Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Haziran '11

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Öylesine yazılmış kışkırtıcı olmayan bir yazı işte!

Öylesine yazılmış kışkırtıcı olmayan bir yazı işte!
 

Yaşam bazen basit bir doyum hissinden ibaretmiş, öğrendim


Bir Diyarbakır'a bakıyorum, bir İzmir'e. Bir Mersin'e bakıyorum, bir de Trabzon'a. Herkes her yerde aynı şekilde yaşama tutunmaya çalışıyor. Herkes 60-70 yıllık yaşamını insanca yaşamaya çalışıyor bir şekilde, aklı kesip, düşünebildiği, hayal edebildiği ölcüde. 

Birileri çıkıp kendisini Kürtlük davasının amansız savunucusu ilan ederken birilerini hemen karşıt söylemler içerisinde görüyorsunuz. Birilerini sıradan ve zavallıca acınma duygusu uyandıracak türde basit hakların savunucusu olarak görürken diğerlerini keskin hayır söylemlerinin yılmaz dövüşcüsü olarak görüyorsunuz. Aslında olayı yıllar önce sanatçı (müsveddesi) ne güzel açıklamış. "Açlığın dini olmaz, yoksulluğun vatanı" bende üzerine milleti kelimesini ekleyerek söylemi biraz daha genişleteyim ki meramım daha iyi anlaşılsın. 

Ben Gürcü kökenliyim. Gürcüce diye bir dil vardır mutlaka ama ben hiç merak etmemişim ve ihtiyaç duymamışım. Nedense ihanet içerisinde hissetmiyorum kendimi. Kendimi nafile, boş , kökensiz ve luzumsuz hissetmiyorm. Alçaltılmış, horlanmış hissetmiyorum.Sanırım bende çok anormal bir şey var. Dikkat ettiyseniz birileri tarafından sürekli aynı sorunu konuşmaya zorlanıyoruz. Kürt Sorunu veya Güney Doğu sorunu diye. Adı ne olursa olsun birileri tarafından bu konuda görüş belirtmeye, bu konuyu tartışmaya, bu konuyu her şeye hesap ölçüsü yapmaya zorlanıyoruz. 

Neyi konuşuyoruz? Anadilde eğitim! Adem-i Merkeziyet! Kürtürel haklar! Ayrılıkçılık! Terör! Geri kalmışlık! Aşırı nufus artışı! Göç! Özerklik! Ve en önemlisi bu sorunların çözümü için ilaç olarak sunulan "Anayasa değişikliği ve bu değişiklikte tanımlanması istenen vatandaşlık kavramı. Türk kelimesi yerine Türkiyeli veya Anadolulu kelimesi konulması. Bir milleti var etmeye çalışırken diğer milleti basit bir düzeltme ile yüzyıllar boyunca silah zoru ile yapılamayan yok etme işini barış yolu ile hissettirmeden tarihe gömme uğraşı. Bu ülkenin sorunu, Kürt diye tanımlanan insanların sorunu bu düzeltme ile halledilecek öyle mi? Onlar ile birlikte benim yaşadığım sorunlarda halledilecek öyle mi? 

Keşke haklı olsalar! Haklı olsalarda bu sihirli kelimeyi Anayasamıza ekleyip bütün bu sıkıntılardan kurtulsak.Demokrasimiz mükemmelleşse, aç insanlarımızın mideleri sıcak bir corba ile tanışsa, işsizlerimiz iş hastalarımız şifa bulsa. Asgari ücret ile asgari yaşam düzeyinde yaşayamayan ve 60 yıllık ömrünü köle gibi 14 saat çalışarak geçiren insanlarımıza insanca bir yaşam bahşetsek! Eğitim sorunumuzu halletsek, kadınlarımızın hala büyük bir kısmı okur yazar düzeyinde, bazıları okur yazar bile değil. Kör , sağır dilsiz yani. Basit bir kelime ile onlarıda yaşamın içerisine görür, duyar, söyler hale getirsek ne güzel olur değil mi? 

Hızlı nufus artışı, doğum sırasında meydana gelen ölümler, düşük oranları, töre cinayetleri sonucunda hayatlarını kaybeden kızlarımız ve kadınlarımızın kara kaderleri ak olur değil mi? Sihirli kelime ile birden demokratikleşeceğiz, insanileşeceğiz, modernleşeceğiz öyle mi? 

