Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ağustos '09

 
Kategori
Tarih
 

Osmanlı Devleti nerede kuruldu?-2

Osmanlı Devleti nerede kuruldu?-2
 

r: alıntı


* 'YALOVA' DİYENLER
Yalova ve Bilkent üniversitelerince düzenlenen "Osmanlı Devleti'nin Kuruluş Tarihi Sempozyumu"nda, Prof. Dr. Halil İnalcık, Osmanlı Beyliği'nin devlet statüsünü 1302 yılında Yalova'da Bizans'a karşı yaptığı Bafeus(Koyunhisar) Savaşı'yla kazandığını öne sürerek, 70 yıldır bu konudaki gerçekleri dünyaya anlatmak için uğraştığını söyledi.

“Osmanlı, Karacahisar'da payitahtını kurduğu zaman, çoğu Müslüman olan halk, kadı tayin edilmesini ve hutbe okutulmasını istemişti. Bunun üzerine camilerde hutbe okutulup kadı tayin edildi. Bunun olduğu tarihi tarihçiler iki asır(7) sonra 1299 olarak kabul etmişlerdir ve öyle süregelmiştir. Bu zamanlarda sikke basımı da söz konusu değildir. Bunların çoğu hurafeden ibarettir” .

İnalcık, Osmanlının Oğuzların Kayı boyundan geldiği konusunun da hurafeden ibaret olduğunu iddia ederek, şunları kaydetti:“Türk ananelerinde hakanlığa namzet olanlardan birisinin zafer kazanması gerekiyor. Bu, tanrının ona bir kut vermesi şeklinde tasvir edilir. O halde araştırmalarımızda bu konuları ön plana çıkaracağız. Osman Gazi, sınırda kendi dönemindeki alplerle mücadele ediyor. Burada tarihçi hangi eseriyle öteki alpleri gölgede bıraktığına bakmalı. İşte bu hadise Bafeus Savaşı'yla gerçekleşmiştir. Yani kendisinden sonra oğlunun hiç itirazsız beylik tahtına oturması yani hanedanın kurulmuş olması tarihçinin tespit edeceği en önemli şeydir. Orta Çağ'da hanedan demek devlet demektir. İşte bunu temin eden, Osmanlının büyük Bafeus Zaferi'dir.”

Bafeus Savaşı'nın Bizans kuvvetleriyle Osman Gazi komutasındaki ordu arasında geçtiğini kaydeden Prof.İnalcık, bu tarihin Bizans kaynaklarında da geçtiğini belirtti.
<ı>“İstanbul'da yaşayan bir tarihçi olan Georgios Pachymeres, Osman'ın bir Bizans ordusuna karşı zaferi anlatır. Bu savaş Bapheus Savaşı'dır. Yalak Ova'da olmuştur. Pachymeres, Osman Gazi'nin 27 Temmuz 1302'de bu zaferi kazandığını anlatıyor ve diyor ki: "Osman Gazi'nin şöhreti, Kastamonu'ya kadar yayıldı, onun etrafına gaziler gelip toplanmaya başladı." Burası şimdi Yalova sınırları içinde. Yalova adı da Yalak Ova'dan çıkmıştır. Bir tarihçi olarak bu günü Osman'ın beyliğinin 'Bey' olarak tanınmasının tarihi olarak kabul ettim. Âşıkpaşazâde tarihinde yazdığına göre, Osman Gazi 1299'da kendi adına hutbe okutmuş. Bu haberi veren kaynak bunu 1480'lerde yazmış. 200 yıl sonra verilen tarih şüphelidir... Kafasında yerleşmiş hurafelerle itiraz edenler yazımı dikkatle okusun...” İnalcık, bu çok önemli savaş konusunda Türk kaynaklarında hemen hiçbir şey bulunmadığını söyleyerek, şöyle konuştu:

“Bu savaşın neticesinde Osman'ın şöhreti yayılmıştır. Her taraftan onun emri altına Türkler gelmeye başladı. Demek ki bir ordu sahibidir. Demek ki bu zafer Türk ananesine göre kut sahibi olduğu zaferdir. Kendisinden sonra Orhan hiç itirazsız tahta geçmiştir. İşte bu sebeple bu tarihte bir hanedan olarak kurulduğunu söylüyorum. Bu zamana kadar 1299 olarak kabul ettik. Şimdi 'Bu nereden çıktı' diyorlar. Delillerimle, kaynaklarımla ispat ediyorum.” .

Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Niyazi Eruslu da Yalova'nın tarihte sadece kuruluş yeri olarak değil ilk gümüş sikkenin basıldığı ve ilk matbaanın geldiği yer olarak da önemli olduğunu söyledi.

Bilkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Doğramacı ise elindeki tarih kitabını göstererek, “İçinde kuruluş tarihi olarak Osman Bey'in 1299'da bağımsızlığını ilan ettiği yazıyor. Ancak artık yeni bulgular var ve bu kez Yalova'da bilimsel deprem yaşanıyor. Bu, tarihi bir andır…”(8)

<ı>

<ı>Yakup Bilgin Koçal (Yalova Belediye Başkanı): Tepki gösterenler olacaktır zira ezberleri bozmak zor bir iştir. Ancak 27 Temmuz'da düzenleyeceğim sempozyum bilimsel bir sempozyum. Prof. İnalcık'ın tarihçiliğini kimse küçümseyemez. Osmanlı Devleti'nin kuruluş tarihinin 1302, kuruluş yeri olarak da Yalova kabul görürse, Yalova bundan onurlanır. Biz de bundan sonra her yıl aynı tarihte çeşitli etkinlikler düzenleyebiliriz...

*

* 'SÖĞÜT' DİYENLER

<ı>Prof. Dr. Ahmed Akgündüz (Osmanlı Araştırmaları Vakfı Mütevelli Heyet Başkanı):<ı> Prof. Halil İnalcık'a saygı duymakla beraber, kendisinin bu yöndeki görüşüne katılmıyorum... Bütün Osmanlı tarihçileri Ahmed Cevdet Paşa dahil olmak üzere 1299 yılını veriyorlar. Ancak Tanzimat sonrası yapılan bazı araştırmalar 1300 diyor. Başbakanlık Osmanlı Arşivleri'nde 25 yıl araştırmacı, 10 yıla yakın da uzman müşavirlik yaptım. Hiç böyle bir belgeye rastlamadım. Feridun Bey'in Münşeatı'nda yer alan ve her ne kadar sağlıklı olduğu konusunda aleyhte iddialar yer alsa da kuruluşun Söğüt'te olduğunu söylemek mümkün. Bu tartışma tıpkı Yunus Emre'nin mezarıyla alakalı bir tartışmaya benziyor. Elde ciddi bir delil yok.
<ı>
Osman Güneş (Söğüt Belediye Başkanı):
<ı> Tarihi yeniden yazmanın gereği yok. İnsanlar tarihi geriye çeviremez. İnalcık'ın çalışmasında Bizanslı tarihçinin anlattığı bir savaş var. Osmanlı'nın kuruluş yeri Söğüt'tür. Ötesi yok. Kültür Bakanlığı'nın tescil ettiği "Kuruluştan Kurtuluşa Tarih ve Kültür Yolu Projesi"ne de Bilecik, Kütahya, Bursa, Çanakkale katıldı. Madem Yalova'da kuruldu, o zaman niye Yalova'nın ismi yok? Yalovalılar tarih turizminin peşinde koşup, tarihin ticaretini yapıyorlar. Hiçbir endişemiz yok, tarih yeniden yazılamaz.
7 asırdır herkes biliyor ki, imparatorluğun kuruluş yeri Söğüt…(9) .

*<ı>

Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi uzmanı olduğumda Ortaçağ ile ilgili kitaplarımın çoğunu öğrencilerime ve İEÜ’ne verdim.Eldeki kısıtlı kaynaklarla görüşümü açıklamaya çalışacağım:

İnalcık Hoca’nın görüşlerini okuyunca aklıma hemen, 'Atatürk' kitabı ile Türkiye’de ünlenen Lord Kinross’un son çalışması olan Osmanlı tarihi kitabı geldi.(10) Kitabı açtığımda hocanın teziyle karşılaştım:

Osman bey, Bizans İmparatorluğu’nun askerleriyle doğrudan çatışmaya ancak XIV.yüzyılın ilk yılında, yani tahta çıktıktan oniki yıl sonra girdi. İzmit’ten önceki bereketli bir vadiye yönelik Osmanlı akınını denetlemek için gönderilen Rum birlikleri, Koyunhisar(Bafeus/Bapheon)’da saflarını kolayca yaran Osmanlı süvarileri tarafından yenilgiye uğratıldı. İmparatorluk ordusunun, ne idüğü belirsiz bir Türkmen beyi tarafından yenilgiye uğratılması, Bizans’ı kaygılandırdı. Osman Bey’in devleti(beyliği) ciddi bir hasım olarak belirmişti. Zafer, Osman Bey’e ün kazandırdı. Anadolu’nun dört bir köşesinden gelen Müslüman savaşçılar saflarına katılmaya ve Osmanlı diye anılmaktan gurur duymaya başladılar. Beylik, artık gerçekten kurulmuştu.”

Merak ettiğim husus, bu konuda kim kimden yararlandı? İnalcık Hoca yetmiş yıldır bu görüşü savunduğunu, kaynağıyla yukarıda belirtiyor. Bilim Dünyasına sunması geçen yıl olmuş, ilgi görmemiş, bu yıl sempozyumda tekrar açıklayıp, Yalovalılar da hemen sahiplenince ilgi uyandırdı. Lord Kinross’un kitabında ise kaynak yok!

