Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '06

 
Kategori
Tarih
 

Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet

Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet
 

Yeryüzündeki en büyük imparatorluklardan birinin birinci derecede varisleriyiz. Cumhuriyet elbette onun küllerinden doğmadı. O, Anadolu devrimi ile dilde, düşüncede, kurumsallaşmada bir keskin kopuştu. Ama daha ergenlik çağında İmparatorluğun borçlarını üstlendi. Zaten "yıkılış" da burada başlıyordu... Fetih kaldırıcına dayalı bir bir askeri düzenek, 19. Fransa burjuva devriminin ve milliyetçi akımların etkisiyle çözüldü. Toprakları elden çıktıkça da Düyun-u Umumiye duçar hale geldi. Tarihin tasfiye tekerliği onun cefakar unsuru Türk soyunun ezilmesi ve muhtemelen Asya steplerine sürgün edilmesi üzerine döncekken... Felek bu ya Mustafa Kemal çıktı. "Varolma" ve yaşama hakkını Anadolu halkına tevdi etti. Son güncel tarftışmalar, örneğin, Vahidettin'in "aslında hain" olmadığı, tarihe öznel bir bakıştır. Duygusaldır. Geçmez akçedir. Neden? Olayları ve olguları elbette kendi koşulları içinde değerlendirmek gereğinden. Halk nezdinde itibarını eloğlu ele sığınacak kertede yitirenlerin olağan akıbetine uğradı o. Bir başka açıdan rütbesiz, cephanesiz, parasız, pulsuz kalmış ama düşünceleri ile haklılığını halkına inandırmış Mustafa Kemal de Atatürk'leşti.

Orada da Tanrı, tarih ve toplum hükmünü icra etti. Anadolu devriminin reformist içeriğiyle kul'u birey, birey'i yurttaş, yurttaşı eşit oy hakkı temelinde birer vatandaş yapmak kadar... Ulusal sanayileşme hamlesi ve kültürel alt yapıdaki devinimi iyi okuyarak çağına ay-yıldızlı al bayrağı yerleştirmesi bir gerçekliktir. Ancak güncel tartışma iki yanılgının içten içe çatışmasında da beliriyor. Birileri 21. yüzyılın yerelleşme öğütlerini de taşıyan ama küçük devletçiklerin yeni-emperyal paylaşım paftasına göre tasarımlanmasını cepheye süren fikirleri bilerek bilmeyerel savunuyorlar... Türk-İslam sentezinden İslam-Türk sentezine varan ve daha çok gayrıresmi alanda örgütlenen akım bu. Bir diğer akım Cumhuriyet'in o keskin dönüşümünü kavramakla İmparatorluğun da bir büyük tarihsel kalıt bıraktığı gerçeğini selamlamanın çelişmezliğini anlayamamkta ısrarlılar. O da daha çok devlet merkezli klasik bürokratik ideolojinin tutunumundan besleniyor. Bu kertede zıtlıklar olması doğal. Ama bu yaşta ve çağda değil!..

Bu tartışmaların Cumhuriyetten demokrasiye girildiği erken evrelerde olgunlaştırılması beklenirdi. Olmadı; kapalı toplum devlet yönetimine gelenlerin özerklik alanını yitirmesine koşut olarak vatandaşlarından özgürce tartışmadan feragat etmesini dikte ettirdi. O gecikmişlik bundan... İslam-Türk sentezinin Ziya Gökalpler, Nihal Atsızlar tarafından -daha yakından- deşifre edilmesi ne denli olanaklıysa; İmparatorluğu külliyen kültürel diskalifiye uğratacak bir bakış açısnın çok da devrimci olmadığı bizzat Attila İlhanlardan, Ahmet Tanerlerin yazılarından somutlamak da o denli olasıdır. Tabii, mutlaka senteze varmak gerekmiyor. Eğreti bir sentezdense statik bir karşıt tezler yumağı daha evla bile görünebilir. Zaten memleket "açık toplum" fazına da tam olarak geçebilmiş değil. Ama o momente erişmenin de yolu her kanaldan demokratik terbiye edilmiş tartışmaları serdetmektir. Düşünceden korkmamktır. O korkunun imparatorluğu teknik ve ekonomik olarak ne kadar gerilettiğini, çok partili demokrasi deneyimine ne denli istiskal ettiğini unutmadan. Şeytan başka yerlerde değil mi? Mesela tüm ortadoğu coğrafyasını okyanus ötesinden çizmeye kalkmak, Kafkaslara Kremlinden kibarca tehditler savurmak, uzakdoğu mallarına karşı gümrüksüz bırakılıp, Kıbrıs davasında yalnız konulmaktır...

Tartışma ise olacak; ulusal birliğe demokrasinin gücü katılacak. Ama "yok etmeye" yönelik değil! Çünkü içeriden bazıları dışarıdan bazıları gayret gösterseler de ne Osmanlı'nın büyük kültürel mirası inkar edilebilir ne de Cumhuriyet'in halkçı, insancıl, devrimci ve demokrat programı bu coğrafyadan tersyüz edilebilir. Önemli olan rejimleri ve sistemleri insancıllaştırmaktır sanırım. İnsanlığın olduğu yerde Tanrı vardır. Orası şeytana dardır...

 
Toplam blog
: 374
: 491
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Merhaba! Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel olgularla ulusal ve evrensel düzlemde ilgilenme..