bu devletlerin hükümetlerinin ABD'den daha fazla silah temin etmesine sebep olacaktır.
Peki PKK meselesine ne demeli? PKK sorunu Arap buhranının had safhaya ulaştığı bir dönemde çözülüyor. Nasıl oldu da 30 yıldır terör estiren PKK silah bıraktı. Tabii açıklanmayan gizli vaadeler çok. Ama başka bir mesele daha var. Türkiye PKK terörü dolayısıyla hep ABD ve İsrail'den daha fazla silah almış ve bu durum ciddi mali yük getirmişti. Acaba ABD Ortadoğu'da yarattığı yeni çatışmalara destek vermesi karşılığında PKK'nın durmasına izin mi verdi? Yani Türkiye ABD'nin menfaatlerini gözetecek ve bu sayede de Türkiye'ye mali külfet getiren PKK sorunu çözülecek, ABD de Türkiye'ye eskisi kadar olmasa da silah satmaya devam edecek ama yeni pazarlar bulmuş olacak. Yani başka ülkelerde sorun yaratmak uğruna PKK meselesi çözülüyor.
Savaş bazı halklar için ölüm iken, bazıları için zafer ve paradır. Yani kazanan ABD ve İsrail'dir. Türkiye de katliamlardan para kazananlara fırsat vermektedir. Hem de Türk halkının vergilerini harcayarak.