Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

AYFER AYTAÇ GAZETECİ YAZAR

http://blog.milliyet.com.tr/ayferaytac

09 Nisan '21

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Oruç Öncesi Kebapçılara Akın

 
 
YE TATLIYI İÇME SUYU YANARSA YANSIN, YE TUZLUYU İÇ SUYU SÖNERSE SÖNSÜN.
 
Ramazan ayına doğru geri sayımın başladığı şu günlerde bazı insanlar sanki kıtlıktan çıkmış gibi, bazıları da sanki açlık grevine gideceklermiş gibisine, önceden midelerini ve nefislerini doyurma telaşına kapıldılar. Bu nedenle olduğunu düşünüyorum, kebapçılar neredeyse her öğün müşteri akınına uğruyorlar. Dokunsanız vatandaşın çoğunda "paramız yok, borcumuz çok " diyerek bin ah işitiyorsunuz, bir bakıyorsunuz çoğu kebapçıya koşuşturmuşlar. 
 
Kimi kıymalı pideye yumuluyor, bir porsiyonu 11-12 lira. Dublesi 17 lira, yanında ayranı salatası, suyu 25 lira. Kimileri şiş köfte sipariş ediyor, porsiyonun bir buçuğu 35 liraya... En çok talep ettikleri yiyecekte kilosu 100 küsur lira olan kebap oluyor. Arkasından şiş köfte ve kıymalı pideler kebapçılarda insanların tercih ettikleri yemek çeşitleri olarak dikkat çekiyor. 
 
Genelde et obur müşterilerin rağbet ettikleri kebapçılar, ramazan öncesi  dolup dolup taşıyor, kapısında kuyruk oluşturanlar bile bulunuyor. Bir süredir pandemi krizinden şikayet edip duran kebapçılar, ramazan öncesi sayıları artan müşterilerden dolayı oldukça keyifliler. Künefesi, kaymaklı kadayıfı, cevizli baklava dilimleri, parası olanın kebap üstüne tercih sebepleri...
 
Et sever insanlar etrafımızda hayli çoğunluktalar, hal böyle olunca paraları olmasa da kredi kartına borçlanıp illa kebap çeşitlerini tercih ediyorlar… Bazıları et çeşitleri yanında ayran içmekle kaloriden aldığı harareti söndürüyor. Su içiyor olsalar daha iyi yapmış olacaklar. Zira benim büyüklerimden duyduğum tuzlu yenilince yanında bol su içilmeli ki, içerde hazımsızlığı tetikleyen yangın varsa sönsün.
 
Tatlı yemişseniz de asla yanında veya tatlı sonrasında su içilmemeli, bunun sebebi de tatlı suyla birlikte mide de genleşir, şeker emilimi daha zorlaşır, mide çevresine zamanla hasar meydana getirir. Velhasıl tatlı ne kadar hararet verirse versin, vücudumuz tatlının verdiği enerjiden isterse yangın yerine dönsün akabinde asla su içilmemeli... Burada şu sözümüzü tekrarlayalım ki akıllarımıza yer etsin. malum akla giren 'iyi kötü neyse' kolay çıkmıyor. "Ye Tatlıyı İçme Suyu Yanarsa Yansın, Ye Tuzluyu İç Suyu Sönerse Sönsün."
 
RAMAZAN ÖNCESİ DÜĞÜNLER ÇOĞALDI 
 
Sanki Ramazan ayı geri dönüşü olmayan bir yol gibi, insanlar bu yola koyulmuşluklarında, bir daha fırsat bulamayacaklarmış gibi, bir telaşa kapılıp tüm yapmak istedikleri işleri ramazan ayı öncesinden halletmeye çalışıyorlar. Haftalardır yapılan planların içinde hep “Ramazan ayına girmeden şu telaşı bir bitirsek” sözleri ediliyor. Bu planların arasında şüphesiz evlilik düğünleri başı çekiyor. Kimi ailelelerde sünnet düğünü telaşına girişmişler. Korona bahanesiyle, ilerki günlerde ne olur ne olmaz telaşesiyle hısım akraba katılımlıyla, tam eski usul olmasa da yine bildiğinden şaşmamacasına, ramazan ayına girmeden  düğünlerini aradan çıkarıyor. 
 
