ÖSYM, kapıları kapatıyor, yanlış kapı çalıyor!

“Şunu da bilmenizi isteriz ki sizlerin heyecan ve duyarlılığınız üzerinden kamuoyunu karamsarlığa yöneltmek isteyenler hakkında gerekli inceleme, soruşturma ve yasal işlemler yapılmaktadır.”

ÖSYM'in adaylara gönderdiği e-mektup böyle bitiriyor.

ÖSMY, ne demek istiyor?

“Şifre var” demek suçtur; gerekçesi de hazır:

Kamuoyunu karamsarlığa yöneltmek!

“Şifre var, ama sehven” diyen ÖSYM, kendisinin de “kamuoyunu karamsarlığa yönelttiğini”, “gerekli inceleme, soruşturma ve yasal işlemler” kapsamına girdiğini/ gireceğini düşünmüyor mu?

Düşünmediği belli!

“Şifre yoktur”dan “şifre var, ama sehven”e gelen ÖSYM, gelgitli açıklamalarına bakılırsa, e-mektuptaki son cümlesiyle ilgili de bir “açıklama” yapacaktır.

*****

YGS’deki “şifre iddiaları” ortadayken, “Şifre yok” diyen ÖSYM'nin verdiği bilgilere dayanılarak, devletin üst katlarından gelen “Tatmin oldum” desteklerinde ne kadar acele davranıldığını görülüyor.

ÖSYM, “aması maması” bir yana, “şifre” olduğunu itiraf eti mi, etmedi mi?

Etti?

ÖSYM, “Şifre var” diyenlere gözdağı veriyor!

“Şifre yok, ama...” diyen Başkan, yargının görevlerini de üstlenmiş sanki!

Savcı, yargıç!...

Geriye ne kaldı!

Sanık/lar!...

Hukukçu değiliz, bilmememiz olağan, ama “kamuoyunu karamsarlığa yöneltmek” diye bir “suç” olduğunu öğrenmiş olduk!

“Adaya Özgü Soru Kitapçığı”nın, her adaya farklı düzende soru sorulmasının eğitbilim açısından sakıncalı olduğunu söylemek, sıvanın test tekniği açısından sakıncalarını ortaya koymak... bunları yazmak da, “kamuoyunu karamsarlığa yöneltmek” kapsamına girer mi?

Bilemeyiz, ama bildiğimiz tek şey var ortada:

“Şifre var” diyenler, ÖSYM dışında, bu “suç”u işliyorlar!

*****

ÖSYM, “şifre iddiaları” çıktığından beri, yapması gerekeni yapmadı, yapmıyor.

Oysa yapılması gereken çok basitti:

“Yüzbinlerce gencimizi ve milyonlarca insanımızı (ve geleceğimizi) ilgilendiren 2011 YGS’nin güvenirliği ve geçerliği, (...) tartışmalı hale gelmiştir. Bu konuda yapılabilecek çalışmalardan biri, ÖSYM dışından oluşturulacak ölçme değerlendirme uzmanlarının da bulunduğu bağımsız bir inceleme ekibi tarafından en kısa sürede, 2011 YGS’de kullanılan algoritmanın adayların lehine ya da aleyhine çalışıp çalışmadığını ortaya çıkarmaktır. Bu sorunun çözülebilmesi ve 2011 YGS ile ilgili tartışmaların sonlandırılabilmesi için her türlü siyasi, bürokratik çıkar ya da kaygıdan uzak kalınması gerektiği açıktır.” ( Konunun uzmanı 45 bilimadamının açıklaması )

ÖSYM bunu yapmada, başka şey yaptı. Radikal’den Eyüp Can’dan dinleyelim:

“ÖSYM yetkilileri çağrımızı yerinde bulup en yüksek puanı alan adayların kitapçıkları üzerinde hemen incelemeye koyuldular. 100’ün üzerinde kitapçığı uzman muhabirlerimizle incelediler. Alabildiğine şüpheli yaklaştık ama incelediğimiz kitapçıklarda, bulduğumuz şifreye dayalı en küçük bir kopya izi yoktu. ”

ÖSYM, yanlış kapıları çalıyor.

Yazık!

TURGUT ÇELİK/ Mersin