Osmanlı'ya "İhanet" Edenler Bedelini Ödüyor!..

Gündem Suudi Arabistan'da olup bitenler ya; konuyla ilgili ibretlik bir yazı da, tarihçi Murat Bardakçı'dan geldi...

Suudi Arabistan'da Trump'ın fitilini ateşlediği darbenin kurbanlarından biri de Kral Fahd'ın oğlu Prens Abdülaziz olmuştu.

Prens Abdülaziz, tutuklanmak istemeyince çatışma çıkıyor ve bu çatışmada vurularak öldürülüyor...

Suudi Arabistan'da işlerin nereye varacağını kimse tam olarak kestiremiyor... Bu gidiş Suud Hanedeanının sonunu da getirebilir... Ama konumuz bu değil!

Konumuz; Murat Bardakçı'nın çok isabetle ortaya koyduğu tarihi gerçek: Osmanlı'ya "ihanet" edenler bir şekilde bu ihanetlerinin bedelini ödediler ve ödüyorlar.

Önceki gün Mekke meliki Şerif Hüseyin'in  İngiliz Lavrensin gazıyla Osmanlıya ihanet ettiği için, ölümüne kadar ağladığını yazmıştım... Hem de Türkiye'ye ihanet eden Barzani'nin ağlamasından telmih olarak...

Yazmıştım yine yazıyorum; bu coğrafyada Osmanlı'ya veya onun meşru varisi Türkiye'ye ihanet edenler, bu ihanetlerinin bedelini mutlaka öderler!

Bu bedel bazen hürriyetini kaybedip Batı'nın maymunu olmaktır, bazen pişmanlık dolu bir hayata mahkum olmaktır, bazan de Abdülaziz gibi bir "kardeş" kurşunuyla can vermektir!

Dünyanın en zenginlerinden olan Prens Abdülaziz'in bu dudak uçuklatan zenginliğinin bir kaynağı da Osmanlı'nın "Şehrullah= Allahın şehri" olan Mekke'yi namahrem'den korumak için yaptığı Ecyad kalesinin arsasına yaptığı otellermiş...

Tarihin hatıralarını yok etmeyi bir mezhebi (Vehhabi) ilke sayan Suudi'ler öteki İslami hatıralar gibi Ecyad kalesini de acımadan yıkmışlardı.

O günün Türkiyesi, bunu önleyecek kudrette değildi belki... Ama Murat Bardakçı'nın dediği gibi, Mekke için şehit düşen Osmanlı erlerinin ruhaniyeti Ecyad kalesini yıkan Prens'e kurşun olarak isabet etti...

Bu iş Abdülazizle de bitmeyecek kuşkusuz... İngilizin oyununa gelerek Osmanlı'ya ihanet eden tüm kişi ya da devletler ilahi adaletin hışmına uğradılar uğrayacaklar...

Osmanlı'nın yıkılışında önemli rolleri olan İttihatçı'ların sonlarına bakın: Kimi kaçıp gittikleri gavur memleketlerinde Ermeni kurşunuyla can verdiler, kimisi iktidar kavgasına girip köprü başlarında  "kardeş" kurşunu yiyerek öldüler...

Kimileri de bir Siyonistlerle işbirliği yaparak hal ettikleri Abdülhamit'in ardından pişmanlıklarını ifade eden ağıtlar yazdılar! (Bkz: Riza Tevfik Bölükbaşı: Abdülhamit'in Ruhundan İstimdat)

Arap milliyetçilği peşine düşerek Osmanlı'ya dirsek çevirenlerin sonunda ABD/İsraile boyunlarını uzatmak zorunda kaldıklarını da unutmayalım...

Osmanlı ölmedi, yaşıyor... Ve yakın bir gelecekte yeniden zalimlere haddini bildirip mazlumları koruyan "adil düzenini" tesis edecek!

Osmanlı'nın adaleti gelmeden dünyada zulüm bitmez zira!