Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ağustos '07

 
Kategori
Öykü
 

Öyle bir hikaye işte-3

Öyle bir hikaye işte-3
 

Doğrusu kadınlar her zaman erkeklerden çok daha önce olgunlaşırlar Biz erkekler son yirmili yaşlarımıza geldiğimizde, ancak onların ilk yirmilerdeki olgunluk düzeyine ulaşırız. Buna itiraz edebilecek olanlar çıksa da...ben yine de ısrarlıyım bu görüşümde.

Bir gece klübüne gitmiştik.

O ve ben...

Evet, erkek arkadaşı yoktu, arkadaşları ile Saroz Körfezine dalmaya gitmişti.

Amatör dalgıçtı.

Ve bizimkisi de erkek arkadaşı yerine en iyi dostu ile dışarı cıkıyordu. Evde kalmak zorunda değildi ki.

O gece pek unutulacak gibi değildi. İlk defa dansediyorduk ve ben ilk defa ona hayallerimde ki gibi sarılabiliyordum, beli öylesine ince ve nazikti ki....anlatılmaz bir histi bu.

O kadar çok yakın hissettiğiniz ve fakat fena halde size uzak oldugunu bildiğiniz birine böyle yaklaşmak çok ızdırap vericiydi.

Gecenin ilerleyen saatlerinde biraz çalan müziğin etkisiyle ve çokça da ona olan aşkım ile onu öyle öpmüştüm ki. O da aynı şekilde karşılık vermiş ve sonrasında çok ta utanmıştı.

Ben de utanmıştım.

Ama nasıl yaptığım aklıma geldikçe hala güler dururum.

Gülerim çünkü bilinçaltım o an sanki patlamıştı.

O gecenin sonrasında ikimizde sustuk. Ama ilk bir hafta gözgöze her gelişimiz birbirimize muzipçe gülmemize neden oluyordu. Gizliden gizliye o da bundan hoşlanmıştı.

Yoksa yoksa benim gibi mi düşünüyordu o da?...Hani belki ben de onun en iyi dostu değil de yoksa en büyük aşkı mıydım?

Bunu sormadım...soramadım.

Erkek arkadaşının onu eskisi gibi sevmediğinden şikayet ediyordu. Sanki sevgiyi kaybettik diyordu. O derin bakışları yok. O güzel sözleri de yok. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar düşünen insan da yok diyordu.

Ben hep dinlemedeydim.

Sonra bir gün dinlemekten vazgeçtim ve ona hayatıma birinin girdiğinden bahsettim. Önce şaşırdı ve bundan neden daha önce bahsetmediğime sitem etti. Biraz zamana ihtiyacım vardı dedim. Zaten çok uzun zaman da olmadı ki diye ekledim.

“Sakın, yalan söyleme anlarım hemen” dedi.

“Sen de çok soru sorma ben de çok yalan söylemeyim” diye takıldım.

Her şakanın altında bir gerçek vardı.

Gerçekten de, daha çok sorarsa ben daha çok yalan söylecektim. Ve anlatmaya basladım hayatımın insanını, daha doğrusu onu, ona anlatıyordum...

(devam edecek...)

 
Toplam blog
: 237
: 1302
Kayıt tarihi
: 06.08.07
 
 

Biyolojinin son yıllarda, özellikle son 10 yılda içeriğinin yoğun bir şekilde moleküler düzeye inmes..