Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Eylül '14

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Ortaöğretimde de türban serbest!

Ortaöğretimde de türban serbest!
 

Kaynak: İnternet


Gına geldi; usandırdılar vallahi! "Türban" konusunda yazmayacak kadar bıktırdılar!

Bunun rastgele bir durum olduğunu düşünmüyorum; toplum mühendisleri ki inanın bizim gibi ülkelerden çıkmaz, şöyle yapılırsa bu olur, böyle yapılırsa şu olur diyen işinin erbabı kişiler... Bizim gibi ülkelerde "İşinin erbabı" olanlarları pek yaşatmazlar; kendi yerinden olacağı düşüncesiyle düşman kesilir, ayağını kaydırmaya çalışırlar!

Yazılımı başka bir ülkede gerçekleşmiş bir programın uygulanmasına tanıklık ediyoruz sadece...

******

Türban; sadece kişisel bir tercih olsa amenna!

Ama kişisel bir tercih değil!

Bir kere neden değil? Küçücük kız çocukları kendi özgür iradeleriyle türban takmayı tercih edebilecek yaşta değiller, üstelik de zaten kız çocuklarına evlenene kadar kendi iradeleriyle karar vermeleri bir anlamda yasaklanmış olup, evlendiken sonra da kocaları tarafından böyle bir hak tanınmamaktadır! Bakmayın "evlendikten sonra kocanla yaparsın" diye kocaman bir yalan söylüyorlar!

******

"Yap" deniliyor, yapıyor... Garibim... Yat deniliyor yatıyor, kalk deniliyor kalkıyor!

Üç bin liraya da satılıyor, beş bine de...

******

Bu kızlar her sektörün elinde!

Bir delikanlı çıkıyor, genç kıza güzel şeyler söylüyor, alışık da değil kızımız, hep hoyrat davranılmış... Hoşuna gidiyor, gitmemesi anormal...

Altı-üstü yanak ve dudak arasında kalan kenardan öperken delikanlının bir arkadaşı şak diye görüntülüyor!

Kızcağız, aman ailesi duymasın, görmesin diye her türlü pisliğin içine giriyor!

******

Oysa, ailesine güvenen ve ailesinin güvendiği bir kız böyle bir pisliğin içine girmez!

******

Perspektif sonrası konumuza dönersek; kendi isteğiyle türbana giren kızlarımızın yaş skalasının en azından seçme yaşına ulaşması gerektiğini düşünüyorum.

Bunun bile yeterli olmadığını da düşünüyorum ya; neyse...

Neyse diyorum, zira "para" ile satın alınamayacak şey yoktur bilinci özellikte üçüncü dünya ülkelerinin varlığından kaynaklanıyor ve sahiden de para ile satın alınamayacak bir şey yok durumuna geliniyor!

Onur, yeterlilik, dürüstlük gibi kavramlar böyle ülkelerde öyle hızlı bir şekilde değerini kaybediyor ki; altın, dolar, Euro fiyatları en çok takip edilen değerler oluyor!

******

Türbanın ortaöğretime girmesi, aslında var ya, laikliğin dibine dinamit yerleştirilmesidir!

Atatürk'ün kurduğu cumhuriyet Türkiye'sine bir tekmedir!

Konuya buradan girince "lanet" geliyor, kız çocuklarından girince de "Sana ne, çocuk benim!" deniyor!

Hay akılsız; senin çocuğun bu ülkenin vatandaşı; ister döverim-ister söverim dediğin anda sana da dur diyecek bir kanun var! Pek işlemiyor; ona güveniyorsun muhtemelen!

Senin çocuğun için devletten beklediğin yardım kadar senin de bu ülkeye bir borcun var! O çocuğu düzgün yetiştirmek gibi...

******

Konuyu fazla genişlettim, farkındayım, ancak dar açıdan bakılacak bir durum da değil!...

"İsteyen istediği gibi yaşasın" en uygulabilir ve en pratik yöntem ki en de insan haklarına uygun olan!

Özgür olsun herkes!

Ne yapmak istiyorsa onu yapsın!

Yeter ki kendi bilinciyle, tercihiyle yapsın!...

Yani, hata da yapsın, yanlış da yapsın; kendi isteğiyle yapsın!

Kendi hesabını kendisi görsün; görsün ki yoluna sağlıklı bir şekilde devam edebilsin!

******

Şimdi söyleyin ne olur: Ortaokul düzeyindeki bir kız çocuğu kendi iradesiyle türbana girer mi, girmez mi?

Ben diyeyim: O yaşlarda kendi tercihlerini yapamazlar!

En basiti; 18 yaşına varmayanlara oy kullanma hakkı bile verilmiyor! Nedeni gayet açık! Henüz seçme yetisinde sayılmıyorlar!

Ailelerinin yaptırımları,örnek olma durumu neticesinde türbana giren kızlar, farkında bile olmayarak, diğer kızlara kıstas olarak sunulacak!

Kullanılacaklar!

Bir öğretmen, ısrarla, en yüksek notu verecek sözlüde; başı açık kız öğrenci içerleyecek!

Falan... Filan...

Laikliğin amacı din ile devlet işlerini karıştırmamaktı; çok da doğru bir karardı ancak din ile devlet işleri çoktan karıştı; en çok kullanılan da kız çocukları ve kadınlar oldu!

Ortadoğunun bir ülkesi durumuna gelmemizde emeği geçenleri kınıyor, başörtüsü gibi kadınca argümanları kullanmak durumunda kalmalarından dolayı da ayıplıyorum!

Adam dediğin dik durur! Adamların karşısında konuşur! Bir duruşu olur; ya merttir ya da namert!

Kadınların karşısında konuşup da mest olmaz! Alkış hayranı da olmaz!...

Kadınların türbanlarıyla da yol almaz!

Kadınları geçtik, gencecik kızların başlarıyla oynanıyor!

Tüm bunlar "Türkiye Cumhuriyeti" nin verdiği yetkiler dahilinde yapılıyor!...

Gözümüzün önünde... Gıkımız çıkamıyor! Şikayet etsen, desen ki T.C. kanunlarına aykırı davranılıyor, T.C. savcıları  seni şikayer edecek durumda!

Vali'ye gitsen, önce hangi tarafı tuttuğunu bilmen gerek! Spor falan değil, hangi siyasi partinin destekleyicisi...

Neyse...

Hepimizin bildiği gerçekler; Türkiye Cumhuriyeti "Yeni Türkiye" olarak akıllara kazınılanıyor ya; masallar ile büyütülmemiş çocuklar yetişkinliklerinde masallar ile uyutulmak istiyorlar!

Masallarla uyumak hoşlarına gidiyor; masallarla uyumuş, büyümüş olan bizler ise gerçekleri fazlasıyla görüyoruz!

Bu nedenledir ki küçücük kız çocuklarının türban altına girmesinin toplumsal travmasını ve Arap kültürünün resmi bir şekilde desteklenmesinin ülkemiz adına nasıl onarılmaz zararlar verdiğini ifade etmek zorundayım!

Diğer türlüsü "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" atasözüdür ki onda da zaten bir hayıflanma var, zannımca!

 

Mail: gulgun_2006@hotmail.com

https://twitter.com/Gulgunkaraoglu

 
Toplam blog
: 1269
: 1343
Kayıt tarihi
: 18.09.07
 
 

İzmir, 1963 doğumluyum. Dokuz Eylül Üniversitesi İngilizce bölümü mezunuyum ve özel bir şirkette ..