Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '11

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Osmanlıca, Türkçe ve kelepçeler

Osmanlıca, Türkçe ve kelepçeler
 

Kaynak: Web


Dört aydır devam etmekte olduğum Osmanlıca Türkçesi kursundan bahsetmek istiyorum bu hafta sizlere... Son dönemde popülerliği artan kavramlardan biri olduğu için bu konuyu seçtiğimi düşünenlere hemen söylemek isterim ki, hayır yanılıyorsunuz. Osmanlı Türkçesi benim çocukluğumdan beri içten içe hayranlık duyduğum bir konudur. Son dönemde araştırmalarım bu konuda kendimi geliştirebileceğim kaynaklar üzerine yoğunlaşmıştı. Bu araştırmalar sonunda, MEDAR’ın (Mevlânâ Düşüncesi Araştırmaları Derneği) Manisamızda ücretsiz olarak düzenlediği kurslarla tanışma fırsatını yakaladım, iyi ki de tanışmışız.

Türkçemizin ne kadar köklü bir dil olduğunu bilenlerden biri olduğumu düşünürdüm. Bu düşüncem bu kursa başlayıp da daha da fazlasını keşfetmeye başladığım zaman bir hayrete dönüştü: biz kendi dilimizi bilmiyoruz.

Bir milletin kültürünün kelepçesi olur mu? Evet, bir milleti kendi kültürüne bağlayan değerler, kelepçeler. Mesela dil bunlardan en önemlisi. Ananelerimizi, geleneklerimizi onunla taşıyoruz yarınlara. Kelepçeli olarak giriyor kültürel hayatımıza dil. İyi, köklü bir kültüre sahip iseniz eğer millet olarak, o kökler dil dağarcığınıza bağlanıyor. Dağarcığınızı bir yoklarsanız eğer, milletimizin binlerce yıl öncesine ait kaynaklarına ait neler bulabileceğinizi görmek için bir de bakacaksınız ki, anlatılagelenlerin çoğu yazılı kaynaklar değil. Tarihimizde pek çok unsur öylece geçip gitmiş, yarınlara ise hikayeleştirdiklerimiz kalmış.

Milletimizin masalları, hikayeleri, basılı eserlere kulaktan aktarılan kahramanlıklar, esasen bizi biz yapan değerler olarak belleğimize kazınmışlar. Böylelikle anlatılagelen, tarihe düşen kayıtlar, belki de anlatanların hayal ürünleri bizlere kendimizi anlatıyor. Yaklaşık 80 yıl geriye gidip okumak isterseniz yapabilirsiniz peki ya, 700 yıllık tarihimiz ve hatta ondan öncesi?

Türk devlet adamları tarihte yönlerini nereye çevirirler, kiminle iletişimlerini güçlendirmek isterlerse o milletin kullandığı alfabeyi kendilerine uyarlamışlar. Kültürlerini böylelikle bir imparatorluk diline kelepçeleyerek bugünün Türkiyesi için latin alfabesine geçmişler. Şimdi bizler de böylelikle pek çok doğu halkından daha hızlı bir şekilde avrupa dillerini öğrenebilme imkanına sahibiz. Hem ses hem de yazı olarak batı ailesinin özelliklerini genetiğimize katmışız. Her ne kadar onlar Batı’dan baktıklarında Doğu’da görseler de bizi. Biz, onların da Doğu’nun da en güzel yönleri ile süslemişiz kültürümüzü.

Bütün bu güzel yönleri görebilmeme bir vesile daha olduğu için MEDAR ailesine, özellikle hocamız Mehmet Altunmeral’e teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Daima sevgiyle kalınız. 

 
Toplam blog
: 149
: 652
Kayıt tarihi
: 07.04.10
 
 

Sazsız söze ezgiler diziyoruz, birer birer. "Kim" olduğumuzun belli olmadığı bu dünyada K..