Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Kasım '14

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Öyle bir André Rieu konseri izledik ki tadından yenmez

Öyle bir André Rieu konseri izledik ki tadından yenmez
 

Geçen gece André Rieu konserindeydim. Baştan söyleyeyim: Bu adam bi' harika dostum! :)

Şimdi size yalancıktan "ah ben klasik müziğe bayılırım, zaten televizyonda da sadece belgesel ve klasik müzik konseri izlerim" filan diye atıp tutmayacağımı, beni yakından tanıyan, devamlı okuyucularım çok iyi bilir. Bende her şey, neyse o! :) Opera, bale tarzı etkinlikler ve ağır klasik müzik konserlerine pek bayıldığımı söyleyemem.

André Rieu konser videolarımı aşağıda görünce, sizin de hak vereceğiniz gibi, o alışık olduğumuz, hani daha 5. dakikasında "ben müziğe böyle daha iyi konsantre oluyorum" yalanıyla gözlerin kapanarak, tatlı rüyalara dalınan, hatta iyice abartılıp, arada horlama sesleri duymaya bile pek şaşırmadığımız, sıkıcı klasik müzik konserleriyle hiiiç ama hiç alakası yok. Tam tersine, isteseniz de yerinizde duramıyorsunuz ki. 

 


En başta, adamın kendisi inanılmaz derecede sevimli ve komik bir Hollandalı. Enerjisini o devasa salondaki, dip-köşe herkese ve her yere ışık hızıyla yayıyor ve izleyicilerinde bir anda, ne dert kalıyor, ne tasa... Bin yıllık dost gibi canayakın ve espirili...
 


Konserin en başında "Merhaba İstanbuuul! Dünyanın en iyi seyircisi ile evrenin merkezinde buluştuk. Müzik sayesinde, dışarıdaki soğuk havayı unutacak ve yüreğinizde sıcaklığı hissedeceksiniz” diyerek herkesi selamladı ve sözünü de tuttu valla:)
 


Dünyanın en önemli müzisyenlerinden kabul edilen André Rieu, hem harika bir kemancı, hem de aynı zamanda bir orkestra şefi... Sinan Erdem Spor Salonu’nda dün gece izlediğimiz konsere de dünyanın en iyi orkestralarından 80 kişilik Johann Strauss Orkestrası ile ve dünyanın dört bir köşesinden gelen kadife sesli tenör ve sopranolarla birlikte çıktı.
 


Yoğun istek üzerine Türkiye’ye 2. kez gelen ve olimpiyat statlarında konser verebilecek kadar talep gören tek klasik müzik sanatçısı olan André Rieu, dün gece sadece beni değil, kendisini izleyemeye gelen binlerce kişiyi büyüledi. 
 

Bugüne kadar dünya müzik listelerinde 30 kez liste birinciliği, 355 Platin Albüm Ödülü, 35 milyon DVD satışı, 2012 yılı "Dünyanın en çok satan erkek sanatçısı", 2009-2011 Yılın Tur Sanatçısı, Top 10 gibi başarıları elinde tutan ve Klasik Müziğin Madonna’sı” olarak kabul edilen André Rieu'nün sahne şovu ve eser aralarındaki eğlenceli konuşmaları, jest ve mimikleri gerçekten görülmeye değer.


Rengarenk ve gösterişli tuvaletler içindeki vokalistlerinden, orkestrasına, tenörlerinden, sopranolarına ekibindeki herkes de aynen onun gibi, klasik müzik konserlerinde alıştığımızın aksine, çok güler yüzlü, doğal ve içtenler... Bir ara salona boğa daldı, gözüne kestirdiği ilk kırmızılı kadını kovaladı durdu. Tabi ki de şovun bir parçası:) Yoksa şansına kırmızı kazak giymiş birisi olarak, hemen arazi olurdum:) İzlemek isterseniz tıklamanız yeterli:)

Babasından aldığı keman eğitimi ardından, iddialı bir konservatuar eğitimi gören müzisyen, Johann Strauss'un valslerine getirdiği yorumlarıyla "Waltz King" (Valslerin kralı) olarak adlandırılmaya başlamış. 


