Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Haziran '06

 
Kategori
Otomobil
 

Otomobilinizle Aranız Nasıl?

Otomobilinizle Aranız Nasıl?
 

"İnsanları bile anlamanın çok zor olduğu bir dönemde, otomobilinizi anlamaya çalışmak biraz fazla değil mi?" Aslına bakarsanız değil, iyi haber bunu yapmak insanları anlamak kadar zor da değil. Eşref-i mahlukat -yani bizler- garip bir iç dünyaya sahibizdir, bazen bırakın başkasını kendimizi bile çözemeyiz. Ancak otomobiller bize göre çok basittir, beklentileri ve istekleri sabittir.

Gariptir, biz toplum olarak iyi sürücü olmayı hızlı araba kullanmak, virajlara sert girmek vb.. kavramlarla tanımlarız. Kimse de çok yumuşak araba kullandığından, yolcuların vites geçişlerini bile hissetmediğinden falan pek söz etmez. Oysa iyi sürücü olmak, aracını tanımakla başlar. Nasıl kişiler birbirini tanıdıkça güven ortamı artarsa, sürücü aracını tanıdıkça kendini daha güvende hisseder.

Kendimize sormak gerekir, hangimiz yeni aldığı aracının kullanma klavuzunu baştan sona okumuştur. Bizler burada yazan herşeyin servis elemanları için olduğunu zannederiz, oysa değildir. Birçok kimse bırakın klavuzu tamamen okumayı, panel üzerindeki göstergelerin ne olduğunu, yandığı zaman ne yapması gerektiğini bile bilmez. İşin garip tarafı bu zaafiyet eğitim seviyesinden bağımsız olarak her seviyedeki kişilerde ortaya çıkmaktadır. Bunu vurgulamak için birkaç vurucu anıyı sizlerle paylaşmak isterim. Yakın tanıdıklarım anlatıyor:

"Aldığımız benzinde su mu vardı, ne vardı? Araba sürekli tekledi durdu. Kışın soğugunda kalakaldık, Sakaltutan geçidinde. Zor zor gittik Kelkit'e. Oradan da tamirciye. Meğer benzinde sorun yokmuş, akünün kutup başları gevşekmiş, onlar sallandıkça, elektrik gelip gidiyormuş, ondan yapıyormuş."

Başka bir tanıdğımdan diğer bir örnek:

"... Yola çıktık hemen. - Bir dakika sonra- birisi sürekli arkadan korna çalıp duruyor. Anlamadık nedir derdi, neyse meğer arka sol lastiğim patlakmış." Dikkat ettiyseniz, 1 dakikadan bahsediyoruz. Yani lastik daha araca binerken patlakmış, üstelik sürücü tarafındaki lastik. Yani hiç bakılmadan araca binilmiş. Yanlış anlaşılmasın, bu iki kişide gayet aklı başında insanlar, ancak anlayışta bir sıkıntı var. Konunun öneminden haberimiz yok.

Ne demek istediğimi anladınız değil mi? Busürücülerin araclarını tanımadığına ve tanımak istemediklerinebirkaç iyi örnek. Bu hatanın sonucu bu örneklerde çok kötü netice üretmemiş. Ancaksonuç her zaman böyle değil. Bakın TV haberlerine, bakın kazalara. Kazaların nedenlerine bakarsanız, yüzdesel olarak en büyük kaza nedeni sürücü hatalarıdır. Bu hataların büyük bir kısmı da aracını tanımamaktan kaynaklanan hatalardır. Sürücü sollamaya çıkmıştır, ancak aracının o süratte, o sollamayı yapacağını zannetmiştir, maalesef zan ile gerçek aynı olmamıştır. Sürücü aracını tanımadığı için viraja olması gerektiğinden çok hızlı girmiş, yine yanılmıştır. Bu örnekleriartırmak o kadar kolay ki, çünkü hayatta bunun örnekleri gerçekten çok fazladır.

Herhangi bir şeyi tanımak zaman alır, kişiyi yorabilir. Ancak her zaman aldığından çok şey kazandırır size. Hayatınızı üzerinize koyup gittiğiniz aracınızı da tanımamak çok ölümcül olabilir.

Tanımak ve tanınmak dileğiyle..!

Hoşcakalın...

 
Toplam blog
: 410
: 3283
Kayıt tarihi
: 13.04.06
 
 

Bilgisayar, elektronik, internet alanındaki son gelişmeler. Tüketici elektroniğindeki trendler. Otom..