Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Mart '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Öteki Müslüman / Ayşe Arman'ın yazı dizisine atfen...

Öteki Müslüman / Ayşe Arman'ın yazı dizisine atfen...
 

Ayşe Arman Yazılarına atfen kaleme alıyorum bu düşüncelerimi.  

Malum, başım kapalı, kapamaya çalışanlardanım desem daha doğru olur. Sebebi ise, tam örtünmüyorum, tam kapalı değilim, fikirlerim, düşüncelerim, yaşamım tam değil; eksik, yarım, bütünsüz. Dine göre bütünsüz demeyelim de, görsellikli dinin, insanların kafasındaki din olgusuna göre düşünürsek, daha aydınlatıcı olacaktır.  


Bilmiyorum belki de daha önce anlatmışımdır. Sonradan kapananlardanım. Sonradan kapananlardan da değilim açıkcası. Tövbe edenler gibi de değilim. Yarım, herşey yarım. Münzevi yanım yok.  


İlk karar verdiğimde, soluğu tesettür mağazalarında almış, bir kaç kıyafet denememden sonra, kendimi "oğluna kız istemeye gidecek kayınvalideler" gibi görmüş, orayı hemen terketmiştim. Soluğu kalsik giyim yerinde almış, pekalâ da güzel kapalı kıyafetler almıştım. O gün bugündür. İşe gelince başını açan, dışarı çıkarken kapatan, fırsat buldukça namazını kılmaya, dini vecibelerini yerine getirmeye çalışan biriyim. Bunun yanında, makyajını yapan, saçlarını boyatan, sinemaya giden, dini olmayan romanlar okuyan, Arkadaşlarına rakı masasında eşlik eden, yazın bronzlaşan, kışın beyazlaşan, sıkı bir spor takipçisi, her neyse...  

Kapalıların yanında yarımım... Açıkların yanında da hakeza yarımım. 

Birinin yanında süslü müslüman, diğerinin yanında köylü kılıklıyım. 

Her iki tarafında onaylamayan bakışlarından çıkarıyorum bunları. 

Bütün saydıklarım hepsi elle tutulur, gözle görülür yanım, ama diğer yan var ki, kimse orayla ilgilenmez.  

Dini bütün tarafta, eksik, sadece modasal yaşantı, çakma türbanlı adlandırılan...
Modern tarafta ise, büyükler etkisinde kalmış -ara kişi-.  

Bütün bunları oturupta bir kitaptan anlatmıyorum. Birebir bu süreçte yaşayan biriyim.  

Somur dünyamızla ilgilenip, soyut olana bakmayan -HER İKİ TARAFIN- varlığından bahsediyorum.  

Gayette şık, gayette marka eşarp-manto- siyah çorap üçlüsü ile gezen bir yan...  

Diğer yandan klasik yaşamı, ilke edinmiş taraf.  

Her iki bakış açısından da inanılmaz rahatsızım.  

Din; dini yaşadığını zanneden toplumlarca gerçek manası ile yaşansa kaos çıkmaz. Kin olmaz, nefret olmaz, kavga, gürültü, patırtı olmaz.  

Modernlik adlandırılan yaşamı seçenlerin soyut dünyanın değerlerini alsalar onlar içinde hakeza bir yaşam güzelliği mevcuttur.  

Dayatmanın, dışlamanın her daim var olduğu toplumlara, din gelmiştir.  

En son gelen din; bizim dinimiz.O da güzellik dinidir. Hoşgörü dinidir. Zorlama olmayan dindir.  

İnsan dediğin, içsel yolculuğuna çıkmayı bilecek. GÖZLERİ İLE SÖZLERİNİ tartıp, acaba ben bunu dersem bana dinim açısından sakınca var mıdır diye düşünecek.  

Lütfen, aba ile kılık kıyafet ile kazanılsaydı insanlık; eşekler de giyiyor, maymunlar da.  

Kim ne yaparsa kendisi için yapar. Ben böyle bir yaşamı benimsemişim.  

Bu yaşamımdan da gayet memnunken, maalesef her iki taraf için de için için üzülen benim.  

DİN; DIŞTAN YAŞANMAZ...
KUR_AN; ARAPÇA OKUMAKLA ANLAŞILMAZ.
KİŞİLİK; ESBABLA KAZANILMAZ.
KARAKTER; BİR YERE AİT OLMA DUYGUSUYLA KAZANILMAZ.  

Burada benim kimseden birebir beklentim yok... Eğer içindeki siyah örtüleri kaldırmıyorsa insanoğlu, Altın yaldızdan giyinse, beş para etmez.  

Bunu kul da biliyor, Yaratan da.  

Çalışıyorum, evime ekmek götürüyorum, yaşamımı çalışmakla manalandırıyorum. Bunun yanında da din olgusunu seviyorum. Din olgusunu severken de, kendimi, kainatı, yaşamı seviyorum.  

Hz. Peygamberi seviyorum.
Hz. Mevlânayı seviyorum.
Kendimi seviyorum.
Hayatı seviyorum.
Ailemi seviyorum.
Ülkemi seviyorum.  

İlginçtir. Bir sabah uyandım ve aklımda, "Aaaa, benim kin güttüğüm biri var mı? sorusu vardı. "Hayır, yooooo, varsa da kalmamış kalbimde kırgınlık, düşmanlık hayret" dedim kendi kendime.  

Bu tür yaşamları lütfen, kınamayın. Bu tür yaşamın içinde yaşıyorum.  

Bu bizi küçültmez, bizi kaybettirmez, bizi yoketmez...  

Bu durum, kendi egolarınız şişkinliğinden, kendi içinizdeki tamam-la-na-ma-mış- lık-tan kaynaklanıyor.  

Esas eksik kendi içinizde.  

 

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..