Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Aralık '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Oturduğunuz yerden iyilik yapmanın yolları.

Oturduğunuz yerden iyilik yapmanın yolları.
 

Sait Faik, 1952 yılında yazdığı bir hikayeyi şöyle bitirmiş: ''Dünya değişiyor dostlarım. Günün birinde gökyüzünde , güz mevsiminde artık esmer lekeler göremeyeceksiniz. Günün birinde yol kenarlarında, toprak anamızın koyu yeşil saçlarını da göremeyeceksiniz. Bizim için değil ama , çocuklar sizin için kötü olacak. Biz kuşları ve yeşillikleri çok gördük. Sizin için kötü olacak. Benden hikayesi. ''

Gökyüzünde esmer leke dediği yazarın, kuşlar. İnsanlar, bugünlerde evlerinin balkonlarına ağ geriyormuş, Güvercinler, serçeler içeri girmesin diye. O ağa çarpan kuşlar sonra düşüyor bir yere. Benim komşularda güvenliklere kovalattırıyor kuşları. Cam kenarlarına pisledikleri oluyormuş. Ben seviniyorum kuşlar pisleyince . Demek onlar sinir oluyor. Artık azaldı kuşlar. Cama koyduğum buğdaya da gelen yok pek!.

Son zamanlarda oturduğum caddede tinerci çocuklar, mendilci kadınlar, çıplak ayaklı adamlar türedi. Hiç görmüyordum daha önceleri. Evden çıkıyorsunuz tam karşınızda. Ağzında pamuğu soluyan biri ''ekmek parası'' diyor. Başkalarının başına geldiğinde film seyreder gibi baktık. Şimdi tam ayağımızın dibinde işte.

Yaşamak doya doya. İç huzuru, şenlikli bir kahkaha. Yaşamak,'' işte böyle yaşayacaksın'' dedirterek. Yaşamak, düşmanlarını bir an hatırlamadan, dost arkadaş ne bulduysan yetinerek. Bugünü dünden uzun kılmak. Daha verimli, daha güzel, daha uysal. Yaşamak, herkesin centilmen herkesin kadirşinas olması. Çocukların oynadığı parklarının olması. O parklarda kediler, kuşlar, köpüşlerin oynaması.

Bir arkadaşım İsviçre'ye gitmişti. Biraz kalın hatları olan bir insandı. İyilik, yardım gibi konularda bazen sevimsiz konuşurdu. Döndüğünde eli ağzında şaşıra şaşıra anlattı gördüklerini'' Kaldırımdan ayağını indirince arabalar duruyor. Dergilerde, gazetelerde hayvanlar için yardım toplanıyor. Birisi bayılır gibi oldu, herkes işi gücü bıraktı yaa.'' Yaa benim arkadaşım, şaşırdın di mi? Yemyeşil dağlar, ovalar; kurallı, huzurlu trafik, hayvanların insan gibi yaşadığı ülke. Güzel oluyormuymuş?

Yazının başındaki resim '' Ataşehir hayvan barınağına '' bırakılmış bir köpeğin resmi. Aşağıda sizinle paylaştığım düşüncelerim var. Düşüncelerim size ulaştıysa ben bu gece huzurlu uyurum.

1. Pet shop'lardan hayvan almayın, aldırmayın. Hepsi ticari bir sömürü dükkanıdır. Oradaki hayvanlara gereken aşıları bile yaptırmazlar ve maalesef çoğu eve gelince hastalanır. Ataşehir, Beykoz, Tuzla, Yeditepe barınaklarında her çeşit cins kedi ve köpek vardır. Hepsi aşılıdır. Çoğu evden atılmıştır. Hepsi gelip bir sıcak kucağın kendilerini almasını bekler. Hiç olmazsa bir kere gezmeye giderseniz beni anlarsınız.

2.Özellikle bu aylardan itibaren sokaktaki ve barınaklardaki hayvanlar için Cehennem günleri başlıyor. Hayatta kalabilmek için yiyeceğe ve suya ihtiyaçları daha çok çoğalacak. Artan yemekleri uygun yerlere ve çöplere dökerseniz bir saat içinde zaten onlar bulup yiyecektir. Barınaklar için özel fiyatlı kampanya uygulayan ''clubsafari'' sitesinden mama yardımı yollayabilirsiniz. Kargo ücretide almıyorlar hem de adınızı barınak sitesinde yayınlıyorlar.

3. Çocuk esirgeme kurumları adresine oyuncak ve giyilebilir kıyafetleri yollayabilirsiniz. TNT bu işi ücretsiz yapıyor. Ben internet'ten buldum ,detay orada var.

4. ''kardeşini seç'' oluşumu ile bir çocuğu kardeş edinerek , ona ihtiyacı olan malzemeleri yollayabilirsiniz. www.kardesinisec.com'' adresinden.

5. Lösemili çocuklar için LÖSEV vasıtasıyla düzenli bağış yapılabilir.

Siz bunları bilmiyormuydunuz? Biliyordunuz elbet. İçinizde belki yönetimlerde olan, kan ter içinde Vakıflar için çalışanlar var. Ben nacizane paylaşmak istedim sadece.

Yazımı Nazım Hikmet usta'nın '' Avcı uçağı'' şiirinin bir kısmıyla bitireyim. Ben güzel diyemedim diyeceğimi, bari o ışıtsın içimizi.

yeryüzünde yuvarlak hesap ve şimdilik 2,5 milyarız
% 80'imiz aç
dişlerimiz dökülüyor
dişetlerimiz yara içinde
ölü derilerimiz çatlak
hele çocuklarımız
sallanan koca kafaları
kırış kırış yüzlerinde kederli iri gözleriyle
ve eğri büğrü incecik bacakları üstünde karınları davul gibi
yeryüzünde yuvarlak hesap ve şimdilik 2,5 milyarız
% 80'imiz aç

yıl 1962
62 yılında 2 avcı uçağını sofraya koysak
çevirsek ete ekmeğe şaraba salataya
40 milyon insan doyasıya yer içer
40 milyon kediye de artar ekmekten etten
kediler salata yemez şarap içmez
kedileri ben kattım ziyafete.

 
Toplam blog
: 187
: 1260
Kayıt tarihi
: 02.10.06
 
 

İyiye ve güzele götürmeliyiz Dünyayı. Sürekli daha çok kazanmak, daha yukarıdan bakmaya çalışmak,..