Örümcek kadının öpücüğü

80' li yılların ortaları sanırım; tam net hatırlayamıyorum, William Hurt’un oynadığı bir film vardı: Örümcek Kadın’ın Öpücüğü

Bu filmden sonra, ( konusuyla direk alakası olmasa da) evli ya da sevgilisi olan erkeklere kafayı saplayan kadınları "Örümcek Kadın" diye çağırmaya başlamıştık...
Hemen hemen bütün kadınların zaman zaman hakettikleri bir sıfattır bu. Gönül bu tabi bazen evli, barklı dinleyemeyebiliyor; gidip konuveriyor. Ama bir de - her insana nasip olmayan - ‘otokontrol mekanizması ‘ diye adlandırılan ve basit bir mantıkla çalışan, tek zamanlı motor sistemi de vardır, hani yok değil.

Tanrı dert verirken dermanını da yolluyor bir yerlere ...

Örümcek kadın durumuna düşeceğini kavrayabildiğin dakika, o sistem, otomatik olarak devreye girer ve seni o istasyonda durak verdirtmeden başka tarafa yönlendirir. Bazı kadınlarda bu sistem doğuştan yoktur, ya da zaman içinde kullanılmaya kullanılmaya körelmiştir. Bu gibi durumlarda, daha akl-i selim ve objektif arkadaşlar olsun, aile bireyleri olsun ya da evli adamın eşi tarafından olsun yapılan küçük ve basit uyarılar bu sistem yerine devreye girer.
Ama içine düşünülen "evli adama aşık olma" idefiksindeki hastamız kendini bilmez ve de laftan anlamaz ve dahi "bana ne bana ne, beni al beni al onu alma" kıvamında bir özgüvenle, ısrarla davasına devam etmek ister..

Bu arada "evli erkekimiz" ise halinden son derece memnun ve de mesut, "bütün kadınlar bana hasta" yaşına gelmiş dayanmıştır ve çevreden gelen tüm flörtöz / frütöz etkilere tepkiler vermekle meşguldür. Bu meşguliyet de "örümcek kadınlar" a ayrı bir özgüven ve de cesaret aşılamaktadır...

Oysa içinde bulunulan bu sarkastik pozisyonda, örümcek kadınlar bilmezler ki, kale fethedildikten ( diyelim fethettin!!! ) sonra kendilerinin de ilerde birer örümcek kadınlarının olacağıdır.

Bu bir döngüdür ve böyle devam eder, döngür döngür ...

Erkeklere yafta yapıştırmışızdır ve erkeklerin hep yedek kulübelerinde bir iki oyuncu bulundurma meraklısı yaratıklar olduğunu ifade etmişizdir.

Gel gelelim ya biz kadınlar ... ?
Zehirli gaz etkisi, etken ve edilgen mahluklar.... ya biz ?
O kulübelerde oturmaya daha dünden hevesli koştura koştura giden, kendini forvet sanan top toplayıcılar... ya siz ?

Her zaman ilk 11' e girmek istersiniz ama kulübede dalgın gözlerle sıranızı bekler ve de sahadaki oyunculara laf atmakla kalırsınız...

Bırakın dağınık kalsın, siz siz olun örümcek kadın olmayın, kendi ırkınıza ihanet etmeyin; bırakın evli erkekler yedek oyuncu (top toplayıcı) arasın dursun, hemen atlamayın sazan durumu.

Kendine güveni olan, sosyal, hoş, zeki-her nedense hep böyle kadınları bulur bu istenmeyen tüyler- ve de evli kadınları, kocalarını takip etmek zorunda bırakmayın...

Çünkü çok daha önemli işleri var...

Bu konuya nereden girdik?
Bir dostumun bana aylar sonra yaptığı bir itiraftan...
Seviyorum itirafları; bana ilham veriyor.
Dostuma söz vermiştim yazarım diye.
Umarım hislerine tercüman oldum sevgili S.