Ramazan ayı öncesi bazı takı beklentisinde olanları yemekli bir ev düğünü yapmaya yönlendiriyor.  "Ben onun oğlu evlenirken çeyrek takmıştım. Düğünlerini yemekli ettilerdi. Şimdi biz yemeksiz düğün edersek, altın takanımız olmaz" fikrinde olanlar, düğün esnasında yemek verme telaşındalar.
 
Ramazan ayında insanların çoğu oruçlu olduğundan ve ibadet ayında eğlence yapılamayacağının bilincindeki insanlar, düğünlerini hızlandırdılar. Neredeyse her hafta sonu çevremizde en az üç- beş düğünün olduğunu ve her birine çağrıldığımızı görüyoruz. Her çağrılana da gidecek olsak, güzelim düğün yemeklerinden tatmamız bile mide fesadına uğramamıza neden olacak. 
Hem ne deniyor, "korana var maske mesafe kuralına uyulsun" cümlesi ilgililerce sıklıkla tembih ediliyor. Lakin çevremizde gördüğümüz kadarıyla ne kurala uyan, ne de tembihleri duyan var.
 
PELİN VE ÖZKAN MURATLARINA ERDİLER
 
Bana gelen en son düğün davetiyesine göre geçtiğimiz Çarşamba günü yapılan şatafatlı bir düğünle yeni bir çift daha dünya evine girdi. Umarız evlilikleri ömür boyu olur. Sudan sebeplerle şen şakrak kurulan yuvalarında tatsızlık çıkarmazlar. Aynı mahallede büyüyen, birbirleriyle çocukluktan arkadaş olan Pelin ve Özkan, ailelerinin rızasıyla evlilik kararı alarak görkemli bir düğünle muratlarına erdiler. Çalgılı, çengili ve yöremiz usulü helva- kabuneli yemekli ev düğününde genç çiftin yakın arkadaşları doyasıya eğlendiler. Sonra uzun bir araç konvoyunun kornaları eşliğinde, ana baba evinden alınan gelin, dost düşman görsün gibisine tüm şehir dolaştırılarak koca evine getirildi. Yeni evlilere mutluluklar diler, her iki tarafında aile yakınlarını tebrik ederim.
 
Öte yandan kapı komşumuz Hülya ve Zekeriya çifti biricik oğulları Emrah’ı geçtiğimiz hafta sonu sünnet ettirerek, oğullarının ilk Mürüvvetlerini görme saadetine eriştiler. Ramazan ayı öncesi gerçekleştirilen bu düğünde ailenin eş, dost ve yakınları "maskesiz, mesafesiz halleriyle" şıklık müsabakasına katılmış gibi, modern kıyafetleriyle göz kamaştırdılar. Emrah, erkekliğe adım atmış olmanın keyfiyle, düğününün ardından büyük dedesi Hacı Hasan'ın armağanı olan bisikletiyle sokaklarda tur atarken, annesi Hülya hanımın telaşlanmasına neden oldu. Düğüne iştirak eden konuklara çorba, bol etli nohut yemeği, kapama ve zerde ikramında bulunuldu. Ben de pandemi nedeniyle gitmediğim düğünlerin kutlamasını buradan da yapmış olayım. Hem de düğün yapanların toplum yararına koyulan kurallarına uyulması gerektiğini belirtmiş olalım.
 
Düğüncü ailelerin mutlu günlerini kutlar, tüm İslâm âleminin Ramazan-ı Şerif e sağlıcakla ulaşmasını temenni ederim. Hayırlı Cumalar dileğimle...
 
Rasulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
'En faziletli günlerinizden biri cuma günüdür. O gün bana çokça salavat getirin, zira sizin salavatınız bana ulaştırılır.'
(Ebu Davud, Vitir, 26)
 
Ayfer AYTAÇ
ayferaytac.com
 
 
Toplam blog
: 622
: 205
Kayıt tarihi
: 08.12.14
 
 

Gazeteci-yazar ..