Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '13

 
Kategori
Kitap
 

Öteki Kışın Kitabı

Öteki Kışın Kitabı
 

BORA ABDO

ÖTEKİ KIŞIN KİTABI

“Her şey bozuluyor babacığım. Soğuyor. Sonra yanıyor. Yanıyorum. 'Baba,' diyorum, 'Söyle babam,' diyorsun. Ben bütün bunları yazarken. Sen. Yazmamı sevmezdin. Bu kitap senin için.”

Bora Abdo’nun notos, Kitap-lık gibi edebiyat dergilerinde öyküleri yayınlanmıştı. Bu ilk öykü kitabı. Öteki Kışın Kitabı bu yıl Yunus Nadi Öykü ödülünü kazandı. Kitap Kara Kış Üçlemesinin ilk kitabı.

Kitap iyi vakit geçirmek için düz okumayla anlaşılıp zevk alınacak bir kitap değil. Tekrar okumayla farkına varılacak derinliğe sahip. Sadık bir okur düşlemiş yazar, yoluna ne çıkarsa çıksın okumaktan vazgeçmeyecek.

Öteki Kışın Kitabı on farklı sembolik fırtına adı taşıyan on bölüm ve birbiriyle bağlantılı on yedi öyküden oluşuyor. Laçin öyküsünde Koltuk değnekli dilencinin arkadaşıyla birlikte uydurduğu fırtına isimleri kitabın bölümlerini oluşturuyor .

O gece Lâçin saç diplerimize yağdı. Kucaklarımıza küçük, kardan kediler yaptı. Alınlarını okşadık donmuş parmak uçlarımızla. İsimler verdik her birine. Kendi uydurduğumuz fırtına isimleri.

- Kokona Kediler Fırtınası

- Seni Çok Özlüyorum Fırtınası

- Hafta Sonları Geçmek Bilmiyor Fırtınası

- Giderim Öleceğimi Anladığımda Fırtınası

- Köpekler Hep Yağdanlıktır Zaten Fırtınası

- Bana Bir İsim Verme Fırtınası

- Sobamızı Söndüren Bizden Değildir Fırtınası

- Kardan Kediler Kısırlaştırılamaz Fırtınası

- Kara Kediler Uyuz Değildir Fırtınası

Yazar öyküde kendine özgü bir dil kullanmış. Kitabın hacmi küçük ama anlam derinlikleri devasa bir boyut kazandırıyor. Kısa cümlelerden oluşmuş, tek kelimelik cümleler çoğunlukta. Öykülerde tek kelimelik bir sıfat bir cümle oluşturabiliyor.

Anlatım içten, klişelerden arınmış. Bizim bildiğimiz tanıdığımız kelimeler öykü içinde hiç bilmediğimiz, yeni öğrendiğimiz anlamlar taşıyor. Yan yana gelmesi yadırganacak sözcükler birbiriyle uyum içinde. Öykülerde gereksiz tek sözcük yok. Hepsinin öykünün içinde bir işlevi var.

Öykülerdeki kahramanlarla özdeşleşip okuma olanağı yok. Kahramanlar yeraltı edebiyatındakilere benziyor. Bütün karakterler fiziken ya da ruhen ölmüş.Hiç büyümemiş, çocuk kalmış, çocukluk kâbuslarından hiç kurtulamamışlar.

Karanlık, soğuk, tekinsiz İstanbul sokaklarında kar yağıyor tüm öykülerde üşütüyor insanı. Mekân tasvirleri bu atmosferin oluşmasını destekliyor.

Öykülerde ölüm, anne özlemi, babayla hesaplaşma en önemli temalar.

Öyküdeki semboller, gizli anlamını kendi içinde taşıyor; Zil, Kuyu, Köpek, Kar, Çamur, Örgü Örmek.

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 72
: 3894
Kayıt tarihi
: 20.09.09
 
 

Evli bir çocuk annesiyim. Eğitim alanında çalışıyorum. Felsefe, sosyoloji, edebiyat alannda atöly..