Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Aralık '10

 
Kategori
Güncel
 

Osmanlı Tokadı...

Osmanlı Tokadı...
 

Ne insan olarak ne de bayan olarak küçük ya da büyük herhangi bir nedenden dolayı bir kişinin başka kişiye tokat atmasının savunucusu değilim asla olamam da….Ama şu günlerde tokat atma konusunu ciddi ciddi düşünmeye başladım.

Tokat, en basit şekilde elin iç ayasıyla atılma şekline verilen ad .

Kimi zaman adına fiske denilir, kimi zaman yapılan hareket kişinin hoşuna gitmiş olsa bile sırf adet yerini bulsun diye tokat atılır. Bazen şaka amaçlı atılır bazen can acıtmak için…

Tabii günümüzde ne yazık ki can acıtmak için atılan tokatlar çok ama çok daha fazla. İnsanın canını yakmaktan insan nasıl bir haz alır diye kendi kendime sorduktan hemen sonra da beynime yıllar öncesinden kazınan bir cümle gelmekte. “Suçlu yoktur, suç vardır” .Bir kişiye “suçlu” damgasını yedirten olaylara dikkatlice baktığımızda görünenden çok daha farklı olduğu rahatlıkla görülebilir. Yani durup dururken bir kişi tokat atmaktan, adam dövmekten zevk almaz. Tabii manyak, sapık, psikopat değilse. Onun içinde biraz önce yazdığım sözü ve bize anlattığı gerçekler beni her zaman etkilemiştir.

Yine bazı zamanlarda masum, sessiz sedasız gözüken kişiler bile çileden çıkabilirler. Bu insan psikolojisi, olayların gelişimi ve koşullarla doğrudan ilintilidir. Bazen ayrı ayrı gibi gözükse de… Tokat atma konusunun son zamanlarda merakımı çeldiğini belirttim. Ama en çok da Osmanlı tokadı dikkatimi, ilgimi çekmekte.

Osmanlı tokadı; Osmanlı Ordusu,askerlerinin silahsız savunma ya da saldırı durumunda kullandıkları, elin her iki yanıyla yapılabilen düşmanı sersemletmek amacıyla uygulanan bir vuruştur. El ve kolun açısız ve omuzdan hızla hareketiyle hedeflenen noktaya el ile temasla yapılır. En çok yüzün her iki yanına ve enseye yapılır. Vuruşun şiddetine göre öldürücü olabilir. Osmanlı Ordusu'nda genellikle savaşlarda birebir ve yüzyüze yapılan mücadeleler esnasında sık sık yaşanan silahın elden düşmesi ya da kırılması durumunda kullanılmıştır. Osmanlı kültüründe, bir kavgada taraflar asla birbirlerine yumrukla müdahale etmezlerdi. Yüze kalıcı zararlar verme ihtimalinden dolayı birine yumrukla saldırmak son merhalede yer alır ve yumrukla ilk saldıran ayıplanırdı. Tıpkı yatağan kılıcı olanların dövüşlerde karşılarındakini aşağılamak için kılıcın kesmez yanı ile saldırmaları gibi, tokat ancak yeri zamanı, kavgadaki taraflarca bilinen kurallarla kullanılırdı. Kavgada büyük olan karşısındakini sesi etraflıca duyulan şiddetli bir tokatla uyarır ve bu durum genellikle yeterli olurdu. Osmanlı Ordusunda meydan savaşlarında en ön safta yer alan,azab askerlerinin, esas amaçları olan karşıdaki düşmanın elit birliklerini yorma görevleri sırasında hafif silahların kısa zamanda kullanılmaz duruma gelmesi ve ağır silahların kuşanmalarının aldığı zaman çoğu kez bulunamadığında tokat atmaya başlamaları ile askerler arasında yiğitliğin eriştiği son nokta olarak görülmeye başlanmış ve bunun üzerinde popülarite kazanmıştır. Sesi ile düşmanın üzerinde yarattığı psikolojik etki sebebiyle zamanla geliştirilmiştir. Bu askerler daha eğitim safasında mermer döverek yetiştirildikleri için, çok kuvvetli ellere ve kol yapısına sahip olurlar.(Osmanlı ordusunun En büyük tokatçıları Başıbozuk (Delibaş) diye adlandırılan bir düzensiz ordudur)

Sonuç olarak, bu bilgileri edindim. Osmanlı, Osmanlıcılık diye yüzlerinde biraz aptalca ama daha da çok “Hiçbir şeyin farkında değilim. Ama kapıldım bahtımın rüzgarına gidiyorum” ifadesiyle, büyük bir gülücükle dolaşanların sayısı her geçen gün artmakta….Yalnız Osmanlıcılık oynamak isteyenlerin bu Osmanlı tokadı konusunda da iyice alıştırma yapmaları gerekmekte kanımca.

Alışırsınız sevgili insanlar, şimdi Osmanlıcılık ve adam dövmek moda. Genç bir kızın bebeğini düşürtecek kadar zalim ve acımasızca davranarak…

Madem Osmanlıcılığa özeniyorsunuz bari işinizi tam yapın ve Osmanlı tokadına da alışın derim nâcizane…

 
Toplam blog
: 226
: 1337
Kayıt tarihi
: 26.01.07
 
 

1960 İstanbul doğumluyum. Kitap okumayı, yazı yazmayı, resim yapmayı ve yabancı dil'den Türkçe'ye..