Oynatmaya az kaldı

İçinde bulunduğumuz bu hafta en sıcak haftaymış. Gerçekten de çok sıcak. Dal kıpırdamıyor desem yalan olmaz.

Sokağa çıktığımda görüyorum. Herkeste bir sinirlilik hakim, özellikle trafikte. İnsanlar sürekli kavga ediyorlar. Trafikte sürücülerin itinayla yaptıkları tek şey korna çalmak. Bunun dışında trafikte uyulması gereken hiçbir kurala uymuyorlar.

Sürücüler yolların dışında kaldırımları da kendilerine ait sanıyor olmalılar ki arabalarını olmayan kaldırımlara parkedip yayalara Tarzan’lık yaptırıyorlar.

Yayalar da apayrı bir alem. Onlar da tıpkı sürücüler gibi, gittikleri yolun sadece kendilerine ait olduğunu düşünerek yolu ortalayarak yürüyorlar.

Metro için tünel çalışmaları yapılıyor. Heryeri kazıyorlar. Trafiğin akışı ve güzergahı da metro çalışmalarının gidişatına göre değişiyor tabi. Tünel çalışanları bu çalışmalar sırasında kocaman iş makinalarıyla insanın sabrının sınırlarını zorlayan gürültüler çıkarıyorlar.

Elbette tüm bunları vatandaşı germek için yapmıyorlar. Bu işi yaparken onların da ıslık çalarak yaptıklarını zannetmiyorum. Sabahtan akşama kadar sıcağın altında çalışmak hiç kolay olmasa gerek.

Sıcak bir taraftan, gürültü bir taraftan, seyyar satıcılar bir taraftan, akşamdan başlayan içkili balkon sefalarını sabahlara kadar uzatanlar bir taraftan.

“Dört kilo domat iki milyon liraya” Seyyar satıcılar sanki sınav yapıyorlar. Bize paramızın ¼ ünü hesaplatacaklar.

Sokağımızdan hergün geçen bir süpürgecimiz var ki onu anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır

“Hayde süpürgeciiieee geeealll geeaalll geeealll”