Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ocak '11

 
Kategori
Aile
 

Öyle bir geçer zaman ki: Mete ve Ali Kaptan

Öyle bir geçer zaman ki: Mete ve Ali Kaptan
 

Bu diziyi seyreden, boşanıp ayrılmış ailelerdeki yüreklerde fırtınalar kopuyor, bundan eminim... Yüreklerde bir hüzün, bir deli utanma duygusu... Hatta Kendini Ali kaptana benzetme, benzetmeme, savunma duyguları filan... 

Bir hazin öyküdür ayrılma olayı... Hele çocuk varsa ortada daha hazindir... Fakat asıl hazin olan bir tarafın terkedilmişlik duygusu ile gidenin arkasından söyledikleri ve takındığı tavırdır... Zannedilir ki giden eşinden değil çocuklarından gitmiştir... Çocuklarından boşanmıştır giden taraf... Gidenin arkasından tek ve hiç sapmayan suçlama, çocuklar üzerinden yapılan suçlamadır... Gidenin başını eğdirir her zaman... 

Evlilik iki tarafın isteği ve rızası ile yürüyen bir kurumdur... Bu ilişki de bir tarafın bu işten vaz geçmesi doğal bir şeydir... İki taraftan birinin yorulması, bıkması, hatta başka birini sevmesi nedeniyle evliliğe son vermesi bana göre en doğal hakkıdır... İnsan kendisinden vaz geçemez... İnsanın çocuğu bile olsa kendisinden vaz geçmesi bana göre saçmalıktır... Zaten vaz geçse bile bunun bedelini çocuklarına ödetir... Mutsuz evliliklerin temelinde yatan bu bedel ödetmedir... İnsan hiç bir şey için kendinden vaz geçmemelidir... Yeter ki sorumluluklarını yerine getirsin... 

Ülkemizdeki genel anlayış, evlenen kişi evlendiği anda kendinden vaz geçmiştir... Hele çocuk varsa... İnsanlar mutsuz bile olsa evlilikler yürütülmelidir... Çocukların mutluluğu için insanlar kendilerinden vaz geçmelidirler... Evlilik başarısız bile olsa çocukların hatırı için bu evliliği sürdürmelidir ebeveynler... Evlilik demek
eşinin ve çocuklarının sorumluluğunu sırtlamak demektir... Bu sorumluluk kutsaldır... Bu sorumluluktan kaçan, kaçmak isteyen kutsal olandan kaçan haindir... 

Ülkemizde en çok seyredilen dizilerden olan ''ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ'' de Ali Kaptanın başına gelenler/gösterilenler
işte bu bakış açısının dramitize edilmiş şeklidir... Mete ise bu bakış açısının bekçisidir... Babasından bu ihanetin hesabını sormakta/sorgulamaktadır... Oysa o çocuktur... Annenin ''intikamını'' almaya çalışan bir maşadır... 

Sosyal devlet anlayışında bireyin bakım ve geçinme sorumluluğu tek başına babanın sırtında olamaz... Anne sadece erkek eline bakan edilgen bir varlık hiç olamaz... Başka birini sevmek, ayrılmak, boşanmak bir anne yada babaya çocuklarının düşman olmasını gerektirecek bir haklılık nedeni olarak gösterilemez... 

Terkedilmeyi, boşanmayı içine sindiremeyen, kendisine güvensiz bir annenin yaşadığı duyguları, çocukları ile paylaşmasının bir sonucudur Mete karakteri... Babaya düşman edilmiş milyonların hikayesini görüyorum ben bu dizide... O yüzden etkili diyorum... Çocuklarını kendi boşanma olayının içine çekip, onlara bu travmayı yaşatmak en affedilmeyecek şeydir bana göre... 

 

 
Toplam blog
: 615
: 948
Kayıt tarihi
: 25.06.10
 
 

1959 Denizli doğumluyum.. İ.Ü. İktisat Mezunuyum.. Emekliyim ve hala çalışıyorum.. Yaşam bizden önce..