Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '12

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

Oturup düşünmek zamanıdır...

Oturup düşünmek zamanıdır...
 

Lütfen aşağıdaki iki veriyi dikkatle beynimize yerleştirelim:

Birleşmiş Milletler örgütünün resmi verilerine göre, Dünyanın temel sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için 13 milyar Dolar yetiyor…

Peki 13 milyar Dolar ne ölçüde bir paradır?..

Lütfen dikkat… Birleşmiş Milletler’in resmi rakamlarına göre:

- 13 milyar Dolar, ABD ve Avrupa Birliği ülkeleri vatandaşlarının bir yılda parfüm almak için ödedikleri paradır!..

Tekrar yazıyoruz:

ABD ve Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan saygıdeğer kişilerin birbirlerine güzel kokmak için bir yılda harcadıkları para, tüm gezegenimiz insanlarının sağlık ve beslenme ihtiyaçlarını karşılamak için gerekli olan asgari miktardır…

Bu çarpıcı gerçeği daha başka nasıl ifade edebiliriz bilemiyorum.

Bu gerçek çarpıcıdır.

Yakıcıdır.

Acıdır… Ve büyük patlamalara ve sancılı bunalımlara gebe olan bir gelişmedir.

Ortada çok önemli ve büyük bir adaletsizlik vardır.

Ve bu adaletsizliğin nedenini oluşturan ülkeler dünya kültürünü temsil ettiklerini iddia eden, “uygar” ülkelerdir…

Oysa gerçek bir uygarlık, halkların yoksulluğu üzerine kurulamaz.

İnsanların sefaleti ve acıları üzerine inşa edilemez.

Uygarlığın birincil değeri, insanın mutluluğudur; adalet, eşitlik, hoşgörü ve demokrasi içinde yaşama garantisine sahip olmasıdır.

1948 tarihini taşıyan İnsan Hakları Bildirgesi’nde şu satırlar göze çarpmaktadır:

- Her insanın kendisinin ve ailesinin sağlık ve huzurunu sağlamaya, özellikle yiyeceği, giyeceği, konutu, sağlık hizmetleri ile gerekli diğer sosyal hizmetleri karşılamaya yetecek bir yaşam düzeyine sahip olmaya hakkı vardır…

Ama bu aynı dünyada her yıl yaklaşık olarak 36 milyon insan açlıktan ölüyor!..

800 milyondan fazla insan da eksik ve yetersiz beslenmenin acıların ve hastalıklarını yaşıyor…

Birleşmiş Milletler örgütü bizlere bir başka çarpıcı rakam daha sunuyor:

- Dünya nüfusunun en temel ihtiyaçlarını [besin, içilebilir su, eğitim ve sağlık] sağlanabilmesi için, dünyanın en önde gelen 225 şirketinin sahip olduğu servetin sadece ve sadece % 4’ünden “hibe” almak yetebiliyor…

Hibe dediysek, lafın gelişi…

Bu şirketlerin hiç birisinin böyle bir hibeye yanaşmayacağını hepimiz biliyoruz.

Bırakınız hibe etmeyi, Dünya halklarına yönelttikleri vahşi sömürü düzenini yüzde 4 azaltmış olsalar, bu aynı sonuca ulaşılabiliyor…

Ancak… Sözünü ettiğimiz şirketlerin hissedarları, yönetim kurulları, murahhas azaları ve her türlü sayın falanı ve filanı böyle bir hibeye asla yanaşmayacaklardır.

Mensubu oldukları sınıfsal yapıdan kaynaklanan sömürü düzenini kendiliklerinden adil bir düzleme dönüştürmeyeceklerdir.

Hal böyle ise ve koşullar bu yöndeyse, o zaman dünya halklarının da oturup soğukkanlılıkla düşünmeleri gerekmektedir:

- Tüm dünyada eşitliğe, adalete, insanca yaşama imkanına ve yukarıda sözünü ettiğimiz İnsan Hakları Bildirgesi’nin tüm insanlara tanımış olduğu “hak”a nasıl ulaşılacaktır?..

Dünyanın, tüm ülkelerin ve biz insanların geleceği bu soruya verilecek yanıtın ucundadır.

Adaleti tesis etmek, eşitliği ve kardeşçe yaşamanın yapı taşlarını inşa etmek bu yanıtın ufkundaki ilke, düşünce ve hedeflerin içinde saklıdır.

farukhaksal@gmail.com

www.dnm-ler.com

 

 
Toplam blog
: 913
: 485
Kayıt tarihi
: 30.01.09
 
 

1942 yılının Şubat ayında Bursa'da (Mehmet Kemalettin'den olma, Emine İffet'ten doğma olarak) dün..