Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Otobüs, taksi, kamyon, biippp!!!!!

Otobüs, taksi, kamyon, biippp!!!!!
 

Sabahları çok sinirli olurum. Kimseye bulaşmamaya çalışarak evden çıkar, direk otobüse binerim. O sabahlardan birinde şöyle bir dialogla kendime geldim.

Yaşlı amca: Evladım otobüsün bozuk mu senin?

Şöför bey: Heeee bozuk amca, tamir mi etcen?

Uyku sersemi etrafa bakınırken anladım ki; bir an için durakta durduğunu sandığım otobüs aslında durmuyor, gidiyormuş! Ama ne gitmek, bu gitme eylemi için bir dolu benzetme yapılabilir. Kaplumbağa hızıyla... Kağnı gibi... Sıfır beygir şeklinde... Hatta neredeyse mehter marşı gibi... Otobüs gitmekle durmak arasında karar vermiyor bir türlü, üniversite sınavında iki şık arasında kalmış talihsiz yavrucak gibi debelenip duruyor...

Yaşlı amca: Herkesin işi gücü var, niye böyle yavaş gidiyorsun?

Şöför bey: Benim bir saatim var, öyle kafama göre gidemem. Hem beşte uyandım ben, herkes erken uyansın işe gitmek için!

Tam da bu konuşmalar yapılırken, benim ineceğim durak gelmez mi? Konuşmanın sonunu kaçırdğıma mı yanıyim, yoksa orada iki çift laf söyleyememiş olmamamı. Delirdim yani anlıyacağınız, ben böyleyim çünkü bir şeyi düşünüpte söyleyemezsem çıldırıyorum, o yüzden madem yüzüne söyleyemedim burdan azıcık Hıncal Uluç'luk yapıp o şöför beye kibarca çemkirmek istiyorum!!!

Yahu be adammmm!!! Yok olmadı bu, biraz daha sakin başlasın, belki bir yerden sonra kendime hakim olamam, belli olmaz.

Sayın şöför bey ;

Öncelikle şunu belirtmek isterim ki, altmış yaşında bir amcaya 'heeee bozuk tamir mi etcen' lafını ağzını yayaraktan söylemizi size hiç yakıştıramadım. Ne de olsa tarzınızdan anladığım kadarıyla; aileniz içinde hürmette kusur etmez biri gibi görünüyorsunuz. Mesela sizin babanız bir yerde yemek yemeğe gitse, üç saat gelmeyen tavuk için 'evladım, tavuğu burada mı kesiyorsunuz?' dese. Garsonda ona 'heeeee, burda kesiyoruz bir itirazın mı var?' cevabını verirken, bir tek tavuk kesiyoruz sanma bey amca, birazdan seni de kescez şeklinde bir bakış atsa, ne düşünürsün?

Buna ilaveten sizin sabahın beşinde uyanmanızla otobüsün içindeki yolcular arasında ne gibi bir ilişki var anlayamadım. Allah'tan polis, doktor falan değil de otobüs söförü olmuşsunuz. Polis olsanız gözünüzün önünde hırsızlık yapılsa ' ben beşten beri ayaktayım uğraşamam' mı diyeceksiniz? Ya da doktor olsanız nöbetten dönerken bir kazayla falan karşılaşsanız 'bütün gece nöbet tutum yorgunum' ölürse ölsün mü diyeceksiniz.

(Bu kadar laftan sonra siz, miz kalmıyor, kusura bakmayın bu kadar dayanabildim:) Bak kardeşim, görev kutsaldır. Layığıyla yapılmalıdır. Yapılamıyorsa bırakılmalıdır ki, o işi layığıyla yapabilecek insanların yerini boşuna meşgul etmeyesin. Önemli olan hangi meslekte olduğun değildir. Görevin büyüğü küçüğü yoktur. Temizlik görevlisinin süpürmesi gerektiği halde süpürmediği muz kabuğuna basıp, beyin travması geçiren birine, senin otobüsündeki bir doktor yetişmeye çalışıyor olabilir. Her durum hayati olabilir. Hayat bir olaylar zinciridir.

Ayrıca normal şartlarda 15 dakika süren bir yolu, zaten sizin otobüsleriniz sayesinde birgün 5 dakikada birgün yarım saatte gidiyorum. 'Pardon' belli bir saatiniz vardı değil mi, nasılda unutmuşum! İstanbul trafiğinin delirttiği biri olarak, bir de üstüne üstlük, on beş dakikada ulaşabilecğim bir yere gitmek için neden 4 saat önceden uyanmam gerktiğini hiç anlamadım.

Başta da belirttiğim gibi sabahları uyanınca çok huysuz oluyorum, çok ısrar ederseniz ben de sizin gibi beşte uyanırım ama illa ki sizin otobüsünüze binmek ve olacaklardan sorumlu tutulmamak şartıyla...

Not:Hıncal Uluç gibi olmaya karar verdim ama küçük bir ayrıntıyı atlamışım, plakayı almamışım:( Onu da acemiliğime verin artık. Belki başka noktaları da atlamışımdır, bu işin detaylarını nasıl öğrenebilirim? En iyisi yaşayarak öğrenmek olduğunu göre; Hıncal Bey'den rica etsem, bir gün benimle otobüse binip nelere dikkat ediceğimi anlatır mı acaba:)

 
Toplam blog
: 20
: 1230
Kayıt tarihi
: 11.10.06
 
 

Yunan dili ve edebiyatı mezunuyum.. İçimdeki yazma isteğine mani olamayınca, madem yazıyorum yazdıkl..