Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '15

 
Kategori
Eğitim
 

Osmanlı Dönemi'nde eğitim sisteminde yenileşme - 7(A): Avrupa tarzı eğitim kurumlarına yönelme...

Osmanlı Dönemi'nde eğitim sisteminde yenileşme - 7(A): Avrupa tarzı eğitim kurumlarına yönelme...
 

II. Mahmut Dönemi'nde, 1 Temmuz 1835'de İstanbul-Maçka'da kurulan Mekteb-i Harbiye


"Milletimizin eğitim ve bilgisini lüzumlu seviyeye çıkarmak ve bunun için gayret göstermek farzdır. Bunu yapmazsak biteriz. Etrafımıza Çin Seddi gibi duvarlar çeksek de bilgili toplumlar bize hükmeder ve parça parça her şeyi elimizden alırlar"...(Ali Paşa-Tanzimat Dönemi)(1)

GENEL :

18. yüzyılın sonlarına doğru Avrupa, düşünce, bilim, kültür ve teknik bakımdan kaynaşmaya sahne olurken, insanlar ve uluslar yeni atılımlar hazırlığı içinde bulunurken, Osmanlı'daki bilim ve teknik alandaki ürkek girişimler, Batıdakilerle kıyaslanamayacak kadar yetersiz kalmışlardır.

Fatih Sultan Mehmet ile, Bizans üzerinden başlayan, 18. yüzyıla kadar süren "Batıyla temas" ve "Batıyı anlama"  şeklinde başlayan  bilimsel, sosyal ve kültürel kıpırdanmalar, Lale Devri(*) ile "Batıya öykünme" şekline dönüşmüştür. III. Selim'in, Fransız etkisiyle getirmeye çalıştığı yenilikler ile de "Batıdan etkilenme" aşamasına geçmiştir.

19. yüzyıl, Batı dünyasının ve Batı düşüncesinin, daha esaslı ve daha devamlı kurumlar aracılığıyla Osmanlı'ya girmeye başladığı bir dönemdir. Sürekli olarak yabancıların --genelde Avrupalıların-- "bilim ve tekniğine muhtaç olmanın doğru olmayacağını düşünen" (2) devlet, önce,   askeri eğitim alanında sonra da sivil alanda; devlet kurumları ve bunlara bağlı olarak eğitim kurumlarında yenilikler yapmaya karar verdi.

Ele aldığım bu konunun, bu ikinci ana bölümünde de, bir önceki ana bölümde(6 blog) olduğu gibi, önce ilgili dönemin "bilimsel görünümüne", sonra da bu görünüme paralel olarak, dönemin yenileştirilmeye çalışılan ve yenileşen "eğitim sistemi ve kurumlarına" değineceğim.

 

A - DÖNEMİN BİLİMSEL GÖRÜNÜMÜ :

Bu bölümü, "Batı tarzı eğitim kurumuna yönelen" ve "bunun gerekliliğine inanan" ve de bunun için, diğerlerinden farklı gayret gösteren "padişahların adları" ile devam ettirmek istiyorum.

 

-- III. Selim dönemi :

III. Selim'in tahta çıkmasıyla birlikte, o zamana kadar ağır aksak yürüyen Avrupa tarzı eğitim ve kurumlaşma, 1789'dan sonra yeni bir  hız kazanmıştır...Bir zamanlar baş edemediği Avrupa'nın karşısında tutunabilmek için, gittikçe Avrupalılardan daha çok şey öğrenmeye ve Avrupa kurumlarını kendine mal etmeye başlamıştır. Bir başka deyişle, Osmanlı, kendini yenen ülkelerin bilimini ve kültürünü benimseyerek güçlenmeyi umut etmiştir.

18. yüzyılın ıslahatçı geleneği içinde yetişen III. Selim'in daha veliaht  iken, devrim öncesi Fransa'nın son kralı 16. Louis ile yapılacak ıslahat konusunda gizlice mektuplaşması ve ondan öneriler almış olması(3), giriştiği yeniliklerde, Fransız Devrimi'nden esinlenmiş olduğu düşünülebilir.

Ancak, Osmanlı insanının büyük çoğunluğu değişen dünyanın pek farkında olmadığı için, ülkesinde yapılacak yenilikleri kabul etmesi çok zordu. Bunun için, bana göre, günümüzde de geçerli olan "halka rağmen halk için" düşüncesi devreye girmiş, imparatorlukta tepeden gelen bir yenileşme ve düzenleme gerekmiştir.

III. Selim'in, yenilikçi hareketleri, Osmanlı'nın önceki dönemlerine göre daha ileri bir çizgide olmasına rağmen, bu hareketliliğin, toplumsal ve kültürel etkinliğinin geniş tabanlı olduğunu söylemek fazla iyimserlik olur. Çünkü bu dönemde de, Osmanlı eğitim sistemi, camilerde, mahalle mekteplerinde ve medreselerde oluşuyordu.

Bu dönemde açılan okullar, genelde askeri amaçlı olmuştur. Önce, Batı benzeri eğitim ve donatımlı Nizam-ı Cedit Ordusu kurulmuş; sonra da, Mühendishane-i Berri Humayun(Kara Mühendis Okulu) ve Mühendishane-i Bahrı Humayun(Deniz Mühendis Okulu) açılmıştır.