Birden çıplaklarımız giydirilecek, açlarımız doyurulacak, işsizlerimiz iş, katillerimiz ellerinde ki kanlardan, vurguncularımız soygunlarından, onursuzluklarından kurtulacaklar ha! Devleti hortumlayanlar hortumlarının ucuna kör tıpa vuracaklar, ihale fesatları, fesatlıklarından vazgeçecekler. Sümüklü çocukların sümüğünün akması duracak, çıplak ayakları ayapkabı ile sarmalanacak ha! Kadınlar istenmeyen çocukları doğurmamak için rahmine sopa sokup kan kanamasından yada zehirlenme sonucu ölmeyecek değil mi? Kışlar bahara dönüşecek, istemeyen kışı hiç yaşamayacak, üşümeyecek yani. Gecelerin karanlığından ve puştluğundan korkanlar hep gün içerisinde yaşayacak. Sabaha karşı gözaltına alınmak istemeyecek olan insanların sabahları yaşamdan pas geçme şansları olacak. 

Biber gazı istemeyenlere , domates, vişne, kiraz gazı tercihleri sunulacak değil mi? Polis copu ile sevişmek istemeyen insanlara hakim, savcı, asker, korumaların copu, amir, sicil copu, sözleşme copu, 4 a, 4 b, 4 c copu tercihleri sunulacak! Ve bunlar demokrasi ile yaşamın bir parçası olarak sunulacak değil mi? Birden birileri tarafından insan yapılacağım, insanca yaşayacağım ve insan muamelesi göreceğim ha! 

Bir şeyler ters gitmiyor mu? Özelleştirmeler yolu ile asgari yaşam düzeyinin altına asgari ücret ile düşürülmedim mi? Özelleştirmeler bu işe yaramadı mı? Memurdan çok daha fazla ücret alan işçiler şimdi asgari yaşam düzeyine mahkum edilmedi mi? Bu çok vatansever siyasetçilerimiz ve çok vatansever vatandaşlarımız ve yöneticilerimiz özelleştirilen bu kurumları özelleştirmeden adam gibi yönetemediler mi? Fabrikaları yönetemeyecek, işyerlerinin yaşamasını sağlayamayacak kadar aciz olan üst kesim ve eli ballı, eli yağlı kesim bize ne diye ve hangi yetenekle insan onuruna yakışır bir yaşam sunsun, yada sunabilsin! Asgari yaşam ücreti ile 65 yaşına kadar çalışmaya insani gerekçeler ile mi başvurmuşlar ve bunu yapmışlar sormaz mı insan? 

500 milyar dolar ihracat afişinin önünde durup ağlamak mı lazım, yoksa gülmek mi karar veremiyorum. Bu 500 milyar dolar ihracatın dirheminin bana uğramamasını kör talih olarak mı göreyim ? Ne anlamı olacak ki? Ha Kürtçe ağlamışım, ha Lazca, ha Gürcüce ha Türkçe. Birilerinin kendi dilinde ağlaması başkalarına daha büyük haz mı verecek? Farklı ağlama türleri ile müziğimizi mi geliştireceğiz. Ağıtlarımızın dili çok mu önemli? Devleti kimin yönettiği, yönetme erkinin kimin elinde olduğu zerrece beni ilgilendirmiyor ki. 

Biliyorum ki yönetme gücünü eline geçiren bırakmamak için elinden ne tür halt geliyorsa umursamaz bir şekilde yapıyor. Kimin yönettiğinin ne anlamı kalıyor ki? Ha askeri yönetimler sırasında sorgusuz sualsiz gözaltına alınmışım ha hukuk dışı bir şekilde fark nedir ki? Bana ha asker hakaret etmiş ha sivil seçilmiş farkı ne? Sanatı ve sanatçıyı ikiside aynı şekilde yorumlamıyor mu sanki? Birisi ucube der diğer ahlaki değil der , yaklaşım tarzında azıcık fark olsun ama değil mi? 

