- Kategori
- Şiir
Öyle bir güzel yâr var mı?
Herkes, giden sevgilinin ardından “Yanıldığım” derken, Ben hep sana “sevdiğim” diye seslendim için için.
Öyle bir Güzel yâr var mı?
Korkma! Sevene yakındır her şey.
Tenden ve benden geçen, yolunu sevgiye açan
Ey âşık! Sen söyle.
Bu nasıl bir sır ki içimde damla damla öldüren?
Bu nasıl bir giysi ki üzerimde yıkandıkça çıkmayan?
Ne giysem o oluyor ona benziyor onu yaşatıyor.
Öyle bir çilesi var ki yufka ekmek gibi buram buram kokuyor.
Düşlere dayanak olan umudumla beslenen aşktı
Yeter ki o aşkla yan yüreğim!
Dumanın olduğu yerde bulut olur yağmur gibi bereket yağdırır.
Yeter ki sev koşulsuz ve karşılıksızca!
O Ummanlar sana kazan olur gönlünün aşını pişirmek için.
Nerede ateş varsa elbet orada bir su vardır.
Suyun özlemi ateş, ateşin özlemi su olduğu gibi.
Ne tuhaf değil mi hiç sevmeyen birini sevmek
Yüzüne söyleyemeyişte duygularına ihanet edeni sevmek zor değil mi?
Yüzü gülen adamın maskesi düşmeyecek mi sanırsın sen yüreğim.
Kaç tane cümlemiz var daha içimizde yeşertecek unutmadım unutmadık.
Hayalleriniz var mı?
Düşlerimize ilmek ilmek örülen
Yüreğin sesine ne kadar dinliyorsun bilemem ama
Ben gittiğin gün depremler oldu şehrimde
Yaralı çıktım ama iyileşemeyecek kadar derindi
Yere yüreğimi düşürdüm kendimi uzaklara götürüyorum.
Aşkın adına yüceliğine
Aşkın nârına.
Biz o anı yaşadık.
Bir rüya görmüş gibi dilsiz, sağır kaldık.
Ben söylemekten âciz, sen ise duymaktan kaçmaktan
Huzur ve anlayışa olan özlemle kendimi arındırma isteğimdin
Ve hayatın derinliklerine dalmaktı
Ne yazık! Hasrete aç kalıyordu düşlerin.
Çalınan kalbin kapısı sen için açılmıştı;
Beklemenin, ümidin, sabrın ve susmanın yanında
Yüreğinin sesini dinleyen, bir sesle yol almaktı elbet
Yürek sahibi olmak gerekirdi her şeyin yanında.
Aşktın, sevdaydın, beklenilendin.
Her ne varsa sana dair seninle güzeldi.
Sesinin ılıklığı içimdeki acıları sarıp iyileştiren merhem gibi.
Âşık olunca başka bir ben oldum,
Başka renkte açtım, köklerine uzanmıştı bir değişikliğe uğradım.
İçimde bulunan derin boşluk seninle doldu sanki.
San ki, benliğim değişti.
Yalnızlığımın hafiflediğini hissettim.
Yeniden aşka doğdum.
Herkes, giden sevgilinin ardından “Yanıldığım” derken,
Ben hep sana “sevdiğim” diye seslendim için için.
Bizi öyle tarumar ettin ki
Et yüreğim tarumar et
Öyle alt üst etki içinin yangınları soğuyana kadar
Özlemlerin taşana kadar olsun ve kıymetlensin dileğim.
En yaralı en yalnız en yalansız halimle seni beklemem suç mu?
Aşkla yoğrulmuş bir yüreğe el uzatmak zor mu?
Sevenin kalbimi yetmez mi?
Aşk; sevgiden örülmüş nefesinde barındırılmış mıydı?
Her zaman aşk aşığın yolu değil midir?
Seni susarak özlemeyi öğrettin bana
Sende bulduklarım değil var olanlar değildi
Sensiz kaybettiklerimde önemli olan o’ydu.
Açacak mı kollarını bana bu aşk
Hiç açmadığı kadar toprağın bağrına koyacak mıydı?
Ben bütün renkleri onun gözlerinden buldum
O gönül gözümde öyle değerliydi ki kendimi göremiyordum
Üşüdüğüm zaman ısınıyordum aşkın ateşinde
Aşkın cinsiyeti yoktur ki öyle görüle.
Bir insan bir başka insana her şeyini verebilirdi
Gönlünü, kalbini, hak edene verirdi insan.
Gönül ancak gönül verdiğinle takas edilirdi
Akıllı, kendini arayan, yüreğini keşfeden aşkı yaşayandı
Yürek yârine adanan, aşk ile tutuşan deli divaneydi
Öyle miydi ve bazen öyleydi?
