Otobanda fast...

Otoban müthiş hareketli!
Şalvarlı, pijamalı ablalar.
Suratlar aşırı makyajdan resim defteri gibi. Badanalı!
Her geçen arabaya, "gel gel".
Meslek; ayaküstü yarenlik!
Yani; para karşılığı fast sex.
Mesleğin icra edileceği bir mekân yok.
Olay araçların içlerinde de cereyan etmiyor.
Aleni, halka açık, açık havada herkesin gözlemleyebileceği bir şeklide olup bitiyor...

İşin enteresanı, ne bunları gören garipsiyor.
Ne hizmet almak için duran araç sahibi utanıyor.
Ne hizmeti veren sıkılıyor.
Kimsenin yüzü kızarmıyor!
Dışarıdan bir yabancı gelse, olaya şahit olsa, takdir edecek.
"Bu adamlar çoktan Avrupa birliğine girmiş" diyecek
Aracını durdurup, yol kenarına küçük abdestini, büyük abdestini yapan insan görüntülerine nasıl alıştıysak.
Bu görüntülere de alıştık.

Yadırgamıyoruz yani.
Tuhafımıza gitmiyor.
"Olabilir" diyoruz, "ihtiyaçtan" diyoruz.
Geçip gidiyoruz.
Soru şu:
İstek mi, ihtiyaç mı?
Başımıza ne geliyorsa; isteklerimizi ve ihtiyaçlarımızı ayıramamaktan geliyor.
Hiç kimsenin sex yapmak için otobanı kullanacağını düşünmüyorum(istisnalar hariç)

Olay birden bire gelişiyor.
Sakin sakin yolunda gitmekte olan adam!
Yol kenarındaki hareketliliği fark ediyor.(Genelde üst geçitlerin altı)
İster istemez ne olup bittiğini merak ediyor.
Sonra, bayanı görüyor.
Kalbin ritmi değişiyor. Kandaki adrenalin yükseliyor. Mantık iptal oluyor.
Hormonlar devreye giriyor.
Fiyatta anlaşılıyor.
"Atın ölümü arpadan olsun" diyen ağabey
Şeytana uyuyor..

Etrafımda, "âşık olmadığım kadınla yatmam" diyen.
"Önce ruhuma hitap etmesi lazım" diyen!
Tek gecelik ilişkileri onaylamadığını, hatta "hayvani bir duygu” olduğunu söyleyen onlarca arkadaşım var.
Kiminle konuşsam, yorum ya aynı, ya benzer.
Sıkıldım ama ben!
Ben olmuyorum. Hiç kimsenin eşi, dostu, hısım akrabası olmuyor.
O olmuyor, bu olmuyor.
Bu kadınlarla para karşılığı kim beraber oluyor?