Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '06

 
Kategori
Haber
 

Ortadoğu ve savaş - 1

Ortadoğu ve savaş - 1
 

Son günlerde Ortadoğu yine bir trajediye sahne oluyor. Lübnan Hizbullah'ının iki İsrail askerini kaçırıp, sekizini de öldürmesinin ardından, İsrail ordusu basta Güney Beyrut olmak üzere tüm Lübnan'ı ateşe boğdu. Savaşın üçüncü haftasına girerken Lübnan'da ölü sayısı 500 civarında ve büyük coğunluğunu siviller oluşturuyor. İsrail, yarısından fazlasının asker olduğu 60'a yakın kayıp verdi. Bu şiddet, birçok dünya ülkesi tarafından orantısız ve aşırı bir reaksiyon olarak nitelendi ve kınandı.

Sahiden de durum, İsrail'in bu fırsatı kolladığını ve gün geçtikce güçlenen Hizbullah gerillalarını vurmak için iyi bir gerekçe saydığını akla getirmiyor değil.

Lübnan'ın ilk işgali, orada üslenmiş olan Yassir Arafat ve onun komutasındaki 'Filistin Kurtuluş Örgütü (PLO)'nü dağıtmayı amaçlıyordu. Arafat ve adamları uzun yıllar Ürdün'den İsrail'e karşı faaliyet gösterirken, Kral Hüseyin'le çatışmış ve ülkeden kovulmuşlardı. Sığındıkları Lübnan'dan da bu defa Tunus'a kaçmak zorunda kaldılar.

Çıkan savasın akabinde ülkede bulunan ayrı dini gruplar birbirine girmiş ve yüzbinlerce insanın hayatını kaybettiği iç savas başlamıştı. Ülkenin % 40'ı Şii Müslümanlardan, %30'u Hristiyanlardan ve kalanları da Sünni ve diger mezheplerden oluşuyor.

Hatırlarsak, 2000'de Ehud Barak İsrail ordusunu 18 yıllık bir işgalden sonra Güney Lübnan'dan tek taraflı çekmis ve bölge olduğu gibi Hizbullah militanlarının eline geçmişti. Tabi, o zaman da kimse Israil'in bu adımını hümanistliğe veya barış severliğe yormamıştı.

Daha çok, her gün işgal topraklardan eve tabut içinde dönen genç askerler ve Israil'le işbirliği yaparak iç savaş süresince Müslümanlara karşı savaşan Hristiyan 'Güney Lübnan Ordusu (SLA)'nun da dağılması bunu gerekli kılmıştı. Bu altı yıllık süre zarfında Hizbullah, gücünü etable etmekle kalmayıp yeni silahlar edindi ve ülkenin güneyinde kontrolü elinde tutan tek güç haline geldi.

Hizbullah o zamanın İran büyükelçisinin büyük katkılarıyla kuruluyor. İlk lideri Mussavi'nin İsrail tarafından öldürülmesinin ardından, grubun başına Seyyid Hasan Nasrallah geçiyor. Mussavi'nin öldürülmesine cevap olarak Buenos Aires'deki İsrail elçiliğine bombalı saldırı düzenleyen grup giderek yarı-konvansiyonel bir ordu haline geliyor. Bugün, 5000 'sert çekirdek' ve binlerce rezervistten olusan güçlü bir potansiyele sahip.

 
Toplam blog
: 3
: 456
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

28 yaşındayım, yurt dışında Master yapıyorum. ... Dünya'da olup biten bircok sey ilgimi ceker. Bunda..