Öyle bir özledim ki...

Akşamları toplanıp, gaz lambasının altında,
Masal anlatmayı,
Öyle bir özledim ki,
Kışın yağan karın düşmesini, şiddetle ,esen tipiyi,
Öyle bir özledim ki,
Sobanın yanışını ,üstündeki suyun kaynayışını,
Öyle bir özledim ki,
Tandırın alevini , közünde pişen patatesini,
Öyle bir özledim ki,
Evelik aşını yemeyi,, ğengel, pişi, kömbeyi,
Öyle bir özledim ki,
Annem’ in hikayesini, bizlere nasihat vermesini,
Öyle bir özledim ki,
Baharda karların erimesini, çiftlerin koşulmasını,
Öyle bir özledim ki,
Yazın yaylaya gitmeyi, kuzuları sevmeyi,
Öyle bir özledim ki,
Tarlalara gitmeyi, kımıları yolmayı, kabuğunu soymayı,
Öyle bir özledim ki,
At üzene gidip 'te batıp çıkmayı,havaya fırlamayı,
Öyle bir özledim ki,
Yaylanın yeşilini, kuzuların yayılışını, çobanların kaval çalışını,
Öyle bir özledim ki,
Ziyaretin tepesine çıkmayı ,o havayı tennefüs etmeyi,
Öyle bir özledim ki,
Kışın kaz etin lezzetini, yazın beçe etini tadını,
Öyle bir özledim ki,
Kalaça ‘ya çıkıp'ta köyü seyretmeyi, o eski evleri,
Öyle bir özledim ki,
Çayırlara çıkıpta, kobuğ ,medih ,yemeyi.ganguclayıp sökmeyi,
Öyle bir özledim ki,
Kısacası insanları,insanlığı, saflığı, temizliği, güzelliği ve dürüstlüğü,
Öyle bir özledim ki,
Eski insanların mertliğini, olduğu gibi göründüğünü,göründüğü gibi olmalarını,
Öyle bir özledim ki,
Ali karagöz.30.06.2011