Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Mart '18

 
Kategori
Siyaset
 

Otoriter Devletten Gülen Yüzlü Devlete...

Adalet ve Kalkınma Partisi, 2002 yılında ilk defa seçimi kazandığında ve iktidar olduğunda, topluma siyasette değişim vaad ediyordu:

Türkiye, bir darboğazdan geçiyordu...

Ülkenin yönetim kademesindeki siyasetçileri; daha doğrusu cumhurbaşkanı ile başbakanı anayasa kitapçığı fırlatma polemiği sonucunda, memleketi bir ekonomik krize götürdükleri gibi, siyaset kurumunu da istikrardan uzaklaştırmışlardı.

AK Parti; işte bu sıkıntılı dönemde, ekonomik krizin neden olduğu yılgınlık ortamında, vatandaşların siyasi partilere öfke duyduğu bir süreçte, “Değişim” vaad ederek, hükümetini kurmuştur.

O zamana kadar Türkiye’de siyaset kurumu rüştünü ispatlayamamış, hep bir büyük abi tarafından yönlendirilmiş, askerî vesayetle jüristokratik vesayet arasında gidip gelmiş, koalisyon hükümetlerinin memleketi karanlık süreçlerden geçirdiği bir dönemde, geniş kitleler, kurtuluşu AK Parti’de görüp, idareyi de teslim etmişlerdir.

***

Dönem dönem gerçekleştirilmiş darbelerden ötürü yazılmış anayasaların temel hak ve özgürlükleri “tırpanlaması”, ki özellikle 82 ANAYASASININ devletin bütünlüğünü ve kutsiyetini vatandaşının haklarından daha önce görmesi, aslında devletin bürokratik kurumlarının, siyasetçileri ve toplumu bir baba edasıyla sürekli kontrol etme istenci, ülkemizde siyaset kurumunun hep vesayet altında kalmasına neden olmuştur.

80’den sonraki süreçlerde ülkemizin doğrudan PKK terör örgütünün etkisi altına girmesi, terör örgütünün neden olduğu güvensiz ve huzursuz ortamın, sivil siyaset kurumunun hareket alanını kısıtlaması, ülkemizin çalkantılı süreçlere gark olması, Türkiye’de demokrasinin de, temel hak ve özgürlükler ile hukuk devletinin de, vatandaşların ihtiyaçlarına cevap veremeyecek duruma gelmesine neden olmuştur.

Bu bağlamda, 2002 yılından önce ülkemizde çok farklı bir siyasal atmosfer vardı dersek yanılmış olmayız.

Aslında şuraya gelmek istiyorum...

“Otoriter Devlet Anlayışı”...

Adalet ve Kalkınma Partisi, siyasette hep farklı bir tarza sahip olduğunu dillendirdi:

Üç Y’den dem vuruldu...

Yolsuzluk... Yoksulluk... Yasaklar...

***

Gerçekten de... Şöyle zihinlerimizi zorladığımızda, geçmişe dönüp baktığımızda...

Aşama aşama yapılan Anayasa değişiklikleri...

Türk Ceza Kanununda yapılan değişiklikler...

İfade özgürlüğü alanının genişletilmesi...

Avrupa Birliğine entegrasyon babında Türk Hukuk Mevzuatının gözden geçirilmesi...

***

Tabii ki farklı bir Türkiye resmi çizilmekteydi. Şunu kabul etmek gerekir. AK Parti, merkezin görmezden geldiği, dışladığı, tehdit olarak addettiği bir ideolojinin devamı olarak ama daha çok “değiştik” şiarıyla siyaset kurumu içinde yer almıştır. Liberaller tarafından, ikinci Cumhuriyetçiler tarafından, yetmez ama “Evetçiler” tarafından büyük bir ittifakla desteklenmiş, demokratik siyaset kurumunun içinde maraza neden olan yapılanmaları temizlemiştir AK Parti.

Son tahlilde, AK Parti tarafında saf tutmuşlar tarafından seslendirilen husus: Artık, Türkiye’de devletin otoriter yüzünden şefkatli yüzüne geçildiğidir.

Evet...

Artık, Kürt vatandaşlarımız “ırkçı” muamelelere maruz kalmamaktadırlar; devletin “ötekileştirici” politikaları terk edilmiş, toplumun geniş bölümünde insan hakları bağlamında bir değişim gözlenmiştir.

Otoriter devlet anlayışı evet belki artık gündeme gelmiyor olabilir; yalnız bu devletin şefkatli yüzü ve eli meselesi, “tartışmaya” açıktır.

 

 
Toplam blog
: 706
: 83
Kayıt tarihi
: 18.05.16
 
 

Ben, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü mezunuyum. Şuan için öze..