Dün gece de en meşhur valsleri çalarken, izleyiciler de yerinde duramayıp, başta müziğe uygun şekilde yerlerinde sallanmaya başladı... Derken bir sürü çift müzikler eşliğinde kalkıp dans etti. Bizim eşimle bulunduğumuz yerde de müsait alan olsaydı, beni kimse tutamazdı. Zamanında düğünümüz için vals dersi almış biri olarak, en sevdiğim, en asil bulduğum ve bir çifte en çok yakıştırdığım dans türüdür kendisi:) Bir de Tango var tabi, hakkını yememeli...


Yaptığı müzik sayesinde, birbirini hiç tanımayan insanların konserlerinde tanıştığını, kaynaşıp arkadaş olduğunu söylediğinde, belki çoğu insan içinden "hadi canım, ne alaka?" demiş olabilir ama konserin sonunda birbirini tanıyan tanımayan herkes bir arada, ağızları kulaklarına varacak derecede mutluluk sarhoşu olmuş bir halde, danslar eder hale gelmişti. "Yalnız olmadığınızı hissettirmek ve müziğin evrensel dili ile mutluluk yaymak beni çok memnun ediyor” demekte ne kadar haklı olduğunu da bu sayede bir kez daha ispatlamış oldu.

Bir eserden önce “Konserlerimizle pek çok ülkeyi ziyaret ettik ama tek bir ülke var gidemediğimiz. O da, çocukların özgürce koşabildiği bir ülke... Bu barış ülkesinin gerçek olmasını çok istiyorum. Tüm hayaller ve şarkılar özgürce koşan o çocuklar için” dedi ve tüm salon alkışlarla inledi.

Bir ara Hollanda Kralı ile evlenen Arjantin asıllı yeni kraliçe Maxima'nın düğününde bir Arjantin enstrümanı olan "bandoneon" çalındığı anda, Maxima'nın ülkesinden ne kadar uzaklara gelin gittiğini hissederek göz yaşlarına hakim olamadığını ama sonra eşinin kendisine sarılarak, onu teselli ettiğini anlattı. Bu romantik konuşmanın ardın ise aynı bandoneon sanatçısını sahneye davet etti.



André Rieu’nun Türk hayranlarına en güzel sürprizlerinden biri ise konserinde Türkçe parçalar da çalması oldu.

Artık bu son şarkımız dediği anda bütün salon "aaaa" dedikçe, bir kaç kez daha birbirinden güzel şarkılarla bis yapan sanatçı, "hadi artık evinize gidin, uyuyun" dedikçe, millet hep bir ağızdan "nooooo" diye bağırıyordu. Kimseyi kıramayıp, tekrar tekrar geri gelip, en sonunda yine Türk müzisyenleri davet ederek, tüm orkestra "Üsküdar'a Gider İken", "Hatırla Sevgili O Mes'ut Geceyi" ve hatta "Kasap Havası"nı bile çaldılar. Herkes bir anda havaya girdi ve salon, sanki binlerce kişilik çok neşeli bir düğündeymiş gibi bir anda birbirine kenetlenmiş, koştura koştura dans eden mutlu insanlarla doldu. İzlemek isterseniz tıklayın.

Size bu satırları hiç zaman kaybetmeden yazmak istememin en önemli sebebi, eğer imkanınız varsa, bu akşam (29 Kasım Cumartesi) Ataşehir'deki Ülker Sports Arena’da yapılacak konserine de belki bu satırları okuduktan sonra gitmek isteyebileceğinizi düşünmem... Tabi bilet kaldıysa :)
 
Toplam blog
: 230
: 5958
Kayıt tarihi
: 03.04.13
 
 

Öncelikle "Üşengeç Şef"e olan ilginiz için sizlere teşekkür ederim. "Şef" denilince aklınıza heme..