Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Aralık '15

 
Kategori
Şiir
 

Öyle bir güzel yâr var mı?

Öyle bir güzel yâr var mı?
 

Herkes, giden sevgilinin ardından “Yanıldığım” derken, Ben hep sana “sevdiğim” diye seslendim için için.


Öyle bir Güzel yâr var mı?

Korkma! Sevene yakındır her şey.

Tenden ve benden geçen, yolunu sevgiye açan

Ey âşık! Sen söyle.

Bu nasıl bir sır ki içimde damla damla öldüren?

Bu nasıl bir giysi ki üzerimde yıkandıkça çıkmayan?

Ne giysem o oluyor ona benziyor onu yaşatıyor.

Öyle bir çilesi var ki yufka ekmek gibi buram buram kokuyor.

Düşlere dayanak olan umudumla beslenen aşktı

Yeter ki o aşkla yan yüreğim!

Dumanın olduğu yerde bulut olur yağmur gibi bereket yağdırır.

Yeter ki sev koşulsuz ve karşılıksızca!

O Ummanlar sana kazan olur gönlünün aşını pişirmek için.

Nerede ateş varsa elbet orada bir su vardır.

Suyun özlemi ateş, ateşin özlemi su olduğu gibi.

Ne tuhaf değil mi hiç sevmeyen birini sevmek

Yüzüne söyleyemeyişte duygularına ihanet edeni sevmek zor değil mi?

Yüzü gülen adamın maskesi düşmeyecek mi sanırsın sen yüreğim.

Kaç tane cümlemiz var daha içimizde yeşertecek unutmadım unutmadık.

Hayalleriniz var mı?

Düşlerimize ilmek ilmek örülen

Yüreğin sesine ne kadar dinliyorsun bilemem ama

Ben gittiğin gün depremler oldu şehrimde

Yaralı çıktım ama iyileşemeyecek kadar derindi

Yere yüreğimi düşürdüm kendimi uzaklara götürüyorum.

Aşkın adına yüceliğine

Aşkın nârına.

Biz o anı yaşadık.

Bir rüya görmüş gibi dilsiz, sağır kaldık.

Ben söylemekten âciz, sen ise duymaktan kaçmaktan

Huzur ve anlayışa olan özlemle kendimi arındırma isteğimdin

Ve hayatın derinliklerine dalmaktı

Ne yazık! Hasrete aç kalıyordu düşlerin.

Çalınan kalbin kapısı sen için açılmıştı;

Beklemenin, ümidin, sabrın ve susmanın yanında

Yüreğinin sesini dinleyen, bir sesle yol almaktı elbet

Yürek sahibi olmak gerekirdi her şeyin yanında.

Aşktın, sevdaydın, beklenilendin.

Her ne varsa sana dair seninle güzeldi.

Sesinin ılıklığı içimdeki acıları sarıp iyileştiren merhem gibi.

Âşık olunca başka bir ben oldum,

Başka renkte açtım, köklerine uzanmıştı bir değişikliğe uğradım.

İçimde bulunan derin boşluk seninle doldu sanki.

San ki, benliğim değişti.

Yalnızlığımın hafiflediğini hissettim.

Yeniden aşka doğdum.

Herkes, giden sevgilinin ardından “Yanıldığım” derken,

Ben hep sana “sevdiğim” diye seslendim için için.

Bizi öyle tarumar ettin ki

Et yüreğim tarumar et

Öyle alt üst etki içinin yangınları soğuyana kadar

Özlemlerin taşana kadar olsun ve kıymetlensin dileğim.

En yaralı en yalnız en yalansız halimle seni beklemem suç mu?

Aşkla yoğrulmuş bir yüreğe el uzatmak zor mu?

Sevenin kalbimi yetmez mi?

Aşk; sevgiden örülmüş nefesinde barındırılmış mıydı?

Her zaman aşk aşığın yolu değil midir?

Seni susarak özlemeyi öğrettin bana

Sende bulduklarım değil var olanlar değildi

Sensiz kaybettiklerimde önemli olan o’ydu.

Açacak mı kollarını bana bu aşk

Hiç açmadığı kadar toprağın bağrına koyacak mıydı?

Ben bütün renkleri onun gözlerinden buldum

O gönül gözümde öyle değerliydi ki kendimi göremiyordum

Üşüdüğüm zaman ısınıyordum aşkın ateşinde

Aşkın cinsiyeti yoktur ki öyle görüle.

Bir insan bir başka insana her şeyini verebilirdi

Gönlünü, kalbini, hak edene verirdi insan.

Gönül ancak gönül verdiğinle takas edilirdi

Akıllı, kendini arayan, yüreğini keşfeden aşkı yaşayandı

Yürek yârine adanan, aşk ile tutuşan deli divaneydi

 Öyle miydi ve bazen öyleydi?

