Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '07

 
Kategori
Sanat Tarihi
 

Osmanlı'nın şifresi

Osmanlı'nın şifresi
 

Dan Brown "Da Vinci Şifresi" adlı bir kitap yazınca rekor satışlara ulaştı. Filimleri, belgeselleri yapıldı. Kitapta şifre olarak gösterilmeye çalışılan bütün objeler zorlamaydı. Yani, aslında Leonardo Da Vinci'nin bu tür şifrelerle uğraşmadığı açıkca belliydi. Ama, yazar ve belgeselciler kendilerini o kadar zorladılar ki, izleyenleri ve okuyanları adeta hipnotize ederek bu şifrelere inandırdılar. Bir başka yazıda sizlere "Bırakın Da Vinci'nin şifresini dalın Dali'nin eşsiz ve de gizemlerle dolu şifreli resimlerine" diyecek bir yazı yazacağım. İşte o yazıda Dali'nin nasıl bir "deli" olduğunu ayrıca şaşırarak tanık olacağız. Ama, bol resim gerektiren bir yazı olduğundan ve resimlerle örnekleyeceğimden şimdilik bunu bir başka tarihe bırakıyorum.

Da Vinci Şifresi adlı kitap piyasaya çıktığında ben de kitabın adına yanılıp aldım, ama okuyamadım. Çünkü umut ettiğim ya da umduğum konuları bulamadım. Fakat, dünyada büyük ilgi uyandıran bu kitap ülkemizde de büyük ilgiyle karşılandı. Zorlama şifreler arayan Dan Bromn'u ben Türkiye'ye davet ediyorum ve Osmanlı'nın şifrelerini aramaya çağırıyorum. Bizim şifre meraklı okurlarımıza da "siz kendi şifrelerinize bakın" diyorum.

İstanbul fethedilmeden önce, Sultan II. Mehmet, Boğaz'ın en dar noktasına bir kale yaptırmak istedi. Ve bu kaleyi Yıldırım Beyazıd'ın yapmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına kurdu. Kalenin yapımı çok değişik efsanelere sahiptir. Ancak, bilinen bir şey varsa; böyle bir kalenin dört ay gibi inanılmaz bir zamanda yapılmış olmasıdır. Ve bu kalede olağanüstü güzel düşünülmüş bir şifre açıkca ortada durmaktadır. İsterseniz siz bu şifreye inanmayın ve bunu imza olarak algılayın. Bu şifre "Muhammed" yazısıdır. Ben bu imzayı ya da şifreyi yazımın başında kullanabilmek için çok aradım. Ancak, bulamadım. Evdeki eşsiz kitaplarımdan yararlandım. Yann Arthus-Bertrand adlı ödüllü fotoğraf sanatçısının "Turkey From the Air" adlı kitabından yararlandım. Bu kitaptan Türkiye'nin havadan çekilmiş olağanüstü güzellikteki fotoğrafları var. İşte bu kitapdaki "Rumeli Hisarı" fotoğrafını sizlere sunuyorum. Eğer Osmanlı hat sanatına dikkatle bakarsak Rumeli Hisarı'nın sağ üst köşesinden aşağıya doğru uzantısındaki "Muhammed" yazısıyla aynı olduğunu görürüz. Bu, ya aynı zamanda "Mehmed" adlamına gelen Sultan'ın adının yazılımıdır. Ya da İslâm dininin kurucusu Hz. Muhammed'in adını zikretmektir.

Hangisi olursa olsun ya da ikisi de olsun, bu yapıda açıkca bir şifre vardır.

Bir başka yapı Haliç sırtlarında bize bilgi vermektedir. Mimarı Sinan ustanın yapmış olduğu Süleymaniye Külliyesi'nin camisi de bir şifreyi oraya oturmuştur.

Osmanlı mimarisinin 16. yy şahaserlerinden biri olan Süleymaniye Camisi, dört minarelidir ve on şerefelidir. Mimar Sinan bunu özellikle yapmış hiç bir yere yazmayarak yorumu gelecek kuşaklara aktaracak şifrelere bırakmıştır. Bu camideki on şerefe, caminin banisi Kanuni Sultan Süleyman'ın Osmanlı İmparatorluğu'nun onuncu padişahı olduğunu göstermektedir. Pekiyi ya dört minare? İşte o da bir başka şifrelemedir. Dört minare, Kanuni Sultan Süleyman'ın, İstanbul'daki dördüncü padişah olduğunun işaretidir.

Edirne'ye gittiğinizde yine Mimar Sinan'ın büyük eseri olan Selimiye Camisi'ni mutlaka gezin. Caminin içinde bulunan müezzin mahfilinin bir ayağında ters lâle vardır. Görenler şaşırır. Mimar Sinan ne demek istemiştir.

Söylendiğine göre caminin arsası yaşlı bir kadıncağıza aitmiş. Bu arsaya Sultan Selim'in cami yaptırmak istediği söylendiği halde kadıncağız diretmiş ve arsasını uzun süre vermemiş. Sonunda kadına değerinden çok fazla altın verilmiş kadın bunu kabul etmiş ama yetinmemiş. Bunun üzerine Mimar Sinan "Cami yaşadıkca senin hatıran da yaşayacak" demiş. Kadıncağız kabul etmiş. Cami bitmiş ancak caminin yapımında, lâle bahçeleriyle dolu bahçesini vermek istemeyen ve terslik çıkaran bu kadıncağızın anısına caminin müezzin mahfiline "ters lâle" işlenmiş. Böylece terslik çıkaran kadıncağız bugüne kadar hep anılagelmiş. Şifreyi de çözenler çözmüş.

Şimdilik bu kadar. Eğer sizin elinizde de Osmanlı'nın şifreleri varsa yazıma katkıda bulunabilirsiniz. Çünkü ben bu şifrelere devam edeceğim.

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..