Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Hakan Karaduman (Akdenizli)

http://blog.milliyet.com.tr/akdenizli

07 Eylül '08

 
Kategori
Blog
 

Oyun

Oyun
 

..


Yazmak keyiften emeğe dönüşürse, üretim sanattan zanaata dönüşür.

***

Konuşmak da öyledir. Yeni ve bir o kadar da açmazı açan bir öngörüde bulunmak aniden zihnin çakmasından sonra söylenmişse, düşünürün uzun uzun eskitip söyledikleri de bir o kadar kapıları açmaya pek yaramaz. Son günlerdeki sol üzerine süren tartışmaların sanıyorum pek gideceği bir nokta yok. Son derece basit çünkü nedeni: toplumun en okumuş etmişleri bile böyle bir tartışmadan ya habersiz ya da ilgisizler. O yüzden birilerinin çalıp oynadıkları bu oyunun sonunda kaybeden yine azıcık kalmış sol olursa şaşmam.

***

Belki MB da böyle bir tartışma gerçekleşmiş olsaydı çok daha fazla yararlı sonuçlara ulaşılabilinirdi ama şu haliyle durum içler acısı. Mesleğimde gördüğüm ve artık en son tedavi olanakları denenen bazı psikiyatrik vakalar gibi davranıp dominant tavırlarıyla buranın da cılkını çıkaranlar oldu. Eh, zaten bazı işsiz güçsüz, zamanını nereye kullanacağı belli olmayan başka bir grup da onları pohpohlayarak destek verince bugünlere geldik: ne bir birliktelik kurabilir, ne de düşüncelerimizi bir platformda tartışabilir olduk.

İşte benim üçüncü yılına giren MB hikayemde gördüklerim bunlar.

Bu aslında bazı kendini olduğundan üstün gören "tık" şampiyonlarının artık bir şeyler bekler tutumlarının eli boş kalmasından da kaynaklanıyor. Yani yazmayı emek olarak görenlerin gevşemelerinden diyebilirim. Yazılanlar "viki" sözlükten ileri gidemezken nasıl bir ayrıcalıktır bekledikleri; işte onu da anlamakta zorlandım hep.

Sizler şey sanıyorsunuz; allanıp pullanan ve imlası süper olan her yazı güzeldir. Yanlış. İçeriğinde ne var? Havagazı…

Sürekli bu hata var; "de" ayrı yazılmalıydı, "da" denmeliydi, virgül konacaktı gibi. İçeriğine bakarım, böylelikle zamanım boşa akıp gitmez.

Hayatla oynayacaksınız, yoksa o sizinle oynar. Öyle bir oynar ki, bir evin karanlık bir odasında dışarısız tamamlarsınız ömrünüzü. Oynayacaksınız, yoksa kul köle olursunuz herkese. Oynayacaksınız ki, farklı öğrendiklerinizle açacaksınız insanlığın tıkanıklıklarını.

Televiyonda sigara karşıtı kampanyada taksi içindeki "Nazizal" bakışlı, beyaz gömlekli, alerjik faranjitli itici kadına zorla sigara içermek değil dediğim:

Güzel ve iyiye gidecek her şeyi omuzlayarak, gerekirse omuz vermekle olacak bu iş. Güncel hayatınızda es geçtiğiniz, pas geçtiğiniz, görmek istemediğiniz ama sizin düzeltebileceğiniz onca olumsuza giden şeyler varken…

Ama siz şunu anlıyorsunuz, çoğunuz, "hayatla oynama çocuğum!" denince; etliye sütlüye karışma!

Etliye de karışırım sütlüye de. Çünkü bilirim o etliyi de sütlüyü de adama yedirirler.

Hayatla oynacaksın çocuğum, hem de tırnaklarını kanatmak pahasına hayattan isteyeceksin. Yoksa senin adına oynayanları izlersin ağzı açık, beklersin.

***

not: 300. blog hatırına...

sağlıcakla.

 
Toplam blog
: 470
: 551
Kayıt tarihi
: 28.08.06
 
 

Ateşten denizleri mumdan gemilerle geçmeye" benzer hayatımız. Mutlaka mavi gökyüzü görünecektir. Gid..