Aşk bir delilikti uçsuz bucaksızdı.

Seslendiğinde insanın içi erirdi.

San ki bu ses sırlı bir diziliş gibi içimin köşelerinde kan gibi dolaşıyordu.

Öyle bir tınısı var ki ruhumun notalarına vuruyordu.

Bir an sesinde kaybolur ve onu bulurdun içinde

Aklın ve gönlün içinde görebilir ve duyabilirdi

Vazgeçmeyi bilmeyen bir aşkla titreyen, iliklerini okşayandı.

O yolun yolcusuna yolunu şaşırtan bir sesti

Benim tek mirasım aşkımdı içimde büyüye gelen

Sevgiden daha güzel ziynet var mı deselerdi

Parmak kaldırır sen derdim aşk derdim

Aşk kim diye sorarsalar evet o sensin derdim.

Aşkın dili nedir desem

Aşkın dili gözyaşlarımın içinden akan duadır.

Duanın gücüyle içinde biriktirdiğin bir aşk mektubu gibi olmalıdır.

Aşkın bedeli ağırdır her yürek taşıyamaz

Hiç kimse kahırlı yaşamak için âşık olmaz.

Kahrın da hoş, lütfun da hoş diyebilmektir aşk.

Aşkın gönülde hesabı tutulmaz.

Seven her an onunla konuşur gibiydi ona duyurmak için.

Ve bazen gülümseme ilk aşkın ilk temsiliydi.

Aşk, bir tebessümle başlayacak

Hatayı görmeme ile o olgunluğa erişecekti.

Öyle ya aşk hatasını hatalarını sevmekti.

Her düşündüğünde ilk kez gibi sevdalanmaktı.

Her nefesinde son kez der gidi vedalaydı.

Sevgili kazanılınca heyecan kaybolurdu.

Kaybedilince düşlerinde o zaman nefret başlardı

Bir kadının şefkatinin o gönle dönüşmesidir.

Âşık bir kadının kalbinin şıpırtılarıdır gözyaşları.

Kalp ağlar ruh ağlar.

Ruhun ağlaması aşktandır yüreğim.

Seni geç bulmuştum belki de

Acılarıma merhem olamayacak kadar

O çoktan ölmüştü, ölüm ona ne yapabilirdi?

Bekliyorum geleceğini gecenin ayazında

Gece ıslanıyor yalnızlığımla, bense titriyorum yokluğunda.

Sensizliğe başım eğikti, yüreğim buruk, kalbim kırık

Bilirim ki katlanmak zorunda kalırsın.

Yine de umudum hüzünle el ele, diz dize gelmişti.

Kilitlendim o zamana

Zamansa kör karanlığı üzerime sonuna kadar kilitledi

O zamanımın anahtarı kayboldu gözlerim başka.

Yüreğimin en derin, en bilinmeyen yerindesin.

Ne uzanabiliyor sana ellerim, ne de vazgeçebiliyorum senden.

Sana aç, sana susuz, sana hasret, çaresiz yüreğimle.

En tılsımlı, en riyasız, en içten duamsın.

Beni ben yapan aşksın.

Öyle susadım ki sana yokluğunda

Neredesin, neredesin?

Sen alevleri içen o yerde misin?

En temiz aşkla gelmişken bağrına.

Biliyorum; Ne yapsam fayda etmiyor.

Yüreğim söz dinlemiyor

Tıpkı bir beyaz gelincik gibiyim dokunsalar dökülecek yapraklarım.

Aşklarda hüzünle beslenip kök salmazlar mı en derinlere

Ben sesinin gözlerini sevdim.

Sorsalar bana ne kadar aşksın, âşıksın

Ben olamadığım kadarım.

Yürek kaleme sığmaz bilirim kan damlar beyaz kâğıtlara

Gözlerin göğe aksa da yağmur gibi yağsan üzerime

Kalbinde diken yarası olmayan sinesine gül kokularını süremez yüreğim.

Seni bekliyordum yana yakıla sağa sola savrula savrula

Ömrümün gönül defterine bir söz yazmak istedim

Özü aşk olanın, başı da aşk sonu da aşk

Aşk, insanın en dürüst, en yüce ve en gerçek duygusu ve ihtiyacıdır.

Aşk, acıya bastırılmış bir hayal kırıklığıdır, bir ummandır

Doğruya benzeyen bir yalana bile muhtacız.

Yolcumu bekliyorum

Geldiğinde ve uyanacağım bu gafletten.

Peki sizler?
 

 
Toplam blog
: 360
: 1251
Kayıt tarihi
: 12.06.09
 
 

İnsanlar için en güzel hediye, hiçbir masrafa ihtiyaç göstermeyen tatlı bir  gülümseyiştir. Hz. S..