Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Haziran '14

 
Kategori
İş Yaşamı - Kariyer
 

Ortaklık kültürü

Ortaklık kültürü
 

Birlikten sinerji doğar


Gün geçtikçe değişmeye başladığını bazı örneklerle görsek de ülkemizde firmaların büyüyememelerinin ve kalıcı hale geçememelerinin önündeki en büyük engellerden birisi olarak ortaklık kültürünün zayıf olmasını görüyoruz. Birlikte çalışma, ortak çıkarlar için çabalama, görevi ve sorumluluğu, özellikle de kazancı paylaşma alışkanlığı gibi unsurların ticari hayatımıza tam olarak yerleştiğini söylemek pek mümkün gözükmüyor.

Toplumlar, gelenekler ve iş yapış tarzları hızla değişime uğrarken; firmaların bu değişimlere ayak uydurmaları ise gerektiği kadar çabuk gerçekleşmiyor. Genel olarak “küçük olsun benim olsun”, “söz sahibi ben olayım, ben yöneteyim, ben kazanayım” anlayışları firmalarda ve firma yönetimlerinde hâkim durumda. Ancak dünya giderek daha hızlı değişirken bu değişime karşı koymak mümkün olamayacağı gibi bundan etkilenmemek de mümkün değil. Tüketici tercihleri ve rekabet günümüz dünyasının en büyük belirleyicileri konumundalar.

Küreselleşmenin bir parçası olarak ülkeler arasında yapılan gümrük birlikleri ve imzalanan serbest ticaret anlaşmalar ile birlikte firmalar, artık sadece ülke içerisindeki yerel rakipleriyle değil, küresel rakipleriyle de yüzleşmek zorunda kalıyorlar. Bu tür gelişmeler ve ekonomik krizler, aynı sektörde veya birbirlerini tamamlayıcı alanlarda faaliyet gösteren firmaları, hem ulusal hem de uluslararası alanlarda işbirliği yapmaya zorluyor.

Şüphesiz ortaklık süreci kolay bir süreç değil. Günümüzde insanların kişisel hayatlarındaki ilişkilerini sürdürebilmeleri ve ileriye götürebilmeleri giderek zorlaşırken, firmaların ticari hayatlarında yeni ortaklıklar kurmaları ve mevcut ortaklıklarını geliştirebilmeleri de kolay değil. Ancak şu bir gerçek ki, iş hayatındaki gelişmelerin ve rekabetin oluşturduğu ekonomik, yasal, teknik ve yönetsel boyutlarda, firmaların kendi bireysel girişimleri rekabette çok zayıf ve yetersiz kalıyor, uzun soluklu olmuyor.

Teknolojide yaşanan hızlı değişim ve gelişim ile birlikte, her geçen gün yeni ürünler ve hizmetler ortaya çıkıyor. Teknolojik gelişimin bu hızlına adapte olmakla boğuşan ve rekabette tutunmaya çalışan firmaların, ayakta kalabilmek için ar-ge, finans, üretim ve pazarlama gibi alanlarda yapacakları stratejik ortaklıklar ellerini güçlendiriyor.

Her firmanın, tüm fonksiyonlarında başarılı ve mükemmel performanslı olması beklenemez. Bazı firmalar iyi ürünler tasarlarken bazı firmalar üretimde çok iyidir. Benzer şekilde bazı firmaların finansal yapıları güçlü iken bazı firmalar pazara erişim konusunda rakipsizdirler. Özellikle ihracat düşünen veya hâlihazırda ihracat yapan firmalar arasında kurulacak stratejik ortaklıklar ile yıkıcı değil yapıcı rekabet ortamı oluşturmak ve dünya arenasında uluslararası rakiplerle daha kolay rekabet etmek mümkün.

İlginç bir gelişme

Çok kısa bir zaman önce Amerikalı girişimci ve elektrikli otomobil üreticisi Tesla firmasının kurucusu Elon Mask, tüm patent davalarından vazgeçtiklerini ve bundan sonra patentlerini kullanan firmalara dava açmayacaklarını belirtti. Hemen arkasından BMW ve Nissan gibi diğer otomobil üreticileri elektrikli otomobil üretimi konusunda Tesla ile ortaklık için görüşmeler yapmaya başladı. Bu hareket bence gelecekte rekabetin yıkıcı yanının değil, birlikte çalışarak yapıcı yanının etkin olacağının bir göstergesi konumunda.

