Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '13

 
Kategori
TV Programları
 

Öyle bir geçti ki zaman...

Öyle bir geçti ki zaman...
 

Üç yıl önce dediler ki, “Öyle bir geçer zaman ki”…

Ve yaptılar dediklerini. Anlamadık onlarla beraber iken zaman nasıl geçti. Çok sevdik, ondandır belki. Zira hepsi hayattan, içimizden, evimizden, yüreğimizden biriydi…

Dün akşam bitti hikâyeleri. Bırakarak yüreğimizde son üç yılın izini. Neler yaşadık onlarla beraber kötü ya da iyi... Hepsi yüreğimizde ayrı bir yer etti.

Kimi zaman Cemile olduk, yüreğimizde hissettik en acı ihaneti.

Ali olduk çoğu zaman, ödedik yaptığımız her hatanın bedelini.

Kimi zaman Ahmet ve Berrin ile yaşadık aşkın en derinini. En büyük hasretini.

Hakan olduk kimi zaman, bıraktık sevdiğimizin mutluluğu için sevdiğimizi.

Aylin ve Soner olduk bazen de, ağladık aşkımıza içli içli.

Ağladık, güldük, üzüldük, sevindik, sevdik, nefret ettik…

Çok şey öğrendik onlarla beraber…

Ali kaptandan öğrendik, huzuru ailemizden başka yerde bulamayacağımızı, ailemizi arkamıza attığımız her adımın, bizi aslında geriye götüreceğini.

Mete ile öğrendik, küçük yaşta kocaman adamlar olmayı, minicik yüreğimizde devlere layık aşklar büyütmeyi ve o aşklar ile büyümeyi. Kaybetmeyi, ama her kaybedişte biraz daha güçlenmeyi, pes etmemeyi, aşka küsmemeyi.

Berrin’den öğrendik, sevdiği uğruna sevmediği bir adamla yaşamanın dayanılmaz ezilmişliğini. Ve şüphesiz evlat hasretini… Anne oluşta annelik yapamamanın hasretini.

Ve Hakan verdi bize, kendi elleriyle mutsuz ettiği Berrin’in mutluluğu için, kendi aşkından vazgeçmenin dersini. Dürüstlük nedir onunla öğrendik, onurlu bir aşk yaşamak ondan bize kaldı miras..

Ahmet olduk sonra… Ne büyük hasretler, içinde olmak istemediğimiz mecburiyetler hissettik, elimizi uzattık sevdiğimize, yüreğimize alamadık, çırpındıkça battık, battıkça mahvolduk. Ama yorulmadık hiç. Her daim aşktan yanaydık. Öylesine yürekten sevdik ki, hiç haber alamayacağımız anda o aşk bize aşkımızı getirdi, hediye etti…

Soner olduk kimi zaman. Onun kardeşi ve aşkı arasındaki en korkunç seçimi yapamayışı üzdü bizi, ne kardeşini terk et diyebildik, ne aşkına koş… Ama hep aşkı seçsin istedik içimizde bir yerlerde. Ve tam kavuştum derken kaybettik. İçimizde bir yerlerde bitmeyecek bir şarkı olup kaldı sevdiğimiz.

Murat olduk… Öldük aşk için.

Bahar olduk. Bir çocuğa annelik edebilmek için, onu dünyaya getirmiş olmaya gerekmediğini öğrendik kâh gülerek, eğlenerek, kâh hüzünlenerek.

Hasefe Kadın olduk… Gerçek sevgiyi, fedakârlığı, sabrı, katlanmayı, anlayışı öğrendik ondan. Ama uzun yaşamanın sırrını öğrenemedik :)

Amaç iyilik ise, insanoğlu için sınırların olmadığını öğrendik Süleyman sayesinde…

İş kötülük ise… Yine sınırlar yoktu Tuğrul gibilerle.

Ve kötülük deyince, elbette Caroline… Acımasız, bir o kadar edepsiz, yüreği en kötü ve karanlıklara örnek.

Osman olduk en sonunda… Küçücüktük ufacıktık, top oynadık acıktık, erik çaldık komşu bahçeden, âşık olduk ilkokulun en şeker kızına ve en masum aşklardan, hayatın en acı dönemlerine sürüklendik nasıl olduğunu bile anlamadan…

Çünkü...

Öyle bir geçiyordu ki zaman… Acımadan, umursamadan…

Nasılda hayatın içinden karakterler ve olaylar yaşadık onlarla üç sezon boyunca. Bir an bile tempoyu düşürmeden, başladığı ilk günden itibaren koruduğu itinalı iş için, hayatı bize olduğu gibi aktaran Öyle Bir Geçer Zaman ki ekibine, tüm oyuncularına, üç yıl boyunca bize yüreklerini açarak sundukları şahane hikâyeleri için sonsuz teşekkürler…

Öyle bir geçti ki zaman, hepsinin hikâyesini severek, ağlayarak, gülerek izledik. Ve dün akşam yaptık finalini en şahanesinden.

Ama...

Ne kadar geçerse geçsin zaman… Unutulmayacaksınız. Bunu hak ettiniz.

 

Siyah İnci’den Sevgiyle.

www.twitter.com/blackpearl42

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 55
: 2295
Kayıt tarihi
: 02.12.11
 
 

Kendi halinde bir TV izleyicisi ve yorumcusudur Siyah İnci. Tipik bir akrep burcudur.  Büyük çoğu..