Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Şubat '20

 
Kategori
Tarih
 

Osmanlı'da Başıbozuklar Takımı

Osmanlı da Başıbozuklar Takımı
 
15. yüzyıl sonlarından itibaren Rumeli ve kuzey sınır bölgelerinde akıncılardan ve diğer mevcut sistemlerden farklı, yeni bir askeri atlı sınıfın ortaya çıkmasının nedeni, Osmanlı’da o zamana kadar meydana gelen bazı önemli gelişmelerin ve bunlardan alınan derslerin sonucuydu. Yıldırım Bayezid'in oğullarının şehzade kavgaları, Anadolu’da pek çok yerde yaşanan ayaklanmalar, Yavuz Sultan Selim’in doğuda İran, Mısır, Suriye’de seferlerle meşgul oluşu, Rumeli sınırlarındaki kaleleri aniden ortaya çıkabilecek ciddi tehlikeleri önleyebilmek için Deliler Takımı kurmak ve eğitmek fikri, çare olarak düşünülmüştü.
 
DELİLER Ocağı (Yemin edip başlık giyerlerdi);
 
Herkesin gelişigüzel kabul edilmediği bu ocağa dâhil olmak için bazı şartların yerine getirilmesi zorunluydu. Deliler ocağına katılmak isteyen kişinin yerine getirmesi gereken iki temel koşul ; 
 
1-Gösterişli bir fiziki yapıya sahip olmak 
 
2-Cesaretini, savaşma becerisini kanıtlayabilmek.
 
Deliler ;20-25 yaşlarında uzun boylu iri cüsseli, kuvvetli fizikleriyle gururlu bir görünüşe sahiptiler. Bu güçlü görünümün yanında silah kullanmadaki ustalıklarını ve cesaretlerini kanıtlamak için düşmanla savaşmaları ve en az 8-10 düşman süvarisini öldürerek zafer kazanmaları gerekmekteydi. Şartları yerine getiren, eğitimlerini başarıyla tamamlayan deliler, düzenlenen törenle yemin eder, deli başlığını giyerek ocağa resmen dahil olurlardı.60 ar kişilik birliklere ayrılan Deliler, Delibaş adı verilen kumandanlar tarafından eğitilirdi.
 
Bir Frenk askeri korkunç şekilleriyle delileri kafalar kazınmış, tepede bir tutam saç ve alınlarında uzun çiviler veya vahşi kuş tüyleri  takılı gördüklerinde şaşırır, acaba ben kiminle savaşıyorum derdi. Ressamlar barbarları tasvir için delilerin abartarak şeytani görünüşlerini çizerler, Avrupa orduları daha savaşmadan psikolojik olarak çöküntü yaşarlardı.
 
Osmanlı ordusunun piri, kahramanlığı ve bilgeliyle Hz.Ali iken, delilerin ise Hz.Ömer’dir.Hz.Ömer 40 kişi olunca islamı açıkça tebliğ fikriyle korkusuzluk  sembolü olmuştur. Kendileri için, “Kalpaklarımız, Emîr-ül-mü’minîn Hz.Ömer’in çizmesinin koncoğudur. Ocağımız, müşarünileyh efendimize mensuptur.” derlerdi.
 
Öylesine cesur hareket ederlerdi ki, insanları gölgelerinin bile öldürücü olduğuna inandırmışlardı.”
 
Bayraklarında yazılı olan söz ise korkusuzluk ve iman ile Allah'a tevekkül ifade ediyordu.
 
Meydanlarda kalırsam, yazılsın taşa,
 
Kaderde ne varsa o gelir başa’’
 
Esas amaçları olan karşıdaki düşmanın seçkin birliklerini korkutma, yorma görevleri sırasında hafif silahların etkisizliğinden ve Ağır silahları kuşanmalarının uzun zaman alması sebebiyle hemen çıplak elle düşmana ve atlarına tokat atmaya başlarlardı. Eğitim sürecinde günlerce yağlı mermer döverek yetiştikleri için çok kuvvetli el ve kol yapısına sahiptiler. Nasırlı elleriyle 45 derecelik bir açıyla düşmanın yüzüne vurduklarında çenesi dağılır, enseye vurduğunda ise ya bayılır yada sakat kalırdı.
Aşırı inatçı olup tek kişi kalsalar  bile ölünceye kadar savaşırlardı.Çıkardıkları korkunç ve tiz sesleri ile düşmanın üzerinde psikolojik etki bırakırlardı.Korku onlardan korkardı.
 