Aşk bir delilikti uçsuz bucaksızdı.
Seslendiğinde insanın içi erirdi.
San ki bu ses sırlı bir diziliş gibi içimin köşelerinde kan gibi dolaşıyordu.
Öyle bir tınısı var ki ruhumun notalarına vuruyordu.
Bir an sesinde kaybolur ve onu bulurdun içinde
Aklın ve gönlün içinde görebilir ve duyabilirdi
Vazgeçmeyi bilmeyen bir aşkla titreyen, iliklerini okşayandı.
O yolun yolcusuna yolunu şaşırtan bir sesti
Benim tek mirasım aşkımdı içimde büyüye gelen
Sevgiden daha güzel ziynet var mı deselerdi
Parmak kaldırır sen derdim aşk derdim
Aşk kim diye sorarsalar evet o sensin derdim.
Aşkın dili nedir desem
Aşkın dili gözyaşlarımın içinden akan duadır.
Duanın gücüyle içinde biriktirdiğin bir aşk mektubu gibi olmalıdır.
Aşkın bedeli ağırdır her yürek taşıyamaz
Hiç kimse kahırlı yaşamak için âşık olmaz.
Kahrın da hoş, lütfun da hoş diyebilmektir aşk.
Aşkın gönülde hesabı tutulmaz.
Seven her an onunla konuşur gibiydi ona duyurmak için.
Ve bazen gülümseme ilk aşkın ilk temsiliydi.
Aşk, bir tebessümle başlayacak
Hatayı görmeme ile o olgunluğa erişecekti.
Öyle ya aşk hatasını hatalarını sevmekti.
Her düşündüğünde ilk kez gibi sevdalanmaktı.
Her nefesinde son kez der gidi vedalaydı.
Sevgili kazanılınca heyecan kaybolurdu.
Kaybedilince düşlerinde o zaman nefret başlardı
Bir kadının şefkatinin o gönle dönüşmesidir.
Âşık bir kadının kalbinin şıpırtılarıdır gözyaşları.
Kalp ağlar ruh ağlar.
Ruhun ağlaması aşktandır yüreğim.
Seni geç bulmuştum belki de
Acılarıma merhem olamayacak kadar
O çoktan ölmüştü, ölüm ona ne yapabilirdi?
Bekliyorum geleceğini gecenin ayazında
Gece ıslanıyor yalnızlığımla, bense titriyorum yokluğunda.
Sensizliğe başım eğikti, yüreğim buruk, kalbim kırık
Bilirim ki katlanmak zorunda kalırsın.
Yine de umudum hüzünle el ele, diz dize gelmişti.
Kilitlendim o zamana
Zamansa kör karanlığı üzerime sonuna kadar kilitledi
O zamanımın anahtarı kayboldu gözlerim başka.
Yüreğimin en derin, en bilinmeyen yerindesin.
Ne uzanabiliyor sana ellerim, ne de vazgeçebiliyorum senden.
Sana aç, sana susuz, sana hasret, çaresiz yüreğimle.
En tılsımlı, en riyasız, en içten duamsın.
Beni ben yapan aşksın.
Öyle susadım ki sana yokluğunda
Neredesin, neredesin?
Sen alevleri içen o yerde misin?
En temiz aşkla gelmişken bağrına.
Biliyorum; Ne yapsam fayda etmiyor.
Yüreğim söz dinlemiyor
Tıpkı bir beyaz gelincik gibiyim dokunsalar dökülecek yapraklarım.
Aşklarda hüzünle beslenip kök salmazlar mı en derinlere
Ben sesinin gözlerini sevdim.
Sorsalar bana ne kadar aşksın, âşıksın
Ben olamadığım kadarım.
Yürek kaleme sığmaz bilirim kan damlar beyaz kâğıtlara
Gözlerin göğe aksa da yağmur gibi yağsan üzerime
Kalbinde diken yarası olmayan sinesine gül kokularını süremez yüreğim.
Seni bekliyordum yana yakıla sağa sola savrula savrula
Ömrümün gönül defterine bir söz yazmak istedim
Özü aşk olanın, başı da aşk sonu da aşk
Aşk, insanın en dürüst, en yüce ve en gerçek duygusu ve ihtiyacıdır.
Aşk, acıya bastırılmış bir hayal kırıklığıdır, bir ummandır
Doğruya benzeyen bir yalana bile muhtacız.
Yolcumu bekliyorum
Geldiğinde ve uyanacağım bu gafletten.
Peki sizler?