Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Eylül '13

 
Kategori
Deneme
 

Oy Adile Adile...

Oy Adile Adile...
 

Resim internetten.


Kayınvalidemin tek katlı bahçeli bir  evi vardı. Yeni evlendiğimizde beraber kalıyorduk o evde.

Yüksek olmayan bahçe duvarlarından komşular birbirlerinin etkinliklerini görebilirlerdi. Örneğin çarşı alışverişlerini, misafirlerini, ev temizliklerini, çamaşır yıkamalarını vs...

Bayanlar gündüzleri halı dokurlar, ev işlerini de geceleyin yaparlardı. Öylesine yorgunluk veren yıpratıcı bir hayattı onlarınki...

Para kazanmayan ve tutarlı bir işi olmayan kocaların adından bahsedilmezdi bu sokakta,  aktif olanlar kadınlardı çünkü...

Her devirde ve her yerde genellikle evlerde para kazananların boruları ötmüştür bilirsiniz...

Bitişikteki komşu Adile hanımdı. Adile hanım diğer bayanları kıskandıracak kadar gayretliydi. Gün bitimi ben bankadan döndüğümde o da halı tezgahından kalkmakta olurdu. Selamlaşırdık kısaca. Sonrasında aynı döngü...

Sabah kalktığımızda Adile hanımın bahçesinde, ağaçtan ağaca bağlanan urganların üzerinde gece boyu yıkanıp kaynatılmış bembeyaz çamaşırlar serilmiş görürdük. Kadıncağız biz uyurken  bahçesine koyduğu kazanlarda ısıttığı suyla gece boyu çamaşırlarını, çarşaflarını yıkamış, kaynatmış ve kurumaları için sermişti bir uçtan bir uca urganlarına...

Çamaşır makineleri ülkemizde zengin evlerine yeni yeni giriyordu. Orta kesimde çamaşırlar elde yıkanırdı. Böyle günleri tanıyarak hayata başladım ben de...

Kayınvalidem yaşlıydı, ben gençliğin verdiği dinamizm ile yaşamı normalde yürütmeye çalışsam da  zorluklar içinde olduğumu eşim fark ediyordu.

Bütçemizi yaptık ve merdaneli bir çamaşır makinesi aldık. İlk çamaşır yıkamasından sonra  kayınvalidem makineye  "gayretli bu, çalışkan bu, Adile bu" dedi ve bizim çamaşır makinesinin adı "Adile" kaldı...

Senelerce Adile dedik hatta otomatik makinelerde de isim değişmedi Adile...

Sonraki senelerde mutfağımıza elektrikli çay semaveri girdi. Pratik ve çayı güzel ve lezzetli oluyordu.  Eşim ona "maharetli bu, bu da Adile" dedi.  Ve yıllarca halen daha çay semaverinin adı bizim evde Adile oldu...

Adile yaşlandı, hastalandı ve bir kaç kez servise gitti geldi, olmadı. Ömrü tükenmişti. Yeni bir Adile aldık.

Kızım, kardeşlerim, dünürlerim ve yeğenim bize geldiklerinde Adile ile tanıştılar, öyküsünü dinlediler. Pek hoşlarına gitti hem çay hem de öykü...

Kimine doğum gününde kimine düğününde kimine ev görümlüğünde birer Adile hediye ettim.  Öykülerini bildikleri için onlar da Adile diyorlar çay semaverlerine...

Bu sene bizim sarısın Adile'ye esmer bir kuma getirdik :-)))

Esmer kuma başka bir marka ve siyah renkliydi, onu Isparta'daki eve götürdük. Aynı evde iki kuma kavga edebilirlerdi :-)))

Şimdilerde Adileler çoğalıyor bizim akraba ve yakınlarımızda...

İşte bizim Adile durumu...

Kardeşimin evine gittiğimizde mutfaktan  solo bir türkü sesi geliyordu. Biz genelde Türk sanat müziği severiz. Merak edip sessizce mutfağa doğru yaklaştım ve kardeşimi gördüm. Bir taraftan çay demlerken bir taraftan da türkü söylüyordu:

Oy Adile Adile,

Çayı goydum demliğe...

Sevgi dolu selamlarımla...

Yurdagül Alkan. 

 
Toplam blog
: 344
: 1671
Kayıt tarihi
: 09.04.09
 
 

Özel bir finans kuruluşundan emekliyim. Hayatın her aşamasını acısıyla tatlısıyla yaşamış biri ol..