Oyuncular değişti, ama Fener aynı Fener...

İlk önce 2. Süper Kupayı aldığımız için çok sevindim, onu belirteyim. Maçın ilk 10 dakikasında tamam dedim, tam istediğimiz gibi süper bir takım oluşmuş, rakibe nefes aldırmıyor. Maç hakimiyeti bizde. Atışlar yerini buluyor. Sonra Deivid'in golü tamamladı bu güzelliği. Havalara uçtuk birlikte. 6 dakika sürdü sevincimiz. Olsun rakibin gol atması her zaman iyidir, maçı renklendirir, heyecan katar. Deniz Barış ve Uğur Boral güzel oynadı, tabi Aurelio da...

Sonra çözülme başladı ve Beşiktaş bastırdı. Anlayamadığım nokta şu: bizim futbolcular bir türlü kaleye yaklaşamıyorlar, geriden atılanlar da uzun boylu savunma oyuncuları tarafından karşılanıyor. Aslında çok pozisyon kazanan, köşe vuruşu ve serbest vuruş Fenerbahçe idi, bir türlü değerlendiremedi.

İkinci yarıda ümidimi tam kestim ve buraya yazacaklarımı aklımdan geçirirken ve "bu Kezman ile sezon bitmez, " derken ikinci gol geldi. Yine de fikrim değişmedi. Kezman fizik olarak çok zayıf kalıyor. Ya düşüyor ya sinirlenip dövüşüyor. Arada bir gol de atıyor. Buna karşı ağır ve geri planda kalan Deivid bugün çok başarılıydı. Gelelim Roberto Carlos'cuğumuza. İlk maçı olduğundan sanırım, herkesi şaşırtmış olabilir. Güzel kurtarışları oldu. İsabetli pasları ama Kezman karşılayamadı. Bir de amatörce sarı kart yedi üstelik. Takımın yarısı gitse bile sistem aynı olunca değişen birşey göremedim. Yani yokluğunu hissetmedik: Tuncay, Rüştü, M.Yozgatlı, Ümit Özat...

Bu güzel başlangıç inşallah böyle devam eder. Bu yıl kupalar yılı oldu bizim için. Aynı başarıyı Anderlecht karşışında da görmek istiyoruz.

Tüm Fenerbahçe camiasını kutluyorum bir kez daha. Benim için de futbol sezonu başlamış oldu, TV. yorumcularını bile dinlemeden hemen geçtim bilgisayar başına... Bakalım onlar ne diyecekler?


Sevgiyle kalın! Esenkalın!