Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Kasım '06

 
Kategori
Ankara
 

Otobüs durağında...

Akşamları hava artık erken kararmaya başladı...

Bu saatlerde Meşrutiyet Caddesindeki trafik yoğunluğu insanın aklını karıştırıyor. Bir yanda, her otuz metrede bir hangi semte gideceğinizi gösteren tabelaların bulunduğu duraklarda otobüs bekleyen insanlar... Diğer yanda müşteri kapma mücadelesi veren taksiler ve duraklarına yanaşmaya çalışan iri gövdeli otobüsler. Ve dahası, yaya üstgeçitlerine rağmen araçların arasından bir buz patencisi kıvraklığında karşı kaldırıma geçmeyi alışkanlık haline getirmiş yayalar..

Durakta otobüsü bekleyen insanların oluşturduğu düzenli sıranın sonuna geçiyorum.. Hepimiz aynı yöne bakıyoruz.. Belki birazdan, belki de daha geç bir zamanda gelecek otobüsün gelmesi umuduyla...

Durakta bekleyen yolcuların dış görünüşlerinden genelde öğrenci ve çalışan oldukları belli.. Bir memur kenti olan Ankara'da, bu saatlerde memurlar işlerinden çıkar ve küçük alışveriş torbalarını doldurduktan sonra da evlerine gitmek üzere otobüs duraklarındaki her zamanki yerlerini alırlar.

Otobüs durağında bekleyen gençlerin çoğu, modern zamanların davranışlarını sergiliyor: Kulaklarından hiç ayırmadıkları cep telefonları yada müzikçalar kulaklıkları, blucin ve markalı spor ayakkabıları.. ile yabancılaşma sürecini üzerlerinden atamayan gençlerimiz. Dış görünüşleri ile ortaya koydukları dışavurum, topluma olan gizli bir isyanlarını yansıtıyor. Çevresini ve toplumunu önemsemeyen, vurdumduymazlık ölçüsüne varan bireysel tercihleri: Dudaklarına ve burunlarına taktıkları metal parçacıklar, kulaklarına taktıkları ikili ya da üçlü halkalar,göbeklerini açıkta bırakan tişörtler, parasızlığın değil modanın yırttığı yırtık pırtık blucinler.. Cesaretle uçlara taşınmış kişilik göstergeleri..

Duraktaki gençlerin konuşmalarına kulak verdiğinizde de bu yabancılaşma hemen kendini belli ediyor. " Abi ya.. " ile başlayan kuralsız cümleler, Türk dilinin zengin kelime dağarcığında olmayan ama kolaycılığın ve boşvermişliğin getirdiği dil tembelliği ile kurulan yarım cümleler.. Karşısındakinin konuşmasını anlamadan sabırsızca öne atılarak bağırırcasına ortaya koyulan karşı duruşlar...

Durakta bekleyen ve yılların yorgunluğu yüzlerine yapışmış çalışanlar açısından, gençlerin bu davranışları bir şey ifade etmiyor besbelli... Bir an önce eve varmak, tek amaçları.. Hele bir de otobüste oturacak yer bulurlarsa o günün en şanslı insanıdır, onlar... Sessiz ve her zamanki dik duruşları ile eski zamanların temsilcisidirler. Onlar için moda, geçen yıllardan ütülenerek dolaba kaldırılmış indirimli sezonda yapılan alışverişlerde alınan giysilerdir. Onlar için müzik, otobüs yolculuğunda duydukları taksi klaksonları, ambulans sirenleri ve işportacı çığırtılarıdır. Onlar için konuşmalar, eve koşuşturmaca sırasında yaptıkları alışveriş diyalogları ve sokak sohpetleridir.

Otobüs durağında beklerken ayrı dünyaların ve ayrı hayallerin insanları olan eski ve modern zamanların değişmeyen temsilcileri, her gün aynı ortak sevinci şu cümle ile paylaşıyor :

- OTOBÜS GELİYOR!..

 
Toplam blog
: 7
: 578
Kayıt tarihi
: 20.11.06
 
 

Yarım asırlık bir çınar olma yolunda... Kamuda çalışıyor.  Fotoğraf, sinema ve klasik müzik sev..