Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Haziran '10

 
Kategori
Babalar Günü
 

Otuz yaşındaydım; babam bana tokat attı!

Otuz yaşındaydım; babam bana tokat attı!
 

torununun oğlu baba! görebilseydin keşke!


Evet; otuz yaşındaydım babamdan tokadı yediğimde!

Yemendeydik!

İtalyanlardan ayrılmış İngilizlerle anlaşmış, üç gün önce de işe başlamıştım. Kaldığım otele telefon etmiş annem. Aradım evi.

“Baban acele gelsin diyor oğlum! Bırak işi gel!”

Pasaportumu şirkete götürdüm vize derken kısa sürede Yemen’e gittim.

Arazide işler iyi gitmiyordu. Yapılar planlanan sürede bitmiyor, araziye akşam beton gönderildiği için işçiler naz ediyor! Velhasıl babam sinir küpü!

Bizim işe başlamamızla araziye hareket geldi ama gene de betonu akşam verdikleri için arazide çok bekliyoruz. Bu bekleme esnasında babam araba gönderiyor “ gitsinler diğer ekibe yardım etsinler” diyor. Başladık mı başka ekibe yardım etmeye! Biz yardıma gittik diye onlar gevşiyorlar. Ekip başı babamın arkadaşı diye bir şey de diyemiyoruz! Onlar şantiyeye giderlerken biz tekrar kendi işimize dönüp bir saat beton döküyoruz.

Arkadaşlar bezdi artık!

“Ahmet, babana bir şey söyle! Çok yoruluyoruz böyle! Herkes kendi işini yapsın!”

Öğleden önceydi!

Kalıpları söktük, kamyonete yükledik, başka bir yapının yapılacağı yere götürdük! Kalıpları indirirken babam geldi! Neşeli bir görüntüsü vardı! Tam zamanı diye düşündüm!

“Baba, bir şey diyeceğim sana!”

“Ne oldu?”

“Baba biz yoruluyoruz! Kalıbı kuruyoruz, tutup araba gönderiyorsun alıp bizi Mehmet Abi’nin yanına götürüyor. Biz çalışıyoruz onlar yatıyor! Betonlarını bile biz döküyoruz! Akşam onlar şantiyeye kaçıyor biz kendi betonumuza..”

Sözüm bitmemişti ki şak diye tokadı yedim!

“Ulan bana akıl mı öğretiyorsun! Yolunu … oğlu! Ya böyle çalışırsın ya da s.. ol git!”

“Tamam; çalışmıyorum!”

“Atla lan arabaya! Senin yapacağın işin de senin de…!”

Şantiyeye kadar konuşmadık! Bıraktı beni araziye döndü!

Öğle yemeği öncesi çayı koydum ocağa, demledim, yemeğe gittim. Babam yemeğini yemiş dönüyor. Yüzüme bile bakmadı! Ben de çabucak yemeğimi yedim döndüm. Şantiyenin diğer sorumluları da bize çaya gelirlerdi. Bardakları hazırladım ve herkese çayını verdim. Babam uzanmış yatağında!

“Baba çayını getirdim!”

“İçmiyorum!”

“Niye içmiyorsun baba?”

“Senin çayını içmem!”

“Baba dayağı yiyen biz, darılan sen! Tamam, işe geliyorum, soğumasın çayın!”

Kalktı çayını içti!

Götürdü bıraktı beni arkadaşların yanına sonra!

İşte böyle!

Bir buçuk saatlik bir dargınlığım var babamla!

Keşke o da olmasaydı.

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..