Yahu biz sanki birilerine büyük haksızlık yapıyoruz. Vermediğimiz değerleri istiyoruz. Bu ülkede kaç okulda müzik, beden eğitimi, resim, görsel sanatlar veya iş eğitimi derslerinde bu dersler yok saylıp matematik, türkçe , fen ve teknoloji işlenmiyor ki? Hepsi SBS ye hazırlık gerekçesi ile katlediliyor. Sanatçı yetişmesinin istenmediği ülkede sanatsever insan ve yönetici istiyoruz. Haksızlık !!!! Herksi iyi para kazanacak yerlere getirme, yerleştirme konusunda insan üstü uğraşlar veren aileler, öğretmenler; vicdan , paylaşım, ahlaki değer, , insan omuru kazandırma konusunda kaç dakikalık eylem, söylem ve örnek davranış içerisinde olabiliyor ki?  

Bu ülkenin sorunu Kürt sorunu değil ki! Eğer o ise ona epey etnik grbun adınıda eklemelisiniz. Benide ekleyin. Gürcülerde yaşıyor bu ülkede.Lazlarda, Çerkeslerde, ahbazlarda. Sayın sayabildiğinin kadar. Kültürünüz ve kelime dağarcığınız, etnikite bilginiz elverdiği ölçüde. Az sorunumuz var zaten sizde ekleyin bir kaç sorun daha. Ama sakın gerçek sorunlarımızı, ortak sorunlarımızı asıl konuşma, tartışma konusu yapmayın. Birileri bunları ve gerçek nedenlerini konuşmamızı istemez. Yüzyıllar boyu sömürgeleştirmek, zavallılaştırmak için sanki bu kavramı kullanmadılar gibi aynı zokayı yutmaya devam ediyoruz. Her bir haltta ABD yi örnek gösteren zavallılar orada idam var diyorsun, duymuyorlar, orada resmi dil tek, eğitim dili tek diyorsun duymuyorlar. Kısacası onlar duyun dediklerini duyuyorlar, konuşun dediklerini konuşuyorlar. 

Bu gün en küçük bir tepkide üzerlerine biber gazı sıkılan insanlarımız ile halepçe de üzerlerine gaz sıkılan insanların maruz kaldığı davranışlar arasında mantıki olarak ne fark var biliyormusunuz. Biri hemen öldürüyor , diğeri yavaş yavaş öldürüyor. Biri madden hemen öldürüyor biri manen hemen öldürüyor. Birileri öldürücüsü atmaya cesaret etmiş diğerinde henüz o cesaret yok. Fark bu kadar basit değil mi? Her şeyin ayrıntısı ile uğraşmak zorunda mıyım ben! 

Birini adı militan birinin adı eşkiya, birinin adı işgalci asker! Birinin adı devrim şehidi!birinin adı vatan sehidi!diğeri niyazi! Herkes her şeyi bir şeyle nitelendirmede usta zaten. Ben 60-70 senelik ömrümü dünyaya gelirken elimde olmayan tercihler için harcayacak kadar fazla bulmuyorum. İnsanca, insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamak istiyorum sadece. 

Başkalarının önüne geçmek için kullanacağım etnik kökenim yok, bir ada, isme dönüşmüş, menfaat sağlayan yada ötekileştirilme nedeni, adamlaştırma, insanlaştırma olarak dinim de yok. Bir 60-70 yıllık yaşam süreci içerisinde yaşamı gereği gibi yaşamaya mahkum edilmiş bir insanım hepsi bu. Son verme hakkım yok! Yaşamaya mecbur bırakılmışım ve yaşamı "yaşam gibi" yaşayamaya calışacağım. Hepsi bu! 

Aç kalmadan, çıplak kalmadan, köleleşmeden, zülüm aracı haline gelmeden, üşümeden, korkmadan yaşamaya çalışacağım. Bunu konuşup bunu tartışacağım. Ve kendime TÜRK'üm demekten, kendimi TÜRK gibi hissediyorum demekten asla utanmadan, sıkılmadan ve bunu sorun haline getirmeden yaşamaya çalışacağım. Herhengi bir yaşamı sonlandırmadan, sonlandırma hissine kapılmadan!!!!  

 
Toplam blog
: 25
: 498
Kayıt tarihi
: 10.01.09
 
 

Tarih Öğretmeniyim. Trabzon/Of doğumluyum. Yazmayı seviyorum. Yazanları, yazarak paylaşanları daha ..