Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '14

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Osmanlı dönemi otomil yarışcısı Sâmiye Cahid Morkaya

Osmanlı dönemi otomil yarışcısı  Sâmiye Cahid Morkaya
 

Sâmiye Cahid Morkaya


Osmanlı döneminde ilk otomobil, 1883’te görülmeye başlanmış. Zamanın zenginleri almışlar, saraydan önce. İlk araba kullanan da Züheryrzade Ahmet paşaymış.

 

Aynı tarihlerde Gazeteci yazar Burhan Cahit Beyde bir otomobil almış. Eşi Samiye Cahid Hanım bu otomobile pek merak salmış. Otomobili kullanmak ve İstanbul sokaklarında gezmek istiyormuş.

Ancak bu güzel kadın Silivrikapıdaki yedir Emirler Dergâhının son şeyhi Seyyid İbrahim Şuaeddin Efendinin küçük kızıymış.

 

Lütfen bu yazacaklarımı dikkatlice okuyunuz. Şeyh Seyyit İbrahim Şuaddin Efendi, kızına önem veriyormuş. Modern ve insancıl düşüncelere hayır demeyen Şeyh, kızını Yedikule Alman Mektebine göndertmiş ve Tamburi Cemil Bey’den kemençe dersleri aldırmış. Böyle bir babayla yetişmiş genç kız. Heranlamda dolu dopdolu olarak hayata başlamış.  

Sonrasında SamiyeCahid Morkaya, 1920’den itibaren o zamanların konservatuvarı olan darülelhan’da hocalık yapmış.

İkibinli yıllardan söz etmiyorum sizlere 1920’lerde gelişen olayları yazıyorum ve bu genç kızın yetiştirilişinden kaynaklanan özgüvenini düşünebiliyormusunuz?

Elbette eşinin arabasını gördüğünde onu kullanmak isteyecektir, bundan doğal ne olabilirki? Düşünün ayakları yere basan her Türk kadını gibi cesur bir yürek taşıdığından, o dönemde erkeklerin bile otomobil kullanmaya cesaret edemediği o zamanlarda o otomobil kullanmaya başlamış ve ehliyetini almış.

 

Bundan sonra olanlar bir hayli güzel.

Otomobil aşkı ile dolu olan bu hanımefendi, iyi otomobil kullandığını biliyormuş. Karar vermiş, yarışlara katılacakmış. Daha önce yarışlara katılan bir bayan yokmuş. Bu onu yıldırmamış. Yani ilk kadın yarışçı olmuş. Bu elbette kolay olmamış.

Samiye Cahid Morkaya, azimli ve kararlı bir hanım olduğu için mücadale etmiş ve başarmış.

 

1931’deki İstinye – Maslak arasında otomobil yarışmasına katılmış. Tek bayan oymuş. Böyle olunca kadın rakibi de yokmuş. Erkeklerle yarışması gerekiyormuş, nitekim öyle olmuş. Organizasyon Komitesi ve Hakem Kurulu onun tek bayan olarak yarışmasında bir sakınca görmemişler. Yarış başlamış. Çok çetin bir yarış olmuş.

Samiye hanım birinci gelmiş. Bütün erkek rakiplerini geçmiş.

 

Bu bir çok yarışmacıyı sinirlendirmiş. Yarışın ikincisi olan Paşazade Vehbi Bey en çok kızanlardanmış. Ona göre bu hanım olmasa kendi birinci olacakmış.

Buradaki mantığı da anlayabilmiş değilim. Ne demek o hanımolmasaydı. Buradaki çelişki bir hanımın birinci olmasandan duyulan garip duygumu, hırsmı? Söylediği şekilde bir hanım onu geçmiş o hanım olmasa o birinci olacakmış. İyide o hanım var ve birinci!

Neyse paşazade itiraz edince hakemlerde bir şey yapamayınca iş mahkemeye intikal ettirilmiş. Sultanahmet Sulh Hukuk mahkemesi kupayı birinci gelen, hakkıyla kazanan Samiye Hanıma vermiş.
O dönemlerde otomobillere karşı gelenler birde otomobili kullanan bir kadın olunca nasıl kızılca kıyametler koparmışlardır siz tahmin edin artık.

"Şeytan işi, hem de nasıl! Atsız öküzsüz arabayı bir de kadın idare ediyor"

diyenler olmuş.

"Ben kadının kullandığı otomobile zinhar binmem!"

diyerek etrafı velveleye verenler olmuş.

 

Bunlar Samiye Hanımın, otomobil kullanma isteğini yokmu etmiş,  hayır, etmemiş. Otomobil kullanmaya devam etmiş, yarışmalara devamlı iştirak etmiş.

Bu arada, çeşitli yerlerde eğitimci olarak çalışmasını da sürdürmüş. Kemençe ustası ve müzik aşığı olarak hayatını idame ettirmiş taki o büyük kazayı yapana kadar!

 

Samiye Cahid Hanım yine bir yarışma sırasında takla atmış ve ağır yaralı olarak kurtarılmış. Birçok ameliyatlar geçirmiş. Uzun süre hastahanede ve evinde yatmış. Sol eli işlevini yitirdiğinde artık kemençe çalamayacağını biliyormuş. Müzik onun için bitmiş, kemençe susmuş. Ama otomobil kullanmaya devam etmiş.

 

1972 yılında hayat veda etmiş.

O bir cesur yürekmiş.

O bir ilk olanlardanmış.

O çok yürekli bir Türk kadınıymış.

Allah rahmet eylesin…

 

 

 

Nazan Şara Şatana

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....