Oturun oturduğunuz yerde...

Bugün Hürriyet'te çıkan kısa bir haber(15.04.2009):

"TERFİ SAĞLIK İÇİN TEHLİKELİ

İngiliz araştırmacılar, iş yerinde terfinin akıl sağlığına iyi gelmediğini öne sürdü. Daily Mail gazetesinin haberine göre, birçok çalışan için iş yerinde kariyer merdivenini adım adım tırmanmak bir hedef olsa da, bu hedefe ulaşmanın çalışanın akıl sağlığı üzerinde zararının görülebildiğini belirten araştırmacılar, terfinin kişide stres seviyesini yüzde 10 oranında artırdığını belirledi."

Buyrun burdan yakın. İş hayatına başladınız. Bu araştırmadan da haberiniz var. Üzerinden biraz zaman geçiyor, sizi şef yapmak istiyorlar. Nasıl istemesinler, çalışkansınız, işe zamanında gelip gidiyorsunuz, kaytarmıyorsunuz, dürüstsünüz, diğer çalışanlara örnek diye gösterilebilecek bir kişisiniz, neticede patronun arayıp da bulamıyacağı bir hint kumaşısınız. Alıyor mu sizi şimdi bir dert. Aman Allahım durup duruken nereden çoktı bu terfi etmek şimdi, tamam bir miktar maaş artacak ama, aklım yerinde olmadıktan sonra maaş ne işe yarar. Üstüne üstelik terfi demek biraz daha sorumluluk demek, hem sorumluluk alacaksınız hem de akıl defterinden bir kaç tel kopacak. Ya hastanelik olursanız, ya doktor kapılarında zaman harcamaya başlarsanız, olmayacak şeyler değil. Şimdi gidip patrona beni bu görevden affedin deseniz, sorumluluktan kaçıyor görüneceksiniz. Çaresiz kabul ediyorsunuz.

Üzerinden bir zaman geçiyor ve hooop müdür oluyorsunuz. Başlıyorsunuz "aklıma mukayyet ol ya rabbim, sen verdiğin aklı alma" diye dualara. Siz istemiyorsunuz ama onlar üzerinize geliyor. Adeta amaçları sizi bir tımarhaneye kapatmak. Daha emekli olmaya yıllar var, geçindirilmesi gereken bir ev var, çocuklar var, mecbursunuz kendiniz feda edeceksiniz. Derken alışıyorsunuz, müdürlük sırası biraz uzun tutar, çünkü yukarıya çıktıkça kadro daraldığı için, terfi biraz da sıraya biner.Neticede genel müdür yardımcısı, bir de bakmışsınız genel müdür olmuşsunuz. Ancak bu son iki görev artık sizi o kadar çevrelemiştir ki, aklınızı ve sağlığınızı filan da düşünmez olmuşsunuz, çünkü her şeyden önce koca bir geminin idaresi var elinizde ve tek amaç onu karaya oturtmamak. Tabiat kuralları gereği, en üst görevde ve en yüksek maaşda iken emekli olmuşsunuz. Bir müddet sonra bankamatiğin başında, elinizde banka kartıyla emekli maaşınızı çekiyorsunuz. Bir yandan da bu maaşla nasıl geçinilirin derdindesiniz. Hadi bakalım sıkıysa asıl şimdi akıl sağlığınıza sahip çıkın da göreyim.

Tabii biz burada başınıza gelebilecek herşeyi, örneğin işsiz kalma, boşanma, vs. gibi akıl sağlığınıza doğrudan tehdit edebilecek bir çok şeye değinmedik, sadece terfinin rolü üzerinde durduk.

Ayrıca bu araştırma bizim topluma göre değil. Ülkemizde terfi akıl sağlığı üzerinde bir zarar yaratmaz aksine faydası olur. Biz de terfi eden sevinir, neşesi yerine gelir, zaten fıstık-çekirdek parasına çalışmaktadır, hiç olmazsa eline biraz daha fazla para alacağı için fıstık-çekirdeğin yanına içecek bir şeyler de alabilir. Stres seviyesini %10 arttırması doping etkisi yapar, İtsanbul trafiğinde işe geliş gidişinde stres seviyesi zaten %50 artmaktadır, o %10 artışı hissetmez bile.
Siz siz olun takmayın böyle elin İngilizinin araştırmalarına, zaten krizdeyiz işinize sahip çıkmaya çalışın.İnsanlar "en son yeteneksizlik" düzeyine kadar terfi edebilirler ancak.Bu "en son yeteneksizlik" düzeyi herkesde aynı olmaz, kiminde şeflik olur, kiminde müdürlük, kiminde genel müdürlük, kiminde de patronluk.