Ortak çalışma konusunda girişimcilere ve işletme yönetimlerine çok sayıda başarısızlık örnekleri gösteriliyor. Genel kanıya göre, aynı sektörde birbirine rakip olan veya farklı sektörlerde faaliyet gösteren firmaların bu tarz stratejik ortaklıklar kapsamında bir araya gelmelerinin mümkün olmayacağı yönünde. Ancak Tesla’nın patentlerini açması olaya farklı bir boyut getiriyor. İşletmelerin büyümeleri ve kalıcı duruma geçebilmeleri için başarısızlık örneklerinden daha çok cesaret verici başarı örneklerinin ön plana alınmasına ihtiyaç var.

Elde neler var

Ortaklık kültürü zengin olmayan toplumlarda firmaların ömürleri de uzun olmuyor. Bireysel olarak hızlı gitmek mümkün, ancak uzağa gitmek istiyorsak birlikte gitmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Ülke olarak 2023 yılında 500 milyar dolarlık bir ihracat rakamını hedefliyorsak bu, firmaların bireysel çalışmalarından ziyade bir arada çalışmaları ve hatta bir arada çalışmayı sürdürülebilir hale getirebilmeleri ile mümkün gözüküyor.

Modern hayat insanları ve kurumları her ne kadar birbirinden uzaklaştırsa, bireyselleştirip rakip haline getirse de ortaklaşa iş yapma kültürünün geliştirilmesi önemli. Sonuçta başarının temel unsurlarından birisi takım oyununu becerebilmek. Dünya arenasında rekabet etmek isteyen firmaların ortaklık kültürünü benimsemesi ve ortaklık yapmayı öğrenmesi gerekiyor.Dünya için yarışan firmalar çoğu zaman pazara erişimi sağlamak ve yeteneklerini tamamlamak için yerel ortaklara ihtiyaç duyuyorlar.

İyi ortaklıklar için

Yapılması gerekenlerden belki de en önemlilerinden birisi, birlikte yaşam ve ortaklık kültürünün aile içi eğitimden başlayarak ve sonrasında da örgün eğitim aşamalarında bireysel hayatlarımıza girmesidir. Örneğin iletişim, müzakere teknikleri, ekip çalışması, yönetim gibi konularda iyi eğitim almış, liderlik vasıfları geliştirilmiş girişimcilerin kuracakları işletmeler, ortaklık kültürünü çok daha kolay benimseyecek ve rekabette bir adım daha önde olacaklar.

Ortaklıklarda doğru ortak seçmek ve bu ortaklığı bir ortaklık sözleşmesine bağlamak gerekiyor. Vizyon sahibi, uzun vadeli hedeflerine bağlı olarak işini tutkuyla gerçekleştiren, sorumluluk sahibi, birbirinin eksiklerini tamamlayacak kişi ve kurumlarla ortaklık yapmak giderek önem kazanıyor.

Ortaklığın amaç ve hedeflerinin taraflarca açık ve net olarak kavranması, tarafların birbirlerinden olan beklentilerinin açık ve net olarak ifade etmesi, ortaklık konusunda gerçekçi hedeflerin belirlenmesi, ortaklığın varacağı noktaların tam olarak taraflarca anlaşılması önem arz ediyor. Gerektiği durumlarda ortaklık konusunda yetkin danışman veya kurumlardan destek almak gerekiyor.

Çok ortaklı yapıların oluşması, yapılan ticaretlerin daha kurumsal ve sürdürülebilir hale dönüşümüne destek veriyor. KOSGEB’in uyguladığı, KOBİ’lerin tedarik, pazarlama, üretim, finansman benzeri alanlarda tek başlarına çözümünde zorlandıkları birçok soruna çözüm bulunmasını amaçlayan“İşbirliği Güçbirliği Destek Programı” ile KOBİ’ler arasında ortaklık ve işbirliği kültürünün geliştirilmesi amaçlanıyor. Program hakkında detaylı bilgiye www.kosgeb.gov.tr/Pages/UI/Destekler.aspx?ref=5 adresinden ulaşmak mümkün.

Ortaklık kültürünü benimsemiş firmaların ticari ve teknolojik ortaklık arayışlarına hizmet eden Avrupa İşletmeler Ağı ise firmaların başvurabileceği bir diğer alternatif kanal.

 
Toplam blog
: 54
: 811
Kayıt tarihi
: 07.03.11
 
 

Endüstri mühendisi, sistem mühendisi, KOBİ uzmanı. Otomotiv, cam, bilişim ve inşaat makineleri se..