Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Temmuz '09

 
Kategori
Genel Sağlık
 

Ortopedi servisi

Aşağıda anlatılacak olay 29 temmuz 2009 günü gerçekleşmiş olup, konunun muhatabı olan kişilerin isimlerine yer verilmemiştir. Bu yazı Türk sağlık sistemine adanmıştır. Daha şimdiden aman Allah' ım gene nasıl bir yazı patlatılıyor dediğinizi duyar gibiyim. Çok ağır bir giriş oldu.

Çok sevdiğim bir dostumun kızının ayağından ameliyat olması gerekti. Hayati bir ameliyat değildi ama önemsiz de değildi. Dün Haydarpaşa Numune Hastahanesinde ortopedi servisinde ameliyata alındı. Ancak ameliyat öncesi gelen bir trafik kazası nedeni ile yakınımın kızının odasından ayrılması istenmiş. Ameliyat sonrası da sedyede koridora alınmış. (Ameliyat sonrası hijyen, bakım vb gibi konuların önemini yazmam gerekmediğini düşünüyorum.) Bunun üzerine babası çıkışının verilmesini rica etmiş. Hastahane yetkilileri izinli sayılabileceğini söylemişler. Baba üzmeyin kendinizi diyerek taburcu olmayı kabul etmiş. Şimdi iki günde bir kontrola gidecek bir süre sonra da dikişler alınacak.

Şimdi burada vahamet nerede, bu ülkede bundan daha vahim, sayısı bilinemeyecek kadar sağlık sorunu yaşanıyor diyebilirsiniz. Kesin olarak haklısınız. Bu olay bireysel olarak Türkiye gerçeğinden baktığınızda çok vahim değil. Ama bir de şöyle bakalım. Dün sıradan bir gün. Haydarpaşa Numune Hastahanesi sadece İstanbul' un değil, Türkiye' nin önemli hastahanelerinden ve bence en iyilerinden biri. İstanbul deprem kuşağında ve o deprem bir gün olacak. Şimdi aynı senaryoyu tekrar düşünelim. Türkiye' nin en önemli hastahanelerinden biri tamamen sıradan bir günde bir trafik kazası geldiğinde hastasını koridora çıkarmak zorunda kalıyor ve doktorları da istemeseler de hastayı imza karşılığı taburcu ediyorlar ise bu deprem -depremi boş verin- çok daha ufak çaplı ama biraz kitlesel bir sorun yaşandığında ne olacak? Evet tekrar ediyorum bir de şimdi düşünün olayın vahameti var mı yok mu aslında?

Ve bir daha düşünün benim her sefer nüfus nicelik / nitelik ilişkisi dediğim olayın aslında ne kadar büyük bir sorun olduğunu. Çünkü organizasyon kavramının bence en uzak noktasında duran bir toplumun tamamen kendisini ve/veya yakınlarını ilgilendiren bir sağlık sorununda o hastahaneye akın edip orayı ne hale çevireceğini iyi düşünün. Allah aşkına iyi düşünün. Çığlık çığlığa bağırarak doktorlara saldıran hasta yakınlarının TV görüntülerini anımsayın.

Evet sayın okurlar bu denli kökten, temel sorunları olan bir toplumun, inşa modeli her ne olursa olsun yapacağı yatırımlar aynı güzergaha 1218. otoyol, tren yolu, viyadük, köprümüdür, her akarsuyun üstüne yüzlerce barajmıdır, yoksa bu kökten sorunları çözecek adımlarmıdır? Ki bu yatırımların çevre, tarih, doğa üzerine olan maliyetlerini bir kez daha yazmıyorum bile.

Burada çok önemli bir nokta daha var. Bu yapılaşma mantığından geçmiş iktidarlar ve şu anki iktidar tek başına sorumlu tutulamaz. Çünkü sonuçta bu iktidarlar düpedüz bizden çıktılar, bizim oylarımız ile oraya geldiler. Hepsi biz neyi istiyorsak onu verdiler.

Tamamen önce biz değişmek ve doğal olarak beklentilerimizi değiştirmek zorundayız. Lunapark gibi ışıl ışıl Bolu dağı tünelleri yerine şıkır şıkır işleyen bir sağlık sistemi için kaynak aktarmanın, proje yapmanın daha doğru olduğunu düşünüyorum.
 
Toplam blog
: 226
: 558
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

15 Nisan 1959 İstanbul doğumluyum. Marmara üniversitesi siyasal bilimler fakültesi mezunuyum. Ancak ..