Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Haziran '12

 
Kategori
Güncel
 

ÖYM'lerin kapatılmasının ardındaki gerçek

ÖYM'lerin kapatılmasının ardındaki gerçek
 

Bildiğiniz gibi Özel Yetkili Mahkemeler(ÖYM) alel acele kapatılıp, yerine yenileri açılmak için düğmeye basıldı.

Bu mahkemelerin işlevi konusunda bu güne kadar her kafadan bir ses çıktı. Bu konuda bilgisi olan da olmayan da konuştu. Hukukçulara göre ise; bu mahkemenin uygulamaları hukuku zorlamak olarak açıklandı.

Özel Yetkili Mahkemeler gerçekten hukuku zorladılar mı?

Ergenekon, Balyoz, KCK ve Şike davalarına bakılacak olursa, bu mahkemeler adeta aslan terbiyecisi gibi!.. İktidara muhalif nerde, kim varsa, mutlaka bu mahkemelerden birisine yolu düşüyor. Zaten bu mahkemelere yolu düşenlerin tutuklanmamaları mümkün değil. Mutlaka özgürlüklerine bir kısıtlama geliyor.

Bu mahkemelerin uygulamalarındaki hukuksuzluk tüm dillerde dolaşırken, mahkemelerin ve Özel Yetkili Savcıların elleri öylesine uzadı ki; ta Başbakan’ın yakınlarına kadar geldi. Bunu gören Başbakan, yakınlarındakilere sahip çıkmak, yakınlarını korumak içgüdüsü ile birkaç gün içinde yeni bir yasa çıkartıp, yakınlarını korudu!

Ya korunmayanlar?

Yazılmamış kitap nedeniyle tutuklu bulunanlar, yazdıkları kitaplar serbestçe satılırken, yazdığı bu kitaplar nedeniyle hapiste yatanlar, milletvekilleri, emekli ve muvazzaf askerler, kanuna aykırı elde edilen düzmece deliller vs.. Saymakla bitmeyen bir sürü hukuksuzluk!

Bu hukuksuzlukları herkes görüp bir yandan isyan ederken, öbür yandan bu mahkemelerin işlevlerini(görevlerini) tamamladıkları, sesiz sedasız iktidar partisi tarafından açıklandı. Tam da burada iktidar partisi ile ortağı cemaat arasında ipler gerildi ve nihayet ip kopma aşamasına geldi.

İktidar partisi bu mahkemeleri kaldırmada kararlı! Ortağı cemaat ise bu mahkemeleri kaybetmek istemiyor. Çünkü bu mahkemelerin tamamen cemaatin elinde olduğunu herkes biliyor.

Bu mahkemeler eliyle cemaat istediği kişiyi, suçlayıp, hakkında ürettiği sahte, sanal belgeler ile suçlayarak onursuzlaştırıp, itibarını yitirmesini sağlayabiliyor.

Türkiye’deki bu hukuksuzluklara, her ne kadar vatandaşlar isyan etse de, vatandaşın isyanını pek dinleyen olmadı. Her zaman olduğu gibi birilerinin kulağımızı çekmesi gerekiyordu. Nihayet birileri kulağımızı çekiverdi!

İşte o kulak çekicilerin hazırladığı bir rapor, Özel Yetkili Mahkemelerin kapanma sürecini hızlandırdı.

Gelin o kulak çekicinin hazırladığı rapora bir göz atalım.

Kulak çekicimiz; Avrupa Konseyi’nin hukuk alanında danışma organı görevini yürüten Demokrasi ve Özgürlük İçin Avrupalı Yargıçlar Birliği! (MEDEL) Birliğin iki üyesinin Türkiye hakkında hazırladığı gözlem raporunda, öyle bir kulak çekiliyor ki; yakında Başbakan bu birliğin yerine kendimize yeni bir birlik kuracağız derse hiç şaşırmamak lazım.

Sayın Başbakan ve iktidar partisi boşuna YARSAV’ı kapatmak istemiyor. Çünkü bu kişileri davet edenler YARSAV!

YARSAV’ın daveti üzerine Türkiye gelen ve 3-9 Haziran’da Ankara ve İstanbul’da Adalet Bakanı, yüksek yargı organlarının başkanları, HSYK üyeleri, baro başkanları ve bir dizi yargı mensubuyla görüşen MEDEL temsilcileri Christoph Strecker (MEDEL Yönetim Kurulu Üyesi, Emekli Yargıç, Stuttgart, Almanya) ve Vito Monetti, (MEDEL Eski Başkanı, Cenova İstinaf Mahkemesi Başsavcısı, İtalya) Türkiye gözlem raporlarını tamamlamış.

YARSAV ve Yargı-Sen’e müdahalelerin de eleştirildiği rapor satırbaşları ile şöyle:

Soruşturmalar ya da yargılamalar politik gücü elinde tutanların çevreleri açısından tehlikeli bir boyut kazanmaya başladığında, ilk tepkileri ilgili savcıya veya hâkimi dosyadan el çektirmek; görevini ya da görev yaptığı şehri değiştirmek yine ilgili savcı veya hâkim hakkında disiplin soruşturması ya da ceza soruşturması başlatmak ve kanun değişikliği yaparak iktidar yandaşlarını yargıdan muaf tutmak.

Yukarıda bahsedilen bu durum yargının sıklıkla ve çeşitli yollarla yürütme erki tarafından manipule edildiğinin açık bir kanıtıdır. Savunmayı temsil eden avukatların aynı şekilde ciddi biçimde bu durumdan etkilendiği açıktır.
Prensip olarak adaletin üç işlevi vardır: Birincisi uyuşmazlık yönetimidir, ikincisi düzen sağlamadır, üçüncüsü ise siyasi gücün sınırlandırılmasıdır. Açıkçası Türkiye’de yargı siyasi gücün emrine verilmiştir ve yargının kontrol ve sınırlandırma işlevlerini yapmasına izin verilmemektedir.

Şimdi bizler, hiç şüphe götürmez şeklinde olan ilk izlenimimizin açıklığı karşısında şaşkınlık içindeyiz ki Türkiye’de yargının bağımsızlığı ve hukuk devleti adına çok şey yapılmak zorundadır. Bunu temin için hâkim ve savcıların mensubu olduğu özerk birliklerin önemi büyüktür.”

Görüldüğü gibi rapor zehir zemberek!

Bu raporu hazırlayanlara şirin görünmek adına, Özel Yetkili Mahkemelerin kapatılması için atağa geçildi. Ancak, mahkemelerin ellerindeki davalar sona erinceye kadar görevlerine devam edeceklerini de açıklayarak, bir yerlere mesajlarını göndermeyi ihmal etmediler.

Netice mi?

Özel Yetkili mahkemeler kaldırılıyor. Yerine Terör Mahkemeleri geliyor.

Mahkemelere ve savcılara sanal delil hazırlayan özel birim hala görevinin başında!

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..