Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Sonsuzluk (Osman Özeker)

http://blog.milliyet.com.tr/yasev

04 Ağustos '11

 
Kategori
Ramazan
 

Oruç Baba

Oruç Baba
 

Ramazan ayında özellikle İstanbul halkının vaz gecemediği bir türbe olarak ilgi çeken Oruç Baba, islam bilginleri arasında önemli bir yer işgal etmektedir. 

Ramazan ayının ilk günü bir çok müslüman Oruç Baba türbesine akın etmekte, özellikle kadınlarımız daha yoğun olarak bu türbeyi ziyaret etmektedir. 

Orucun ilk günü Oruç Baba'nın türbesinde sadece "ekmek ve sirke ile" oruç açmak ve dilekte bulunmak artık gelenek haline gelmiştir. 

Bir söylentiye göre Şeyh Mustafâ Zekâyî Efendi, Ramazân-ı Şerîf ayının ilk iftarında orucunu Hızır Aleyhisselâm ile birlikte bir yudum sirke ve bir zeytin tânesi yiyerek açmıştır. Bu nedenle her sene Ramazân ayında, ilk iftar yemeğinde Kürkçü Bostanı Sokak ve civârı, bilhassa hanım ziyâretçilerle dolup taşmaktadır Şeyh Mustafâ Zekâyî Efendi, İşkodra ve Üsküdar Muhâfızı, Bursa YenişehirBeylerbeyi İbrahim paşanın oğludur. Zeyh Mustafa Zekai Efendi hayatı boyunca bir çok dini eğitim almış bir çok tarikat öğretilerinden geçmiş birisidir. 

Alim, arif ve Şair olan Oruç Baba, aynı zamanda Şa'baniye şeyhide olmuştur. 

Mustafa Zekai Efendi'ye "Oruç Baba" lakabının nasıl takıldığının, hangi özelliği bu lakabı aldığı konusunda kesin bir bilgi bulunmamaktadır. 

Rivayette ise Hızıraleyhisselamla birlikte oruç açtığı ve orucunu da sirke ve ekmekle açtığına dair hikaye yaygındır. 

Oruç Baba ile ilgili mezar taşına sonradan yazılan (Anadolu Türkçesi ile) kitabede; 

Şey Ahmet El Mısrı daha önce Bedevi tarikatından olup,  

Şeyh Zekai Efendiye gelerek, Şeyh Zekayi Efendinin tarikatına girmiş ve bütün ömrünü, Oruç tutarak geçirmiştir. 

Ruhu için Fatiha; 

cümleleri yazılmıştır. Bu ifadelerle ilgili belge ve kayıt var mı, yok mu, bu husus açıklığa kavuşturulmamıştır. 

Kitabede Oruç Baba'nın tüm ömrünü oruç tutarak geçirdiğine dair ifadeler bulunmaktadır. 

Ramazan boyunca Türk İslam Kültüründe İslam alimlerinin türbelerini, mezarlarını ziyaret etmek günümüzde bir gelenek haline gelmiştir. 

İstanbul'da Oruç Baba, Eyüp Sultan, Konya'da Mevlana, Ankara'da Hacı Bayram Veli gibi. 

İslamın bütün bu güzellikleri yanında islamla bağdaşmayan, din alimlerinin de bir çok uyarısına rağmen halkımızın bir türlü vaz geçemediği bir alışkanlık ve itikat ise; bu tür yerlere giden insanlarımızın buralardan medet ummasıdır. 

Oruç Baba'ya, Eyüp Sultan'a giden ozellikle kadınlarımız çeşitli dilek ve temennilerde bulunmakta, türbeye cüzdanını sürmekle zengin olacağını, çocuğunun kalemini sürmekle çocuğunun zeki olacağını düşünen ve buna inanan insanlarımız vardır. 

İslamiyette "ölülerden medet ummak" gibi bir durumun asla olamayacağı, bu hayattan ebediyete intikal etmiş insanlardan medet ummanın ise islam inanışıyla bir alakasının olmadığı sık sık dillendirilmektedir. 

İslama hizmet etmiş insanların kabirlerini ziyaret etmek, onların ruhlarına birer fatiha okumak müslümanlığın ve islamın gereğidir; Ancak, bu ziyaretleri yaparken ebediyete intikal etmiş bu insanlardan "medet ummak" ise islam inanışında yoktur. Bu tür ziyaretleri yaparken sadece "allah rızası için" ziyaret edilmeli, bir takım beklenti ve umutlar için kabirlerimiz, türbelerimiz rahatsız edilmemelidir. 

Sonsuzluk (Osman Özeker) 04.08.2011 

 
Toplam blog
: 287
: 3107
Kayıt tarihi
: 11.07.08
 
 

1949 Konya Ereğli doğumlu olup, halen İzmir'de oturmaktayım. A.Ü. Eğitim Fakûltesi mezunuyum  Ata..