- Kategori
- Aile
- Okunma Sayısı
- 288
Öyle bir geçer ki zaman..

1970’li yılların sonlarına doğrudur. Türkiye Cumhuriyetinin en karışık, en olaylı yılları yaşanmaktadır. Ankara’ya okumaya gitmiş olan İzmir’li bir genç tesadüfen tanıştığı güzel bir kızı sever. Ankara’nın o zamanki ortamında, karmaşanın, düşmanlıkların, nefret ve intikam duygularının zirve yaptığı o ortamda, çölde bir vaha bulmuştur sanki.
Yıllar geçer, her biri derin, onulmaz izler bırakarak. O en zorlu, bir daha yaşanılması düşünülmeyecek kadar kötü yıllar aynı zamanda en güzel kişisel anıları da içinde barındırır büyük bir çelişkiyle. Birbirlerine sırt olurlar, arkadaş olurlar, sevgili olurlar en temiz duygularla. Kazasız belasız sayılabilecek bir sürecin sonunda birlikte olmaya karar verirler. Her ikisi de yaşam yolculuğuna birlikte çıkmak istemektedir hiçbir tereddüde yer vermeden. Okullar biter, iş başı yapılır ve sonunda nikah defterine imzalar atılır. Tarih 30 Mayıs 1983’tür.
**
Ondan sonraki yıllar , yine koşuşturmacaların yaşandığı günlerle, ama bu kez geçmişi telafi etmek istercesine geçmektedir. Bu arada yaşamlarına katılan iki güzel can her şeyleri olmuştur. En heyecanlı bekleyişler, en güzel sevgiler onlar sayesinde yaşanırken pekişir daha da birbirlerine olan sevdaları. Onları büyütürken , eğitmeye çalışırken, tamamlayamadıkları ev ödevlerini tamamlarken, hastalandıklarında baş uçlarında beklerken bile başlarını kaldırdıklarında birbirlerini görürler. Bıkmazlar beklemekten, paylaşmaktan, özveride bulunmaktan ve sevmekten. Korkmazlar birbirlerinin gözlerinde kaybolmaktan, düşünmezler bir gün sonu gelir mi bu yaşananların diye.
Birbirine benzetse de yıllar eşleri, yıpratsa da biraz yaşam koşulları, bıkmazlar evlilik oyunundan. Gururla bakarlar çocuklarına, sonra göz göze gelirler konuşmadan. Anlatılmıştır söylenmek istenen..
**
Bu güne gelirler karşılıklı sevgi ve saygıyı yitirmeden.Geçse de zaman , dönse de devran, yaşadığımız sürece biz buyuz diyerek. Tarih 30 Mayıs 2013’tür.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Merhaba,yazının başlığını görünce, son bölümleri 12 Eylül'le irtibatlandırılan dizi filim hakkında bir yazı olduğunu düşünmüştüm.Değilmiş, iyi ki değilmiş.Ben o günleri çok iyi bilen ve acısını yaşamış biriyim.Keşke o günler hiç yaşanmasaydı da gençler ölmek ve öldürmek yerine sadece aşkı ve sevgiyi konuşsaydılar, kurşun yerine birbirlerine çiçek atsaydılar.Yazıda verilmek istenen mesaj anlamlı ve hoştu.Sevginizin daim olmasını diliyorum.Bursa'dan selamlar.
Ümit İpekçeker 30.05.2013 19:12- Cevap :
- evet, keşke keşkelerimiz daha az olsaydı. Hala da geçerli bu durum.. Güzel dileklerinize teşekkürler...İzmir'den selamlar... 31.05.2013 8:53