Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '09

 
Kategori
Anılar
 

Ortaköy sırtlarına gitmek için Kyoto'dan mı geçmeli?

Ortaköy sırtlarına gitmek için Kyoto'dan mı geçmeli?
 

Altan Erbulak


Kyoto’da otel odamda oturmuş yapacağım konuşmayı yazmaya çalışıyordum. Esasında Türkiye’den yola çıkmadan önce konuşmam hazırdı. Ve iyi bir konuşmaydı da. Ancak bir yandan 'olmadığını' biliyordum. Yani içeriği doğruydu, ifadeler güzeldi, konu uygundu. Ancak sanki sahici değildi. Sahici olması için gerçekten yüreğimin derinliklerinden gelmesi gerekiyordu. Ve günlerce bilgisayar ekranı önümde açık durduğu ve sayfalarca yazı yazdığım halde konuşma istediğim gibi olmamıştı.

Ve Japonya’ya vardığım bu ikinci günde Kyoto’da akşamüstü bilgisayar kucağımda yatağımda oturuyordum. İçimde bir şeyler yazmak isteği vardı.

Ve o küçük odada, yatağın üzerinde belki bir saat içinde konuşmamı yeniden yazdım. Oturdum ve yazdım, hiçbir düzeltme yapmadan. Geldiği gibi. Bitirdiği zaman artık gözlerim kızarmış ve yüzüm kuruyan gözyaşlarım nedeni ile gerginleşmişti. Bitirdiğim an’da söylemek istediklerimi tam da istediğim gibi söylemeyi başardığımı biliyordum.

Belki bu yüzden 3 gün sonra 7-8 bin kişiye o konuşmayı yaparken sanki evimde çok sevdiğim arkadaşlarım ile konuşur kadar rahattım. Hayatımda bu kadar büyük bir topluluğa ilk defa hitap ediyordum, ancak sözlerim o kadar doğruydu ki, başkasının ne düşüneceği önemli değildi. Bu kelimeler bana aitti ve kelimelerimi sahiplenmekten çekinmiyordum.

*

Ben yazı yazmaya ortaokul yıllarında başladım. Yazı ortaokul ve lisede okul gazete ve dergileri ile benim için anlamlı olmaya başladı. Lise son sınıftayken Rahmetli Altan Erbulak’ın TRT’de bir programına sınıf olarak davetliydik. Programın çekildiği hafta Altan Erbulak hayatını yitirdi. O günlerde Melik Aşık ile ortak hazırladıkları bir gazete köşeleri vardı. Her sabah okula gitmeden önce gazetede o gün Melik Aşık’ın neleri yazdığını ve Altan Erbulak’ın neleri çizdiğini görmek için telaşlanırdım.

Ben fotoğraf çekmeyi küçüklüğümden beri çok severim. Ortaokul yıllarında bile okula bir fotoğraf makinesi götürürdüm. TRT’ye gittiğimiz gün de yanımda vardı ve Altan Erbulak ile bir fotoğraf çektirmiştik.

Altan Erbulak’ın ani ölüm haberi bende bir şok ve derin bir üzüntü yaratmıştı. Okul Sergimiz ‘Serçe’ye bu fotoğrafı da kullanarak bir yazı yazmıştım.

Sonra nereden aklıma geldi bilmem, bu dergiden bir kopyayı Melih Aşık’a o günlerde yazdığı gazeteye gönderdim. Ve unuttum.

Aradan ne kadar süre geçmişti gerçekten hatırlamıyorum, ancak bir gün eve geldiğimde Annem bana bir mektup geldiğini söyledi. Zarfı aldım ve gönderen bölümüne baktım. Melih Aşık’tandı. Bugünden 21 yıl önce.

Telaşta zarfı açtım. Melih Aşık bana Altan Erbulak ile ilgili yazımı gönderdiğim için teşekkür ediyordu. Ancak sonra mektupta farklı şeyler yazmaya başlıyordu. “ … Sevgili Zeynep, göndermiş olduğun dergiyi incelerken şiirlerine rastladım. Çok beğendim. Lütfen yazmaya devam et, … ” diyordu. Heyecan ile okurken kelimeler gözlerimin önünde adeta karışıyordu. İnanılmaz bir heyecan ve sevinç hissettiğimi hatırlıyorum.

Altan Erbulak öldüğünde sanırım 1988 yılının Mayıs ayı’ydı. Aradan 21 yıl geçmiş. TRT’nin Ortaköy sırtlarındaki stüdyolarına gittiğim o gün hala hafızamda taze.

Melih Aşık’ın bana gönderdiği sevgi ve destek de.

Teşekkürler yaşayan ve gönüllerde yerlerini koruyan güzel Üstatlar.

Z.

______________________________________________________________________

Günün Onaylaması: “Kendi yaşam sorumluluğumu üzerime alma görevimi hiçbir koşul ve sebeple ertelemem.” R. Şanal Günseli

Üstatlardan: “Rüyalar sizin gerçek yaşamdaki büyüme potansiyelinizin bir göstergesidir.” Deniz Wailey ve Reni L. Witt

Zeynep’in Okuma Tavsiyesi: “Düşlerinizi Gerçekleştirebilirsiniz” Yazarlar: Jack Canfield, Mark Victor Hansen

 
Toplam blog
: 132
: 1125
Kayıt tarihi
: 04.11.07
 
 

Üsküdar Amerikan Kız Lisesi'ni birincilikle bitirdi. Amerika Birleşik Devletleri'nde Cornell Üniv..