*Yalovalılar üzülecek ama Koyunhisar Savaşı sınırları içinde olsa bile(Gemlik’in güneyi), hak iddiasında bulunamazlar… Çünkü Yalova 1302’de değil, Orhan Bey’in, askeri yönetimi babasından devraldığı 1321’de Gazi Abdurrahman tarafından fethedildi!(11)

Türklerde devlet kurma ve bağımsızlık anlayışı ile Osmanlı Devleti’nin kesin kuruluşunu, Türk devletleri zincirinde önceki Selçuklular ve sonraki Türkiye Cumhuriyeti ile bağlantı kurarak, III. bölümde işleyeceğim.
***


Dip Notlar:

7-1299 yılının iki asır sonra tesbit edilmesinin nedeni:
Ankara Savaşı’ndan sonra başlayan Fetret Döneminde Karamanoğulları, Osmanlı topraklarına saldırıp Bursa’yı yaktı. Kuruluş Dönemiyle ilgili belgeler yok oldu. Bu nedenle II.Murad döneminde Kuruluş Dönemi yeniden yazdırıldı. Kuruluşa dair arşivlerdeki belgelerin tümü Latin harflerine çevrilmiştir. Ama o dönemle ilgili diğer Beyliklerin topraklarında gözden kaçmış belgeler olabilir. Öğretmenliğimin ilk yıllarında eski harflerle yazılmış çok eski kitapla karşılaştım. Eski yazı bilmediğim için ilgilenemedim. Tarih Bölümünü okurken eski yazıyı öğrendim. Kaşgarlı Mahmud’un “Divan-ı Lügat-it Türki” kitabı yedi yüzyıl kayıptı, XX.yüzyılda tesadüfen bir sahafta bulundu. Bunun gibi kayıp nice eserler var. Lise’den itibaren Sosyal Bilimler Bölümünde, eski yazı öğretilse, arşivler dışında neler neler bulunmaz…

8-Türk Savunma Sanayii Tartışma Forumu

http://www.trmilitary.com/forum/viewtopic.php?f=7&t=20857&start=0

9-/Gundem/2009/07/27/sogut_ve_yalova_arasinda_osmanli_kurulusu_kavgasi
10-LORD KINROSS : OSMANLI TARİHİ, s.19, Güçlü gazetecilik, yayıncılık ve Matbaacılık, İstanbul-Tarih belirtilmemiş, 1980’lerde basıldı.

Aynı kitapta, Lord Kinross bir iddiada daha bulunur: “Osmanlı hanedanının ilk günleri adeta bir efsanenin tülleri ardındadır. ..Konya Selçuklu Sultanı Alaaddin, Moğollara karşı kendilerine yardım eden Ertuğrul bey’e Eskişehir yakınlarında yazlık ve kışlık toprakları olan Söğüt yöresini verir.(Kışlak Söğüt, yaylak Domaniç olacak)Ertuğrul Bey’e bağışlanan bu topraklar, daha sonra, Sultan’ın kuvvetlerini bu kez Bizanslılara karşı desteklemesi üzerine biraz daha genişler. Bu arada Selçuk Sultanı’nın Ertuğrul’un oğlu Osman’a hükümranlık alâmeti olarak bir sancak ve bir davul verdiği ve Osmanlı hanedanının meşruluğunu tanıdığı da anlatılır.”

Şeyh Edebali’nin evindeki ilk gece Kur’an-a gösterdiği saygı ve gördüğü rüyayı anlattıktan sonra, şu iddiada bulunur:

“Bu iki efsaneden birincisi, Osman Bey ve Osmanlıların Eskişehir yöresine yerleştikleri sırada, henüz İslâmiyeti kabul etmediklerine işaret etmektedir.”(s.13-14)(Bu görüş doğru olamaz, sadece Kayı aşireti Şamanist Moğollarla karıştırılmaktadır. IX.yüzyılda Karahanlılar’la başlayan İslâmlaşma süreci XI.yüzyılda tamamlanmış bulunuyordu.Bu yüzyılda başlayan Anadolu Selçuklu ve Beylikler Dönemi Kültür ve Medeniyeti, Anadolu’yu tam bir şefkât diyarına çevirdiğinden, Asya’da Moğollardan kaçarak dalga dalga gelen göçebe Türk boyları arasında İslâmiyet, şehirlerdeki kadar köklü olmamakla birlikte eski Gök Tengri inancı ile harmanlanmış bulunuyordu.Osman Bey’in üçüncü Halifenin adını taşıması bile bu görüşü çürütür.)

11-İsmail Hakkı Uzunçarşılı: Osmanlı Tarihi, C.I, 3.b, s.117, TTK. Ankara-1972

*İri harfler ve alıntı için bkz:
I- http://www.aytendirier.com/blog/blog.asp?id=233
II-http://www.aytendirier.com/blog/blog.asp?id=235

 
Toplam blog
: 214
: 5488
Kayıt tarihi
: 03.08.08
 
 

Emekli eğitimci, araştırmacı yazar, şairim. Ülkemin cennet ile cehennemi bir arada yaşadığı bir zama..