Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '08

 
Kategori
Güncel
 

Ötekileştirilen laikler

Ötekileştirilen laikler
 

Artık toplumun yapısı ile ilgili araştırmalar yapılarak, yayınlanmaya başladı.

Tabi bu tip araştırmaların yapılmış olması, hele hele yayınlanıyor olması, iktidarın pervasızlığının boyutunu gösteriyor!

Gelin o araştırmaya bir göz atalım.

Açık Toplum Enstitüsü ve B.Ü. desteğiyle yapılan araştırmaya göre;

AKP iktidarı, cemaatlerin güçlenmesi gibi etkilerle laikler yalnızlaştırmış. Bunu tespit etmek için araştırmaya gerek yok ki! Çık sokağa, kimin kime tepeden baktığını hemen anlarsın!

Mahalle baskısından uzak bir yaşam bu günkü ortamda haliyle çok zor! 85 yıllık Cumhuriyetin kazanımlarını, yandaş ve yalakalara pazarlayan, devlet olanaklarını kullanarak, yandaş medya yaratan bir iktidardan başka ne beklenebilir ki!

Bu günlerde yandaş gazetelerin başlıklarına bir göz gezdirirseniz, temsil ettikleri kesimlerin şikâyetlerinin azaldığına tanık olursunuz! Tabi bununla birlikte, hala toplumun %80 ini temsil eden laik kesimin şikâyetlerinin de arttığına.

Toplumun yapısının nasıl değiştiğini, yapılan ibadetin, topluma nasıl pazarlanmaya çalışıldığını, bu tip pazarlamacıların piyasada iş yaptıklarını görmemek mümkün değil. Artık, cuma namazına giden, başı açık olan eşlerin örtündüklerini, hacca-umreye gitmenin ya da iftar daveti vermenin moda olduğu, oruçlu olunmasa bile oruçluymuş gibi davranıldığı ve akşamları verilen o meşhur İftar davetlerinde başköşeye ağzında viski kokusu ile oturan tiplerin çoğaldığı açıkça görülüyor.

Son 6 yıllık AKP iktidarı dönemini kapsayan ve Türkiye’de din, muhafazakârlık ve toplumsal baskı arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amacıyla yapılan bir araştırmaya göre; AKP iktidarının kadrolaşması, dini cemaatlerin ekonomik gücü ve yaygın örgütlenmesinin sonucu, laikler yalnızlaştırıldığı, ötekileştirildiği ya da iktidar kaynaklı baskıya maruz bırakıldıkları açıkça görülüyor.

Bu zamana kadar bu konuda birçok araştırmanın yapıldığı ancak yayınlanmadığı için açık verilerin ortaya çıkmadığı bir gerçek! Eskiden yayınlanmasa da, bu işin uzmanları tarafından sızdırılan birçok ankette laik kesimin dindarları baskı altında tuttuğu yönündeki saptamalar yapılırdı.

Yukarıda izah ettiğimiz araştırmada ise bugün tam tersi bir duruma işaret ediyor.

En önce açıklanan verilerden birisi olan, hani kimsenin beğenmediği o üçlü koalisyon döneminde yanı 1999 yılında yapılan bir araştırmada; halkın yüzde 42’sinin Türkiye’de dindar insanlara baskı yapıldığı yönündeki kanısının, 2006’da yüzde 17’ye düştüğü en son açıklanan araştırmada, açıkça görülüyor. Toplumun böyle bir kanıya nerden vardığını araştırmak da sosyologların işi!

AKP iktidarıyla birlikte İslami kesimin şikâyetlerinin azaldığının anlaşılması, laik kesimin şikâyetlerinde artış olması dinin siyasete nasıl alet edildiğinin bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor.

Bununla birlikte göz ardı edilemeyecek konuların başında, laik kesimlere karşı olan iktidar kaynaklı ayrımcılık ve baskı, eğitim alanında kendini en açık şekilde gösteriyor. Cemaatlerin faaliyetleri, laik kesimin ticari hayattan dışlanması ve içki yasağını içeren kırmızıçizgiler gibi konular ile Ramazan aylarında oruç tutmayanlara karşı sergilenen hoşgörüsüzlük! Cuma namazına katılma zorunluluğu v.s. Toplumsal baskılar, eskiden var olmayan yeni bir ortamın mevcudiyetine de işaret ediyor!

Ortaya çıkan bu tablo, çoğulcu demokrasi kriterleri açısından geldiğimiz noktanın açık bir göstergesi!

Araştırmada, gidilen kentlerde Alevilerin ve Romanların, belediyelerin kendilerine iş vermediğinden ve yoğun yaşadıkları bölgeye hizmet götürülmemesinden şikâyetçi oldukları da belirlenmiş.

Aynı araştırmada; Alevilerin, çocuklarına okullarda kimliklerini söylememelerini tembihlemeleri, Alevi oldukları anlaşılmasın diye Ramazanda oruç tutmaları gibi olguların ortaya çıkması, demokrasiyi araç olarak görenlerin, iktidarları döneminde ülkeyi nerelere getirdiklerinin bir göstergesi!

Seçimler yaklaşırken, Alevi açılımı diye yeri göğü inletenlerin bu araştırmaya söyleyebilecekleri bir kelimeleri var mı? Türkiye’de iktidarın, özellikle kadınlar ve Aleviler için pozitif ayrımcılık ilkelerini benimsediğini görmemek için kör olmak gerekiyor.

İşte, böylesine bir Türkiye resmi ile yaklaşan yerel seçimlere giriyoruz! Bu seçimler için devletin tüm imkânlarını seferber edip, oy satın alarak, bir dönem daha yerel yönetimi elinde bulundurmak isteyen iktidarın, şehirleri ne hale getirdiği görmek için akşamları ve sabahları Antalya’yı görmek gerekiyor. Dağıtılan o ucuz ve kalitesiz kömürün Antalya’yı ne hale getirdiğini yakın bir zamanda bir galeri ile sizlerle paylaşmaya çalışacağım.

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..