Silah olarak; pala, kılıç, kalkan, kostaniçe, balta, bozdoğan, yatağan, şeşper, gürz ve kıvrık uçlu zırh delen savaş çekici kullanırlardı. Mızrakları diğer savaşçılarınkinden 1,5 kat uzun olurdu. Kadere teslim olup, ölümden korkmadıkları için, asla zırh taşımazlardı. Korkutucu bir görünmeleri için başilarına pars ve benekli sırtlan derisinden yapılmış tüylü bir miğfer giyerlerdi. Özgün giyinirler ve dikişli elbise kullanmazlardı. Atmaca, kartal ve çaylak gibi yırtıcı kuşların kanatlarını, omuzlarına ve kafalarına bağlarlardı. Kalkanlarını, kuş tüyleriyle süslerdi. Leopar, aslan, kaplan ve tilki gibi hayvanların derilerini yüzüp, kendi üzerlerine, bindikleri atların boyunlarına ve kalçalarına bağlarlardı. Ayı veya kurt derisinden şalvar giyerler, ayaklarına serhatlik denilen sivri burunlu, sarı renkli mahmuzlu bir çizme giyerlerdi. 17. yy’dan itibaren, siyah kuzu derisinden üstü sarıklı bir kalpak giymeye başlamışlardı.
 
Ölüme meydan okurcasına Deliler sefere asker kıyafetleri ile çıkar, çarpışma öncesi kefenlerini giyerek‘hendek’lere yerleşirlerdi. Daha sonra gelen düşman askerlerinin atlarını tokatlayarak düşürürlerdi. 
 
Barışta ve seferde görevleri ayrıydı
Deliler Rumeli’de kuruldukları zaman genel olarak beylerbeylerinin veya Bosna ve Semendire sancak beylerinin maiyetinde bulunurlardı. Hizmet ettikleri sınır beyinden veya beylerbeyinden aylık alırlardı. Sadrazamın divan alayında deliler özel ve etkileyici kıyafetleriyle en önde gider ve bu düzenle, Topkapı Sarayı’na girerek sadrazama yol açarlardı. Taşradaki delilerin barış zamanı en önemli görevi, emri altında bulundukları vezirin önünde yaya olarak gidip yolları açmak ve olası bir suikasta karşı efendilerini korumaktı. Sefer zamanı da bu muhafızlık görevleri devam ederdi. Ama seferde asıl görevleri çok önemliydi. Deli süvarileri öncü veya artçı birlik görevi görmekteydi.
 
Korkunç görünüşleri, olağanüstü savaşma becerileri ve azimleri ile deliler, uzun yıllar başarıyla hizmet etmişlerdir. Osmanlı’nın düşmanları tarafından taklit edilmek zorunda kalınan bu tür askeri sınıf, asla Deliler gibi olamamışlardır.
 
Tarihte başıbozukların isyanıyla Mısır yönetiminine yön vermesi şöyle gelişmiştir.Napolyon' un Mısır seferinden  sonra Mısır valisi Hüsrev paşayla mücadeleye girişen Kavalalı Mehmet Ali Paşa  başıbozukların serçeşmendisi (İsyancı başı) olarak Mısır valiliğini ele geçirmiştir.
 
Osmanlı ordusunu oluşturan diğer askeri birliklerde de görülen bozulmadan deliler de nasiplerini almış, meşhur askeri disiplinlerini kaybederek muharebelerde etkin rol göstermemeye ve halka eziyet etmeye başlayan başıbozuk haydutlar halini almaya başlayınca devlet tarafından reformla düzeltilmeye ve disiplin altına alınmaya çalışılmış fakat bunda da başarılı olunamayınca nihayet 1829’da ortadan kaldırılmışlardır.
 
Toplam blog
: 119
: 225
Kayıt tarihi
: 04.12.17
 
 

İlgi duyduğum alan tarih. Milli mücadele ve Osmanlı tarihine  odaklandım. Gözden kaçan tarihi şah..