- Kategori
- Şiir
Öylesine
doğa
Yıllardır eviniz de kullandığınız, alıştığınız, objelerin, eşyaların, evrimlerini hiç düşündüğünüz oldu mu? Benim yıllardır kullandığım , kenarları ve ortası rengarenk çiçekli yeşil halım gibi gibi mesela. Bir dolu halı çoktan evimizden gitti ama o otuzbeş yıldır hala öylece duruyor. Kimbilir, güzel yumuk, kaç koyunun tüylerinin iplikleri var dokusunda.. Sonra onu tezgahlarda dokuyan elleri düşünürüm. Her ilmiği emekle atarlarken, düşüncelerinde neleri yaşıyorlardı..Acı hüzün, mutluluk, sevgi.., Hangi duyguları o ilmeklerle tezgahta dokuyup durdular. Ya yıllardır üstünde, gezinen, oturan, dolaşan insanlar. Kimbilir, hep ezilmekten öte neler hissetmiştir.
İlmlk ilmik seni dokuyan eller,
Kimbilir sana neler anlattılar, neler
Nice dostlar uzandı yatak yerine,
Ne çok gözyaşı dökülmüştür üzerine..
Hala ayak izleri duruyormu sevgilinin,
Üstün de oynaşan çocuk ellerinin,
Ne anılar var, renginde, çiçeğinde
Söylediğimiz şarkılar belki de ezberinde...
Neler göreceksin daha yıllarca,
Oysa kimler gitti bitirdirdi yaşamı,
Sen öylece kalacaksın eskimedikçe,
Bizim emektar, güzel halı....
Ya şu elimde yazılar yazdığım kalem(Hoş şimdi tükenmezi dolmakalemi her çeşidi var). Bir zaman yemyeşil yaprakları olan hangi ağaçtı acaba. Her bahar çiçekler açan, bir canlı..
Diksem bir ulu ağaç olurdu,
Dertlerimden bir küçük fideyi.
Büyür, büyür, dalları göğü bulurdu,
Sonra fırtınalara karşı koyan gövdesini,
Feda ederdi zamanın kazmasına,
Dalları paramparça
Bir kara kalem olurdu elimde,
Dertlerimi yazmaya...