 

II. Mahmut dönemi :

II. Mahmut da, kuzeni  III. Selim gibi, reform girişimlerine askeri alanda başlamıştır. III. Selim'in, Avrupa  tarzı eğitimle oluşturduğu Nizam-ı Cedit Ordusu gibi, III. Mahmut da, 15 Haziran 1826'da kaldırdığı Yeniçeri Ocağı yerine, yine Avrupa tarzı eğitim ve donanımı ile Asakir-i  Masure-i Muhammediye adıyla yeni bir ordu kurmuştur. Bu orduyu yönetecek subayları yetiştirmek için de, 1835 yılında, Batı düşünce ve metotlarına göre eğitim ve öğretim yapacak Mekteb-i Harbiye'yi  açmıştır. (4)

II. Mahmut zamanında, askeri alandaki yeniliklerin dışında, sınırlı da olsa eğitimde bazı modern adımlar atılmış, eğitim kurumlarında da yenilikçi bazı düzenlemeler yapılmıştır. Bunun için "II. Mahmut, 1827'de kuvvetli muhalefete rağmen, öğrenim için Paris'e dört öğrenci göndermiş; daha sonra da bunları--bugünkü adları ile,cd.-- Kara ve Deniz Harp Okulu öğrencileri izlemiştir. Avrupa'ya giden büyük öğrenci kitlesinin ilk öncüleri olan bu öğrenciler, dönüşlerinde ülkenin değişmesinde önemli roller oynamışlardır.(5)

Bu dönemde, Batı tarzı eğitim metot ve prensipleri kabul edilmiş, Batıda olduğu gibi ilköğretim zorunlu hale getirilmiştir. Başlangıçta, bu yalnız İstanbul için düşünülmüş ve bu amaçla bazı okullar açılmıştır.(6)

Askeri hekim yetiştirmek amacıyla 14 Mart 1827'de(Tıp Bayramı, cd), "Tıphane-i Amire" adlı ilk Tıp Okulu; 1838'de de aynı amaçla, Gülhane Askeri Staj Okulu açılmıştır. Bu sırada, İstanbul'da tıp eğitimi veren iki okul vardı. Bunlardan biri, "Mekteb-i Tıbbiye-i Şahane"(Askeri Tıp Okulu); diğeri de, Sivil Tıp Okulu olan "Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye" idi.(7)

Yabancı dil konusunda da oldukça ileri adımlar atılmış; Osmanlı için bir "tenezzül" sorunu olan yabancı dil öğrenimi kurumlaştırılmıştır. 1833'de Babıali'de kurulan "tercüme odası" ve daha sonra da diğer bütün devlet dairelerinde kurulan benzer odalar ile Batı ili ilişkilerde açıklık sağlanmıştır. Fransız dilinin okullara sokulması ve öğretilmesi çabası da bu döneme rastlamaktadır.(8)

Bütün bunlara rağmen, ülke genelinde "dinsel ağırlıklı geleneksel eğitim", eskisi gibi devam etmiş ve Batıdan  gelen düşüncelere karşı direniş yeterince kırılamamıştır...Getirilen yenilikler tabana yayılamamıştır...

Devam edecek...Tanzimat Dönemi, Birinci ve İkinci Meşrutiyet dönemleri ile...

 

cdenizkent

24-Nisan-2015

 

 

------------------------  :

(1) Enver Ziya Karal,  Osmanlı Tarihi, Cilt-VII, 3.b. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, s.197

(*) "Lale Devri":  III. Mehmet'in, birçok yenilikler yaptığı saltanatının son iki yılına verilen ad. Görsel Büyük Genel Kültür Ansiklopedisi, Cilt-9

(2) Adnan Adıvar, Osmanlı Türklerinde İlim, İstanbul: 1970, s.206

(3) Metin Kunt, "Siyasi tarih", Türkiye Tarihi-3, İstanbul: 1989, s. 73

(4) G. Hüseyin Yurdaydın, "Düşünce ve Bilim Tarihi", Türkiye Tarihi-3, İstanbul:1988, s. 283

(5) Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt-V'den Bernard Lewis, Modern Türkiye'nin Doğuşu, Ankara: 1988, Türk Tarih Kurumu Yayını, s. 84

(6) G. Hüseyin Yurdaydın, A.g.y., s. 286

(7) Ayten Altıntaş, "Gülhane", Medeniyet Dergisi, İstanbul: Ekim 1997, s. 93

(8) Mümtaz Turhan, Kültür Değişmeleri, İstanbul: Marmara Üniversitesi Yayını, 1987, s. 162

 

NOT : Blog yönetiminden ricam, bloğumda koyu ve italik harflerle vurguladığım yerlerin aynen çıkmasıdır...Teşekkürler.

Not : Bloğum 5 gündür beklemede...yayınlanmayacaksa, neden göstererek ya da nedensiz olarak reddedin gitsin...

 

 

    

 
Toplam blog
: 979
: 1425
Kayıt tarihi
: 11.12.07
 
 

İstanbul doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimi İstanbul'da tamamladım. İstanbul Üniversitesi'nde..