Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Mustafa Çifci Aşk Yazarı

http://blog.milliyet.com.tr/mustafacifci

04 Ağustos '16

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Öyle bir sevgilim olsun ki

Öyle bir sevgilim olsun ki
 

Fotoğraf, Aşk Yazarı Mustafa Çifci


Çok sevdiğimiz ama kaybettiğimiz her aşkın, her sevgilinin izlerini insan ömrü boyunca içinde taşıyor. Atamıyor.

Silemiyor. 

Yok edemiyor.

Kırık kalplerin tamiri yok…

Yaşam Koçu Elif Kaçar’ın  “Öyle bir sevgili istiyorum ki tüm hayatıma iyi gelsin” adlı yazısını okurken hiç düşünmeden ben de “Öyle bir sevgilim olsun ki tüm hayatım değişsin.(*1)” demeden kendimi tutamadım.

Evet, bende istiyorum.

Hatta tüm erkekler ister…

Boyu posu yerinde, endamı güzel, bir içim su gibi güzel olan bir sevgili…

Bir bakan bir daha baksın..

Aşka dair tüm beklentilerimi karşılasın…

Sohbeti bal şeker tadında olsun

İstediğim gibi giyinsin, kuşansın, olabildiğince seksi olsun.

Hatta zenginde olsun, ben çalışmak zorunda kalmayayım.

Gezelim, tozalım eğlenip içelim…

*

Bir dostumda demez mi “yok abi kalbi güzel olsun dış görünüş önemli değil” diye..

Kocaman kuyruklu bir yalanın ta kendisi…

O zaman neden güzel kadınlara bakıyoruz.

Güzel kadına herkes bakar bu böyledir…

Hele ki göğsüne, göbeğine, beline omzuna döğme yaptıran, yazı yazdıran kadınlar yok mu..

Mutlaka o yazıyı okumamız lazım, ilgimizi çeker...

Sadece erkekler değil ki, güzel kadına kadınlarda çok bakar...

*

Evlilik ya da aşk olsun hep bir denge arayışı, yalnızlıktan kaçmamızdandır. İç dünyamıza bir dost, bir sırdaş aranmasından geçer. Hepsi de hayat yolunda tüm insanlığın yaptığı ve yaşadığı bir tür alışveriştir. Hangi anlamda olursa olsun ilişkilerin devam etmesi için de kar marjinalin iyi korunmasından geçer. Sürekli bir taraf zarar ederse hiçbir ilişki yürümez. Her iki tarafında fayda sağlaması lazım. Tek taraflı yaşanan mutlulukta uzun sürmez.

“İlişki Dediğimiz” adlı yazımda da yazmıştım;

Evlilik deyince de,

Bir tür denge demektir,

Ve olmazsa olmazları vardır;

Sevgi,

Saygı,

Sabır,

Sadakat,

Seks

Bunlar temel 5 “S” kurallarıdır

Birinde mükemmel olmak yetmez,

Hepsinden olması gerekir.

Bir bütündür tek parçayla yürümez.

*

Bir diğer konuda Elif Hanımın duygusal açlık yazısı,

Duygusal açlık oldu mu insan daha fazla yemek yemeğe başlıyormuş.

Şöyle yazmış; “Belki de tek suçlu duygusal açlıktır. Evet, kilo almanızın tek sebebi belki de duygusal açlıktan kaynaklanan yeme isteğinizdir. Duygusal açlık bastırılmış duygusal tepkilerinizin ya da eksikliklerinizin yerini yiyeceğin almasıdır.”

Kilolu arkadaşlarımı şimdi daha iyi anlamaya başladım!

Meğer ki ne çok çekmişler, yazık onlara…

Onların suçu yok, tek suçlu duygusal açlıkları bu durumda..

[Sevgilim beni terk etti, gelsin börekler, tatlılar

Eşimle kavga ettik hadi yemeğe gidelim sabaha kadar yiyelim,

Beni kimse anlamıyor karnım çok açıktı hadi yemeğe,

Buluştuğumuzda her şey yolundaydı ayrılırken aramız açıldı, hadi yemek yiyelim.

Yine beni sinir etti bu kız yemeğe çıkıyorum açıktım…]

Sonra kilo almışsın desinler, suç sanki onlarda…

Sonrasında yanımdaki arkadaşların, komşularımın hatta yolda gördüğüm hiç tanımadığım insanların fiziksel görüntüleri geldi gözlerimin önüne…

 *

Kiminle konuşsam biraz sohbet etsem insanların büyük çoğunluğunun duygusal bir eksik yaşadığını görüyorum.

Toplumsal olarak ne kadar fazlaysa bu açlık o kadar şiddete meyilli olunması doğaldır.

İnsan vücudu en donanımlı bir makineden kat kat üstündür; her şeyi yapma imkanı var…

Ve tam bütün çalışmadığı zamanlarda bir yerlerde arıza verebiliyor.

Yaşanması ve hissedilmesi gereken her şey yaşanmalı…

Duygusal açlığını cinsel yolla doyurmak isteyenler ise çok fazla ki bu ayrı bir yazının konusu.

Kalp çalmak meyve ağaçlı yoldan geçerken elma armut çalmaya benzemediği doğru.

*

Son söz olarak, yaptığımız işler, yaşadığımız ortam, yanımızdaki eş, dost, sevgilimiz, yemeğe birlikte çıktığımız kız arkadaşlarımız bizi mutlu ediyorsa sorun yok…

Bir açlık hissediyorsak, bir arayış içindeysek değiştirmemiz gereken bir şeyler var demektir.

Ve uzun vadeli planlar yapacak kadar yaşam uzun değil, hayat her an tüm planlar bozulabilir, yok edebilir. 

Ve yaşamda esas olan mutlu olmaktır.

Mutluysan sorun yok, cennettesin.

Hüzün doluysa yüreğin, aydınlık ve karanlık tam net değil gri görünüyorsa gözüne, içinde kocaman bir özlem taşıyorsan emin ol her gün o yükün ağırlığı daha da artacaktır...

Ve sonunda pişmanlıklarınla yok olup gideceksin….

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 297
: 523
Kayıt tarihi
: 16.04.13
 
 

Yazılarında insanı derinden etkileyen yoğun bir duygusallık, hüzün, karamsarlık ve yalnızlık vard..