Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '07

 
Kategori
Futbol
 

Oyun kötü, puan iyi...

Oyun kötü, puan iyi...
 

Her şeyden önce Beşiktaş-Ç.Rizespor maçı için söylenmesi gereken Beşiktaş’ın kötü oynama hakkını kullandığı... Kuşkusuz şampiyonluk yolundaki rakibi Fenerbahçe’nin Kayseri’de takıldığı haberi siyah-beyazlılar için maçın önemini bir kat daha arttırdı. Ancak maç genelinde görüldü ki, Beşiktaş’ın genç oyuncuları henüz bu baskıyı kaldırabilecek kapasitede değiller. Özellikle Serdar Kurtuluş ve Burak Yılmaz’ın ayağından gelen basit top kayıplarında gözlenen bu durumun zirve yarışçılarını karşı karşıya getirecek 3 maçlık kupa ve lig serisine etkisi, mücadelenin seyrini de doğrudan etkileyecekmiş gibi görünüyor.

Rizespor karşısına sezonun skorer golcüsü Bobo’nun eksikliğinde çıkan Beşiktaş’ta Tigana sistem tercihini 4–2–3–1’den yana kullandı. Defans bloğunda sol kanadı Baki’ye teslim eden Fransız teknik adam, Rizespor’un ligdeki konumundan cesaret almış olacak ki, ezberini bozarak sağ bekte Ali Tandoğan’a görev verdi. Fakat şimdiden söyleyelim bu durum uzun sürmeyecek çünkü sert rakipler karşısında yine bir stoperi alıp orada oynatacağını hepimiz biliyoruz. Fenerbahçe karşısında oynayabilecek durumda olursa Mustafa Doğan, olmazsa İbrahim Toraman sağ bekte görev alacak büyük ihtimalle. Bekleyip görelim. Defansın önündeki Koray-Serdar ezberini bu maçta da bozmayan Tigana, tek santrafor olarak kullandığı Nobre’yi destekleme işini Delgado, Ricardinho ve Burak Yılmaz’a havale etti. Bu üç oyuncu maç boyunca rakip sahada istenen etkinliği gösteremezken, Nobre’nin 7.dakikadaki pozisyonda Bashir’den salise farkıyla önce topa dokunması takımına erken bir penaltı kazandırdı. Maçta Beşiktaş adına olumlu gözüken ender şeylerden biriydi bu penaltı... Anlaşılan, tek santraforlu sistemi Beşiktaş’ın bünyesi kabul etmiyor. Nobre’nin performansını sorarsanız Fenerbahçe’de aynı işi yapan meslektaşı Kezman’dan on kat daha iyi. Varın Fenerbahçe’nin problemini siz düşünün...

Ligimizin fikri sabit teknik direktörlerinden Rıza Çalımbay, bildiğimiz taktiğini ve sarkık son adam felsefesini Beşiktaş karşısında da uyguladı. Bashir’i süpürücü olarak kullanan Rizespor, orta sahasını kalabalık tutarak ve rakibine ileride basarak çoğu kez Beşiktaş’ı sıkıntıya soktu. Siyah-beyazlılarda bir süredir ara verilen 50’nin üstünde top kaybı istatistiğine bu maçta yeniden dönülmüş olması elbette tesadüf değil. Baki, İbrahim Toraman, Gökhan Zan ve Ali Tandoğan’dan hiçbiri topla çıkarak ya da isabetli paslarla geriden oyun kurma meziyetlerine sahip olmadığı için Beşiktaş sezon boyunca yaşamadı mı bu sıkıntıları? Beşiktaş’a sahasında yapılacak etkili bir pres ile kazanılacak topların defans gerisine kaçırılacak süratli adamlarla buluşturulması fikriyle çok takım puan almadı mı Beşiktaş’tan? Peki, ne oldu da Rizespor alamadı? Nedeni basit... Son dönemlerin trendy taktiği “Beşiktaş’ta Ricardinho ve Delgado sahadaysa, kanatlar zayıf demektir. Kanatlardan yüklenip, sağlı sollu ortalarla gol buluruz.”

Beşiktaş’ın zaaflarından ilkini çok iyi tespit edip siyah-beyazlılara sahasında etkili bir pres uygulatan Çalımbay, ne yazık ki Altan’ın yerine Anderson’a sırtını dayamakla en hayati yanlışını yaptı. Maç boyunca yapılan ortalarda Anderson Gökhan Zan’ın markajında eridi gitti. Oysa Rizespor İbrahim ile Gökhan’ın arasına Altan çomağını soksa belki de petekten bal alma şansı olabilirdi.

Şimdi siyah-beyazlıların önünde zorlu Fenerbahçe maçları var. Ara toplarını atacak ayaklar Alex’e, o toplarla buluşacak ayaklar Tuncay’a ait olabilir. Tigana’nın bu durumu etüt edip sahaya akılcı bir stratejiyle çıkmasında fayda görenlerdenim. Evet belki defansı önde kurup alan daraltmak modern futbolun bir gereği ancak, geniş alanda Tuncay gibi hızlı bir forveti yakalayacak defans oyuncusunu ben Beşiktaş kadrosunda göremiyorum.

Son olarak hakem Aytekin Durmaz’dan bahsetmek her şeyden önce objektif anlayışımızın gereği. Maçın genelinde “futbol bilgisinden yoksun” bir hakem görüntüsü çizen Durmaz’ın, pozisyonları süzme ve yorumlama konusunda sıkıntılar yaşadığına şahit olduk. Verdiği penaltı kararında doğruyu bulan Aytekin Durmaz, buna karşın birçok ikili mücadelede ters kararlar verdi. Hele ki 72.dakikada Baki’yi ikinci sarı karttan oyundan atmayışı affedilir bir hata değildi. Şimdi oturup “Beşiktaş’ın bağlarında üzüm yemek değil, Rize’nin dağlarında bağcı dövmek” gibi bir cümle uydursam, maç sonrası soyunma odası koridorlarında haykırışları yankılanan Ekrem Cengiz’in ne demek istediğine tercüman olur muyum dersiniz? Kurcalamaya kalksak bu iş Federasyon ve imza olayına kadar uzanır, çok derinleşir. O yüzden o gayya kuyusuna düşmeden etrafından dolanalım şimdilik. Ama gördüklerimizi de görmezden gelmeden. Kulağımızın üstüne yatıp unutmadan...

 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..