- Kategori
- Güncel
Oyuna gelmeyelim. Ayağına eğilmemizi istiyorlar
Haziran sonlarına doğru Suriye tarafından uçağımız düşürüldü. İki tane pilotumuz günlerce denizde arandı. Günler geçtikçe umutlar tükeniyordu ve Temmuz Başında Gökhan Ertan ve Hasan Hüseyin Aksoy denizin derinliklerinde tesbit edildi çıkarıldı. Uçağımız düşer düşmez hemen “Yok gaza gelmeyelim, oyuna gelmeyelim” diye ağız birliği yaptı herkes.
Ya pilotlarımız, o pilotlar -ki birinin Türkiye’nin sayılı astronotlarından olduğunu öğrendik sonradan- kolay mı yetişiyordu
Bu olay sonrası angajman kurallarımız değişti. Türkiye’nin sınırına yaklaşan her tehlike vurulacaktı. Hatta Genelkurmay çocuk oyunu zannetti herhalde hergün açıklama yapıyordu “Suriye tarafından sınırımıza yaklaşan helikopter püskürtüldü” diye. Bizde çok rahatlıyorduk, püskürtülmese mazallah ne yapardık!
Bu olay sineye çekildi öylece. Sonra iç savaş bizim sınırımıza dayandı. Akçakale’ye 1 hafta önce top mermisi yağdı. Neyseki ölen olmamış ve birkaç vatandaş hafif yaralanmıştı. Nota verildi Suriye’ye, sonra tık yok. E sen bir şey demezsen hemen hafta iki roket daha atar Esad. Bu sefer boşaltılan bölgenin dışına yani ikinci bölgeye geldi roketler. 5 tane vatandaşımız öldü, 13 tane vatandaşımızda yaralandı. Hükümet doğru olanı yaptı hemen bölgede belirlenen yerlere misilleme yapıldı. Sonra saat 10'da tezkere’nin görüşüleceği açıklandı.
Savaşa her zaman karşı olan, barışın destekçisi BDP hayır, onun kopyacısı CHP hayır dedi.
Ak Parti ve MHP bu tezkereye olması gerektiği şekilde cevap vererek evet dedi.
Şimdi tezkere alındı diye Suriye’ye girelim demiyorum ama tezkere’yi elinde tutan Türkiye Suriye’ye karşı daha güçlü daha rahat hareket eder. Oyun moyun ayağına da öyle kafası esen herkes sınırımıza roket atamaz.