Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '08

 
Kategori
Güncel
 

Oynatmaya az kaldı, doktorum nerde?

Oynatmaya az kaldı, doktorum nerde?
 

Merhaba değerli okurlar,

Evet Başbakanımızın kafası, bir tarafta seçimler, diğer tarafta ekonomik kriz nedeniyle, gerçekten çok karışık gibi gözüküyor......

O denli karışık ki, ekonomideki sıkıntıları, psikolojik olarak niteleyecek kadar ......

Sayın Başbakanımıza göre, ülkede, önce kriz yoktu, sonrasında teğet geçecekti, şimdilerde ise yaşananlar psikolojikmiş.....

Evet Sayın Başbakanımızın bu tespiti gerçekten doğru, ama, durumu şöyle izah etmek gerek, öncelikle halkı 2 gruba ayırmamız lazım, şöyle ki.....

Bir tarafta, AKP ve yandaşlarının bulunduğu krizin olmadığı ya da teğet geçtiği kesim, diğer tarafta ise, psikolojik ve trajik durumda bulunan halk kesimi.....

1. kesim, yani AKP yandaşları, günümüzde ülkemizin en rahat kesimdir.... Çünkü Onların, bankalarda ve ceplerinde para hiç eksik olmaz......

Televizyonlarda, nasıl ultra bir yaşam sürdükleri, artık ülke sınırlarını aşmış, ABD'lerinde bile gazetelerde yerini almıştır.....

Bu kesim, paraya ihtiyaç duysalar dahi sorun yaşamayan kesimdir......

Çünkü bu kesim sıkışırsa, sorunları,

Ya davetiye usulü ihale alınması,

Ya teşvik kredisi alınması,

Ya Sayın Maliye Bakanımızın, vergilerde ufacık bir oynama yapmak suretiyle, oğluna mısır ithalinde yaptığı gibi yüzlerce milyarlık olanakların yaratılması,

Ya da ucuza kapatılan araziler üzerinde yapılan imar değişiklikleri devreye sokulmak suretiyle, sorunları bir anda çözülüverir......

Değerli okurlar, bu konuya devam etmeden önce, Psikiyatrist Dr. Arif Verimli'nin açıklamalarına yer vermek istiyorum......

Evet Sayın Verimli, ekonomik kriz nedeniyle psikolog ve psikiyatristlere yapılan başvuruların rekor düzeyde olduğunu, daha önce böyle bir şey hiç görmediğini ifade ederek, kriz nedeniyle problem yaşayan insanların sayısında büyük artış olduğunu belirtmiş ve ilk defa böyle bir durumla karşı karşıya kalıyoruz ve bize başvuranların büyük çoğunluğunu işadamları ya da işten atılanlar oluşturuyor, kriz böyle devam ederse psikolog ve psikiyatristlerin bu insanlara yardımcı olabilme şansı giderek azalır. Kriz döneminde boşanmaların artacağını da söyleyebiliriz, demiştir....

Evet, ikinci kesimin yani, işsizin, emeklinin kısaca halkın durumu bu......

Sayın VERİMLİ'ye teşekkür etmek gerek, olayın hangi boyutta olduğunun en somut örneğini verdiği için.....

AKP İktidarında, açlık ve yoksulluk sınırı altında, yaşamaya mahkum edilen halkın %74'lük kesimi, bitirilmiştir, tüketilmiştir diyebiliriz.....

Sıra şimdi sektörlere geldi......

Kapanan işletmeler.....

15-30 günlük sürelerle üretimi durduran dev Şirketler.....

Maaşlarının %24'ü kesilen zavallı işçiler.....

İşini kaybeden, nasıl geçineceğini düşünen ancak ne yapacağını bilemeyen şaşırmış aileler.....

Elektrik, su, geçinemedikleri için zorunlu olarak kullanılan kredi kartı ve diğer zaruri ödemeleri nasıl karşılayacağını düşünen aileler....

Bu ödemeleri yapamadıklarında, icrai takibatla karşılanmalarının kaçınılmaz olduğunu düşünen insanlar.....

Tabii ki, icra denince, o da apayrı bir dram, borçluya mı üzülürsün, yoksa alacağı için icra Müdürlüklerinden 2-3 aydan önce gün alamayan avukatlara mı....

Okuyan çocuklarının cebine harçlığını nasıl koyacağını düşünen babalar, analar.....

Gündüzleri fabrika önlerinde, sokaklarda bağırıp çağıranlar......

Gecelerin o ayazında meşaleli protesto yapanlar.....

Başbakanımızın umurunda bile değil......

Çünkü, bunların hepsi psikolojikmiş, açıklamalarına bakarsak Sayın Başbakanımızın......

Başbakanımızın bu yaklaşımını görünce de, teşbihte hata olmazsa, Orhan VELİ'nin bir şiirindeki "Bir elinde cımbız, bir elinde ayna, umurunda mı dünya...." sözcükleri aklına geliveriyor insanın.....

Evet, iş yerlerinin kapanması, işçilerin kapının önüne konması, hepsi psikolojikmiş.

Yani, bir noktada hepsi kafayı yemiş......

Hem de, bir insanın, ekonomik sorunlar nedeniyle diye not bırakıp, çenesinin altına silahını dayayarak tetiği çekip hayatına son verebileceği kadar.....

Hem de, Devlet memuru gibi, milyonlarca insanın olmak istediği bir görevde bulunan bir polis memurunun 45 milyarlık borç için hayatına son verebileceği kadar.....

Hem de, bir insan hayatının 100.000 YTL'lik bir borçdan daha kıymetsiz olduğunu ortaya koyacağı kadar.....

Ve hem de Adanalı Emekli Şehmuz'un 40 Kuruş ekmekden tasarruf sağlamak adına girdiği halk ekmek kuyruğunda son nefesini verebileceği kadar.....

Dileriz ki, basına yansıyan sadece şu 4 olayın benzerleri artmasın.....

Ancak görüyoruz ki, Sayın Başbakanımız, gerçekten ağır ekonomik şartlar altında ezilen emekli, memur ve orta sınıfa yani halka parasal destek vererek, onların psikolojik durumlarını düzeltmek yerine, lafla ve %4'lük zamla moral vermeye çalışıyor.....

Ama bir noktada o da haklı ne yapabilir ki......

İktidara geldiklerinde, 220 milyar dolar olan borç, şimdilerde 500 milyar dolarlarda.....

Aradaki fark 380 milyar doların üzerine konacak olan devletin diğer gelir kalemleri ve özelleştirmeden elde edilen belki 500, belki de 600 milyar dolarların ne olduğunu, kimlerin cebine gittiğini belki O'da artık bilemez durumdadır ve soruna psikolojik diyerek çaresizlik içerisinde halka bu şekilde göstermesi de olasıdır ki, bu yüzdendir......

Değerli okurlar,

EĞER Kİ, TÜRKİYE'DE BİR ŞEYLERİN DÜZELMESİNİ İSTİYORSAK;

SÖZÜNDE DURMAYARAK HALKA YALAN SÖYLEYENE, DOKUNULMAZLIK ZIRHI ARKASINDA YARGIDAN KAÇARAK HESAP VERMEYENE, ONLARIN GÖSTERDİKLERİ ADAYLARA, BİZ DE OYUMUZU VERMEMELİYİZ......

 
Toplam blog
: 407
: 877
Kayıt tarihi
: 02.07.06
 
 

15.12.1950 Mersin doğumluyum. İzmir Ticari İlimler Mezunuyum. Bir Kamu Kuruluşundan  Şube Müdürü ..